AHMET BEŞENK
Hükümetin eğitim alanında devrim niteliğindeki revizyonu ve okul sayısındaki artış ile birlikte okul öncesi yapılan ataklar herkes tarafından takdirle karşılanırken aynı takdiri İlk ve Ortaokul düzeyinde eğitim veren devlet okullarında görmek pekte mümkün değil. Eğitim-Bir Sen Milli Eğitim Bakanlığının devreye sokacağı Öğretmen Performans değerlendirmesini ‘Öğretmenlik mesleğini değersizleştiren ve eğitimin sorunlarını derinleştiren bir uygulama’ olarak değerlendirirken 81 ilde de basın açıklaması düzenledi. Düzenlenen basın açıklamaları beklenen ilgiyi görmezken öğretmenler performans değerlendirmelerinde vazgeçilmesini, öğrenciler ile veliler ise performans değerlendirmesinin yerinde ve isabetli bir karar olduğunu belirtiyorlar. Zira öğrenci velileri devlet okullarında artık her şeyin maddiyatla ölçülür hale geldiğini, öğretmenlerin eğitim vermekle mükellef oldukları öğrenciler üzerinden nema elde ettiklerini, kutsal öğretmen kavramından gittikçe uzaklaştıklarını ve parası olmayan öğrenciler ile velilerin devlet okullarında dahi dışlandığına vurgu yapıyorlar. Öğrenci velileri Öğretmen-öğrenci ilişkisinde temel aktörlerden biri olduklarının bilinmesini işaret ederek Performans değerlendirmesinin olumlu bir sistem olduğunun altını çiziyorlar.
Performans değerlendirmesi anlam itibari ile Çalışanın yeteneklerini, potansiyelini, iş alışkanlıklarını, davranışlarını ve benzer niteliklerini diğerleriyle karşılaştırarak yapılan sistematik bir ölçümdür.
Dünya’da ki hemen, hemen tüm kurumsal firmaların, hatta birçok ülkenin gündeminde rağbet gören Performans değerlendirmesi sistemi Türkiye’de çok ta kabul görmüyor.
Hükümeti Milli Eğitim alanında yaşama geçirmeye karar verdiği Performans değerlendirmesi sistemi öğretmenler ve sendikalar tarafından hiçbir şekilde kabul görmüyor. Öğrenciler ve velileri devletin okullarında yaşanan birçok olumsuz ve etik olmayan yaklaşımlara karşılık performans değerlendirmelerine oldukça olumlu yaklaşırken Öğretmenler ve sendikalar ise tepki koyuyorlar.
‘ÖĞRENCİLER VE VELİLER OLUMLU KARŞILIYOR’
Öğrenci velileri ise performans değerlendirmelerinin oldukça yerinde bir çalışma olduğuna dikkat çekerek şu açıklamayı yapıyorlar: “Öğretmenlerin performans değerlendirmesi ile ilgili bilgileri Milli Eğitim Bakanlığının yaptığı açıklamalar aracılığı ile öğrendik. Haberlerde yazdığına göre ‘Öğretmenler, görev yaptığı okulun müdürü tarafından, zümre öğretmenleri tarafından, görev yaptığı okulda zümre öğretmenleri haricindeki öğretmenler tarafından, öğrencilerin velileri tarafından, öğrenciler tarafından ve kendisi tarafından değerlendirilecek. Kısaca öğretmeni herkes değerlendirecek. Rehberlik araştırma merkezlerinde görev yapan rehber öğretmenler ve özel eğitim öğretmenlerinin değerlendirmesinde, zümre öğretmenleri haricindeki öğretmenler yerine bölüm başkanı değerlendirme yapacak.’ Deniyor. Anlamadığımız bu açıklamada söylenenlerin neyi kötü? Kötü olan bir şey var ise zaten biz istemeyiz. Yıllar boyunca öğretmenlerimize bizler hep ‘KUTSAL’ mesleğin neferleri ünvaını vermiştik. Çocuklarımızı gönül rahatlığı ile kendilerine teslim ediyorduk. Gelin görün ki son dönemlerde artı her şey adeta maddiyat olmuş gibi, herkes çocuklarımız üzerinden bizi sömürmeye çalışıyor. İsabetli bir karar ve desteklenmeli. En azından artık öğretmenlerde denetlendiklerini, yeri geldiği zaman yaptırımlar ile karşılaşacaklarını bilsinler. Aslına bakarsanız performans değerlendirmesi sadece öğretmenlere değil, tüm kamu kurum ve kuruluşlarında yapılmalı. 657 kalkanının ardına gizlenen birçok kişinin yaptıklarını hepimiz biliyoruz. Performans değerlendirme sistemini sonuna kadar destekliyoruz’ diyerek daha da yaygınlaştırılmasını talep ettiler.
