DİYARBAKIR HABER- “Müzeler geçmiş ile gelecek arasında bağ kurar” sözü Diyarbakır’da bir kez daha gerçeğe dönüştü.
Diyarbakır Müzesi’nin hayata geçirdiği Medeniyetler Mezarlığı Projesi kapsamında, 1935 yılında Muş’un Varto ilçesi Küçük Üstüküran (Ûstûkuranê Kijan) köyünden getirilen iki mezar taşı, müze bahçesinde sergilenmeye başlandı.
Bu taşlardan birini görmeye gelen Vartolu bir aile, büyük dedeleri Hesê Hamîdî’nin mezar taşını bulunca gözyaşlarına hâkim olamadı. Aile üyeleri, dedelerinin dedesine ait tarihi mezar taşını ilk kez yakından görmenin heyecanını yaşadı.
Mezar taşını bulan torun Özkan Yalçınkaya, hislerini şu sözlerle ifade etti:
“Dedelerimiz, büyük dedemizin mezar taşının alınıp bir müzeye götürüldüğünü söylerdi. Yıllarca aradık ama bulamadık. Diyarbakır Müzesinde mezar taşlarının sergilendiğini duyunca umutlandık ve Varto’dan geldik. Müze Müdürü envanterden 1935’te köyümüzden iki mezar taşı getirildiğini tespit etti. Büyük dedemizin taşını bulmak bizim için tarifsiz bir mutluluk. Kendisine çok teşekkür ediyoruz.”
Taşın başında uzun süre inceleme yapan aile, çocuklarıyla birlikte hatıra fotoğrafları çektirdi.
Diyarbakır Müze Müdürü Müjdat Gizligöl, yaşanan süreci meslek hayatının en özel anlarından biri olarak tanımladı.
Gizligöl şunları söyledi:
“Bugün müzelerin neden vazgeçilmez olduğunu bir kez daha gördük. Müzeler, geçmiş ile gelecek arasında bazen dolaylı bazen de doğrudan bağ kurar. Eğer müzeler olmasaydı, bu aile dedelerinin izine ulaşamayacaktı. 90 yıldır depoda bulunan bu mezar taşlarını ‘Medeniyetler Mezarlığı’ adıyla sergilemek istedik. Bugün bunun meyvesini aldık; nesilleri buluşturduk.”
Gizligöl, müzelerin toplumsal hafızayı canlı tutan kurumlar olduğunu vurgulayarak, kültürel mirasın korunmasında müzelerin önemine dikkat çekti.
Ailenin büyük dedelerine ait mezar taşıyla buluşması, müzenin yeni projesinin ne kadar anlamlı bir adım olduğunu bir kez daha ortaya koydu.