DİYARBAKIR HABER - Fatih’te konakladıkları otelde zehirlenme şüphesiyle hastaneye kaldırılan ve anne-baba ile iki çocuk olmak üzere dört kişinin yaşamını yitirdiği olaya ilişkin yürütülen soruşturmada tutuklanan ve gözaltındaki şüphelilerin savcılık ile emniyette verdikleri ifadelere ulaşıldı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Servet–Çiğdem Böcek çifti ile çocukları Kadir Muhammet (6) ve Masal Böcek’in (3) ölümüne ilişkin soruşturmayı sürdürüyor. Soruşturma kapsamında midyeci Y.D, lokumcu F.T, kokoreççi E.E. ve kafe işletmecisi F.M.O. tutuklanırken, diğer 7 şüphelinin işlemleri Asayiş Şube Müdürlüğü’nde devam etti.
Gıda satıcılarının ifadeleri: “Şikâyet olmadı, ürünler temizdi”
Kokoreççi E.E., sipariş hazırlıklarıyla ilgilenmediğini, ürünleri tedarikçi firmalardan aldıklarını ve hijyen konusunda sorun yaşanmadığını savundu. Olaydan bir hafta önce iş yerinin denetlendiğini ve tutanak tutulduğunu söyledi.
Lokumcu F.T., ailenin iş yerinde herhangi bir ürün tüketmediğini, ikram ettiği nar çayının da içilmediğini belirtti. Aynı lokumdan günlük yüzlerce müşteriye verildiğini söyleyerek, “Benim sattığım ürünle bağlantı olduğunu düşünmüyorum” dedi.
Kafe işletmecisi F.M.O., anne-babanın çay, çocukların gazlı içecek aldığını, günlük yoğun sirkülasyon nedeniyle ürünlerin sürekli taze olduğunu ifade etti.
Midyeci Y.D., 1050 adet midye sattığını, olay günü tüm midyeleri bitirdiğini söyledi. Gün içinde aynı midyeden kendisinin de yediğini belirterek, “Midyeyi anne ve babanın yediğini gördüm, çocukları görmedim” diye konuştu.
Otel ve ilaçlama şirketi çalışanlarının ifadeleri
Resepsiyonist M.M.U.D. zehirlenmenin ilaçlamadan kaynaklandığını düşünmediğini, ilaçlanan odanın yanında çalıştığını ve hiçbir sorun yaşamadığını söyledi.
İlaçlama şirketi sahibi Z.K., 6 yıldır faaliyet gösterdiklerini, Sağlık Bakanlığı onaylı ürünler kullandıklarını savundu. İlaçlanan alanın kapanması gerektiğini ancak kullanılan maddenin “öldürücü etkisi olmadığını” iddia etti.
İlaçlama çalışanı D.C., odayı kendisinin ilaçladığını, ilaçları suyla karıştırıp sprey pompayla uyguladığını anlatarak, “Sızmayı engellemek için banyo kapısını ve oda kapısını bantladım” dedi.
Simit işletmecisi M.K., 14 yıldır simit sattığını, düzenli denetlendiğini söyleyerek, “Günde 3 bin simit-poğaça satıyorum. Ürünlerimden kaynaklı bir sorun olsaydı çok sayıda şikâyet olurdu” savunmasını yaptı.
Otel işletmecisi H.O., ayağındaki rahatsızlık nedeniyle otele üç aydır gitmediğini, ruhsatlarının tam olduğunu, daha önce hiç şikâyet almadıklarını belirtti.
Resepsiyon çalışanı R.B., olay günü lobide koku hissetmediğini söyledi. 12 Kasım’da çalışmamak için “hasta olduğunu” söylediğini ancak gerçekte arkadaşlarıyla görüşmeye gittiğini itiraf etti.
Şüpheli S.K., İlaç şirketi sahibinin babası olduğunu, şirkette fiilen çalışmadığını ileri sürdü.
Ne olmuştu?
Almanya’dan İstanbul’a gelen Böcek ailesi, 12 Kasım’da bulantı ve kusma şikayetleri üzerine hastaneye kaldırıldı. Çocuklar aynı gün hayatını kaybetti. Anne 14 Kasım’da, baba ise 17 Kasım’da yaşamını yitirdi.
Ailenin kaldığı otelde konaklayan iki turist de benzer şikâyetlerle hastaneye başvurmuş, odada kalan üçüncü kişi de kalp ritim bozukluğu nedeniyle gözlem altına alınmıştı.
Polis incelemesinin ardından otel mühürlenirken, yürütülen soruşturmada 11 şüpheli gözaltına alınmış, dört kişi tutuklanmıştı.