‘BİZE GÜVENMİYORLAR MI?’
Bir başka öğrenci velisi ise şu yorumda bulundu: “Biz yıllarca onlara güvenerek çocuklarımızı teslim ettik. Ailemizde birer birey gibi gördük. Sonunda çocuklarımızın karnelerinde kırık notları görünce anladık ki devletin öğretmenlerinden bazıları kendi öğrencilerine eğitim vermek yerine boşluklar bırakarak çocuğumuzu yetersiz gösteriyor. Ardından açtığı haftada 2-3 saatlik kurslarla bizden nema elde ediyorlar. Ve o ödemeler yapıldığında çocuklarımızın notları bir anda yükseliyor. Böylesi kötü zihniyette olan öğretmenlerin varlığının da bilinmesini istiyoruz ve artık bu çarkın ana aktörleri olduğumuzun bilinmesini istiyoruz.” dedi.
Eğitim-Bir Sen sendikası önceki gün ülke genelinde 81 ilde performans değerlendirme sistemini eleştiren açıklamalar yaptı. Açıklamalar Diyarbakır’da da gerçekleştirildi ve çok az sayıda öğretmen bası açıklamasına katıldı.
Basın açıklamasını Eğitim-Bir Sen Diyarbakır İl temsilcisi Yunus Memiş yaptı. Memiş’in yaptığı açıklamada dikkat çeken başlıklar ise şöyleydi:
‘ÖĞRETMEN ÖRSELENMEMELİ, ÖNEMSENMELİ’
“Millî Eğitim Bakanlığı’nın, eğitimcilerin moral ve motivasyonunu bozacak, yüz yüze bakanları karşı karşıya getirecek, saygınlığını zedeleyecek performans değerlendirme sistemi taslağına ilişkin itirazlarımızı haykırmak; iş barışına halel getiren, vicdanları yaralayan, adalet duygusunu örseleyen mülakatla sözleşmeli öğretmen atama uygulamasına yönelik eleştirilerimizi dile getirmek; bazısı ölümle sonuçlanan şiddet olaylarını protesto etmek amacıyla bir araya gelmiş bulunmaktayız.
Ekim 2017 tarihli Kurum İdari Kurulu Çalışma Raporu’nda “pilot illerde uygulaması denenmeye başlanılan, öğretmen motivasyonunu olumsuz etkileyecek, çalışma barışını bozacak, kanuni dayanağı olmayan öğretmenlerin performans değerlendirmesi uygulamasına son verilmesi” konusu üzerinde çalışma yapılması imza altında alınmasına rağmen böyle bir taslağın hazırlanması, söz konusu çalışmanın yapılmadığını, Bakanlığın, attığı imzanın gereğini yerine getirmekten imtina ettiğini göstermektedir.”
‘PERFORMANSA DEĞİL, DİĞER SORUNLARA BAKIN’
“Eğitimde; öğretmen açığı, mülakatla sözleşmeli öğretmenlik, ek ders esaslarındaki eşitsizlik, ders ücretlerindeki adaletsizlik, okulların bütçe sorunu, yabancı dil pilot uygulaması, rehberlik hizmetlerinin hizmetin özüne uygun kurgulanamaması, teftiş sistemindeki dönüşümün tamamlanamaması ve rehberlik ayağının ihmal edilmesi, ortaöğretime geçişte yeni sürecin soru işaretleri içermesi, alan değişikliği taleplerinin karşılanmaması, yer değişikliği sürecinde yaşanan sorunlar, öğretmene karşı giderek artan şiddet gibi, bir an önce yapılması gereken çok iş, çözüme kavuşturulmayı bekleyen onlarca sorun varken, bunlara yenilerini ekleyecek, çalışma barışını bozacak uygulamalarda ısrar etmek, yönetilmesi zor süreçlere yol açacaktır.”
‘PERFORMANS DEĞERLENDİRMESİNİN
HUKUKİ VE KANUNİ DAYANAĞI YOKTUR’
“Hayata geçirilmek istenen performans değerlendirmesinin hukuki ve kanuni bir dayanağı bulunmamaktadır. Aday öğretmenlerin asli öğretmenliğe geçiş süreci hariç tutulursa, 657 sayılı Kanun ve 652 sayılı KHK başta olmak üzere, eğitim çalışanlarının statülerini düzenleyen temel düzenlemelerin hiçbiri taslakta yer alan türden bir performans değerlendirmesine imkân tanımamaktadır. Öğretmenin performansının ölçülmesine neden gerek duyulduğu, kamuoyuyla ve sosyal taraflarla paylaşılmadığı gibi performans ölçümünün neye hizmet edeceği de ortaya konulmamıştır. Eğitim-Bir-Sen olarak, performans değerlendirmesi başta olmak üzere, öğretmenlik mesleğini değersizleştiren ve eğitimin sorunlarını derinleştiren uygulamalara karşı sonuna kadar mücadele edeceğiz.”
Hükümetin eğitim alanında devrim niteliğindeki revizyonu ve okul sayısındaki artış ile birlikte okul öncesi yapılan ataklar herkes tarafından takdirle karşılanırken aynı takdiri İlk ve Ortaokul düzeyinde eğitim veren devlet okullarında görmek pekte mümkün değil. Eğitim-Bir Sen Milli Eğitim Bakanlığının devreye sokacağı Öğretmen Performans değerlendirmesini ‘Öğretmenlik mesleğini değersizleştiren ve eğitimin sorunlarını derinleştiren bir uygulama’ olarak değerlendirirken 81 ilde de basın açıklaması düzenledi. Düzenlenen basın açıklamaları beklenen ilgiyi görmezken öğretmenler performans değerlendirmelerinde vazgeçilmesini, öğrenciler ile veliler ise performans değerlendirmesinin yerinde ve isabetli bir karar olduğunu belirtiyorlar. Zira öğrenci velileri devlet okullarında artık her şeyin maddiyatla ölçülür hale geldiğini, öğretmenlerin eğitim vermekle mükellef oldukları öğrenciler üzerinden nema elde ettiklerini, kutsal öğretmen kavramından gittikçe uzaklaştıklarını ve parası olmayan öğrenciler ile velilerin devlet okullarında dahi dışlandığına vurgu yapıyorlar. Öğrenci velileri Öğretmen-öğrenci ilişkisinde temel aktörlerden biri olduklarının bilinmesini işaret ederek Performans değerlendirmesinin olumlu bir sistem olduğunun altını çiziyorlar.
Performans değerlendirmesi anlam itibari ile Çalışanın yeteneklerini, potansiyelini, iş alışkanlıklarını, davranışlarını ve benzer niteliklerini diğerleriyle karşılaştırarak yapılan sistematik bir ölçümdür.
Dünya’da ki hemen, hemen tüm kurumsal firmaların, hatta birçok ülkenin gündeminde rağbet gören Performans değerlendirmesi sistemi Türkiye’de çok ta kabul görmüyor.
Hükümeti Milli Eğitim alanında yaşama geçirmeye karar verdiği Performans değerlendirmesi sistemi öğretmenler ve sendikalar tarafından hiçbir şekilde kabul görmüyor. Öğrenciler ve velileri devletin okullarında yaşanan birçok olumsuz ve etik olmayan yaklaşımlara karşılık performans değerlendirmelerine oldukça olumlu yaklaşırken Öğretmenler ve sendikalar ise tepki koyuyorlar.
‘ÖĞRENCİLER VE VELİLER OLUMLU KARŞILIYOR’
Öğrenci velileri ise performans değerlendirmelerinin oldukça yerinde bir çalışma olduğuna dikkat çekerek şu açıklamayı yapıyorlar: “Öğretmenlerin performans değerlendirmesi ile ilgili bilgileri Milli Eğitim Bakanlığının yaptığı açıklamalar aracılığı ile öğrendik. Haberlerde yazdığına göre ‘Öğretmenler, görev yaptığı okulun müdürü tarafından, zümre öğretmenleri tarafından, görev yaptığı okulda zümre öğretmenleri haricindeki öğretmenler tarafından, öğrencilerin velileri tarafından, öğrenciler tarafından ve kendisi tarafından değerlendirilecek. Kısaca öğretmeni herkes değerlendirecek. Rehberlik araştırma merkezlerinde görev yapan rehber öğretmenler ve özel eğitim öğretmenlerinin değerlendirmesinde, zümre öğretmenleri haricindeki öğretmenler yerine bölüm başkanı değerlendirme yapacak.’ Deniyor. Anlamadığımız bu açıklamada söylenenlerin neyi kötü? Kötü olan bir şey var ise zaten biz istemeyiz. Yıllar boyunca öğretmenlerimize bizler hep ‘KUTSAL’ mesleğin neferleri ünvaını vermiştik. Çocuklarımızı gönül rahatlığı ile kendilerine teslim ediyorduk. Gelin görün ki son dönemlerde artı her şey adeta maddiyat olmuş gibi, herkes çocuklarımız üzerinden bizi sömürmeye çalışıyor. İsabetli bir karar ve desteklenmeli. En azından artık öğretmenlerde denetlendiklerini, yeri geldiği zaman yaptırımlar ile karşılaşacaklarını bilsinler. Aslına bakarsanız performans değerlendirmesi sadece öğretmenlere değil, tüm kamu kurum ve kuruluşlarında yapılmalı. 657 kalkanının ardına gizlenen birçok kişinin yaptıklarını hepimiz biliyoruz. Performans değerlendirme sistemini sonuna kadar destekliyoruz’ diyerek daha da yaygınlaştırılmasını talep ettiler.
‘BİZE GÜVENMİYORLAR MI?’
Bir başka öğrenci velisi ise şu yorumda bulundu: “Biz yıllarca onlara güvenerek çocuklarımızı teslim ettik. Ailemizde birer birey gibi gördük. Sonunda çocuklarımızın karnelerinde kırık notları görünce anladık ki devletin öğretmenlerinden bazıları kendi öğrencilerine eğitim vermek yerine boşluklar bırakarak çocuğumuzu yetersiz gösteriyor. Ardından açtığı haftada 2-3 saatlik kurslarla bizden nema elde ediyorlar. Ve o ödemeler yapıldığında çocuklarımızın notları bir anda yükseliyor. Böylesi kötü zihniyette olan öğretmenlerin varlığının da bilinmesini istiyoruz ve artık bu çarkın ana aktörleri olduğumuzun bilinmesini istiyoruz.” dedi.
Eğitim-Bir Sen sendikası önceki gün ülke genelinde 81 ilde performans değerlendirme sistemini eleştiren açıklamalar yaptı. Açıklamalar Diyarbakır’da da gerçekleştirildi ve çok az sayıda öğretmen bası açıklamasına katıldı.
Basın açıklamasını Eğitim-Bir Sen Diyarbakır İl temsilcisi Yunus Memiş yaptı. Memiş’in yaptığı açıklamada dikkat çeken başlıklar ise şöyleydi:
‘ÖĞRETMEN ÖRSELENMEMELİ, ÖNEMSENMELİ’
“Millî Eğitim Bakanlığı’nın, eğitimcilerin moral ve motivasyonunu bozacak, yüz yüze bakanları karşı karşıya getirecek, saygınlığını zedeleyecek performans değerlendirme sistemi taslağına ilişkin itirazlarımızı haykırmak; iş barışına halel getiren, vicdanları yaralayan, adalet duygusunu örseleyen mülakatla sözleşmeli öğretmen atama uygulamasına yönelik eleştirilerimizi dile getirmek; bazısı ölümle sonuçlanan şiddet olaylarını protesto etmek amacıyla bir araya gelmiş bulunmaktayız.
Ekim 2017 tarihli Kurum İdari Kurulu Çalışma Raporu’nda “pilot illerde uygulaması denenmeye başlanılan, öğretmen motivasyonunu olumsuz etkileyecek, çalışma barışını bozacak, kanuni dayanağı olmayan öğretmenlerin performans değerlendirmesi uygulamasına son verilmesi” konusu üzerinde çalışma yapılması imza altında alınmasına rağmen böyle bir taslağın hazırlanması, söz konusu çalışmanın yapılmadığını, Bakanlığın, attığı imzanın gereğini yerine getirmekten imtina ettiğini göstermektedir.”
‘PERFORMANSA DEĞİL, DİĞER SORUNLARA BAKIN’
“Eğitimde; öğretmen açığı, mülakatla sözleşmeli öğretmenlik, ek ders esaslarındaki eşitsizlik, ders ücretlerindeki adaletsizlik, okulların bütçe sorunu, yabancı dil pilot uygulaması, rehberlik hizmetlerinin hizmetin özüne uygun kurgulanamaması, teftiş sistemindeki dönüşümün tamamlanamaması ve rehberlik ayağının ihmal edilmesi, ortaöğretime geçişte yeni sürecin soru işaretleri içermesi, alan değişikliği taleplerinin karşılanmaması, yer değişikliği sürecinde yaşanan sorunlar, öğretmene karşı giderek artan şiddet gibi, bir an önce yapılması gereken çok iş, çözüme kavuşturulmayı bekleyen onlarca sorun varken, bunlara yenilerini ekleyecek, çalışma barışını bozacak uygulamalarda ısrar etmek, yönetilmesi zor süreçlere yol açacaktır.”
‘PERFORMANS DEĞERLENDİRMESİNİN
HUKUKİ VE KANUNİ DAYANAĞI YOKTUR’
“Hayata geçirilmek istenen performans değerlendirmesinin hukuki ve kanuni bir dayanağı bulunmamaktadır. Aday öğretmenlerin asli öğretmenliğe geçiş süreci hariç tutulursa, 657 sayılı Kanun ve 652 sayılı KHK başta olmak üzere, eğitim çalışanlarının statülerini düzenleyen temel düzenlemelerin hiçbiri taslakta yer alan türden bir performans değerlendirmesine imkân tanımamaktadır. Öğretmenin performansının ölçülmesine neden gerek duyulduğu, kamuoyuyla ve sosyal taraflarla paylaşılmadığı gibi performans ölçümünün neye hizmet edeceği de ortaya konulmamıştır. Eğitim-Bir-Sen olarak, performans değerlendirmesi başta olmak üzere, öğretmenlik mesleğini değersizleştiren ve eğitimin sorunlarını derinleştiren uygulamalara karşı sonuna kadar mücadele edeceğiz.”