Anız yakmak sadece tarlalarda bulunan çalıyı, çırpıyı yakma girişimi değil, doğayı katletme ve üzerinde. altında yaşayan canlıları hunharca yok etme girişimidir. Anızları yakmanın tarlayı temizlemediği tam aksine zarar verdiğine değinen Gıda Tarım ve Hayvancılık Diyarbakır İl Müdürü Mustafa Ertan Atalar, bu yıl sezonun başı olması nedeniyle anız yangınların önüne geçmek için 94 kişiden oluşan ekip görevlendirdiklerini ifade etti. Atalar, Anız yakarak sadece tarlaya zarar verilmediğine doğal dengeyi bozarak yaşam döngüsünü sağlayan birçok canlının beslenme, barınma ve korunma ortamının da yok edildiğine dikkatleri çekti.
Hem toprağın hem de doğanın düşmanı olan anız yakma girişimlerine yönelik işin uzmanları her ne kadar ‘Anız yakmayın’ uyarısı yapsa da bilinçsizlik ile duyarsızlık doğayı acımasızca tahrip etmeye devam ediyor. Sadece 2015 yılının 3 ayında Diyarbakır’da Bin 605 anız, 82 orman yangınına müdahale edildi.
İşin ehilleri anız yakmanın bilinen tam tersine yarar yerine çok daha büyük zararlara neden olduğuna dikkat çekerek sürekli olarak yakılmaması konusunda uyarılarda bulunuyor.
‘MÜCADELEMİZ ARALIKSIZ DEVAM EDECEK’
Anız yakma, doğal dengeyi bozarken birçok canlının beslenme, barınma ve korunma ortamını yok ediyor. Gıda Tarım ve Hayvancılık Diyarbakır İl Müdürü Mustafa Ertan Atalar, anız yakanların genel anlamda bu dönemlerde başladığına dikkat çekerek Diyarbakır merkez ve ilçelerinde 94 kişiden oluşan bir ekip kurarak anız yakılmasını önlemek amacı ile mücadele edeceklerini belirtti. Atalar, İtfaiye, Kolluk kuvvetleri, Jandarma, Diyanet ve Milli Eğitim ile birlikte hareket ettiklerini de belirterek ortak çalışmanın sonucu olarak bu yıl geçen yıllara nazaran daha az girişimin yaşandığına da dikkat çekti. Ciddi para cezaları ile birlikte bu oranın daha minimal bir seviyeye çekileceğini düşündüklerini belirten Mustafa Ertan Atalar anız yangınları ile mücadelelerinin aralıksız olarak devam edeceği mesajını da veriyor.
Tarım ve Hayvancılık Diyarbakır İl Müdürü Mustafa Ertan Atalar, anızın yakılmasının tarımsal üretimde döngünün bozulmasına ve toprakta verimliliğin azalmasına neden olurken anıza yapılan ekimin, hem maliyetleri düşürdüğünü hem de anızın organik madde olarak toprakta kalmasını sağladığını da önemli bir not olarak konuşmasına iliştiriyor.
‘ANIZIN ATEŞİ TOPRAĞI ÖLDÜRÜYOR’
Uzmanlar ise, anız yakmanın, çevreye, biyoçeşitliliğe ve tarımsal üretime zarar veren ilkel bir yöntem olduğunu da belirtiyorlar.
Uzmanlar, özellikle hububat ekili alanlarda hasattan sonra kalan anızın rutin bir tarımsal uygulama gibi görüldüğüne dikkatleri çekerek şunları aktarıyorlar: “Genel olarak anız yakmak olayına rutin bir olaymış gibi bakıyor çiftçilerimiz. Öte yandan organik maddesi çok düşük ve erozyona çok açık olan topraklarda anız yakılmamalı, bilakis sürülerek veya parçalanarak toprağa yeniden kazandırılmalıdır. Anız yakmanın beklenen faydanın aksine toprağa ve çevreye çok ciddi zararlar verdiğini çiftçilerimizin iyi bilmesi gerekiyor. Anızın yakılması; bitki artıklarının masrafsız bir şekilde ve kısa zamanda ortadan kaldırılması, sürümün kolaylaştırarak ikinci ürün yetiştirmek için zaman tasarrufu sağlaması, toprak üzerine düşen yabancı ot tohumlarının yok edilmesi gibi nedenlerden dolayı üreticilerimiz için cazip hale gelmektedir. Ancak beklenen bu faydanın aksine anız yakmak toprağa ve çevreye çok ciddi zararlar vermektedir. Anızın yakılmasıyla, toprağın en üst katmanında fiziksel, kimyasal ve biyolojik özellikleri ile toprak verimliliğini ve biyolojik dengeyi olumsuz yönde etkilemektedir. Özellikle rüzgar ve su erozyonunun olduğu yerlerde, nadasın uygulandığı alanlarda ve ayrışmanın hızlı olduğu durumlarda anız yakmanın verdiği zarar daha da artmaktadır. Ayrıca, hasat sonrası tarla yüzeyinde kalan bitkisel artıklar toprağı tavında tutmakta ve meyilli arazilerde verimli toprağın su ve rüzgâr erozyonuyla kaybolmasına engel olmaktadır. Çünkü anız, yağışların şiddetle toprağa düşmesini engeller, yüzey akış hızını azaltır, yağışın toprağa sızmasını sağlar.”
‘ANIZ YANGINLARI MİLYARLARCA ZARARA NEDEN OLUYOR’
Anız yangınlarının toprakta yaşayan birçok canlının zarar görmesine neden olduğunu da belirten uzmanlar: “Doğal dengeyi bozan anız yakma, birçok canlının beslenme, barınma ve korunma ortamını da yok eder. Toprakta bulunup gözle görülmeyen mikroorganizmaların faaliyetleri sonucunda organik madde parçalanır, ayrışır ve humus dediğimiz şekle dönüşür. Bu da toprakta bitki besin elementlerinin çoğalmasına, toprağın su tutma kapasitesinin artmasına, bu nedenle tarımsal üretimde verimliliğin artmasına sebep olur. Anız yakılması bu mikroorganizmalara da zarar vermektedir. Hasat sonrasında geriye kalan anızın yakılması orman yangınları, telefon ve enerji iletim hatlarının yanması, sis oluşumu nedeniyle çeşitli trafik kazalarına yol açmakta, hasat edilmemiş komşu tarlalara yangın sıçraması, yakın köylerdeki hayvan barınaklarının ve yerleşim birimlerinin yanması gibi birçok riskleri ortaya çıkarmaktadır. Anız yakma sonucunda çıkan yangınlar, her yıl milyarlarca liralık maddi zararlara neden olmaktadır. İşin ekonomik boyutu verilen zararın görünmeyen yönüdür. Çünkü hayvan yemi olarak kullanılmasının yanında birçok yararı olan sap-saman yok edilmektedir. Bu ülkemiz ekonomisi için büyük bir kayıptır.”
‘DOĞAL KAYNAKLAR KORUNMALI’
Uzmanlar verimli hasat alabilmek için doğal kaynakların korunmasının gerektiğine işaret ederek şu notları düşüyorlar: “Toprakta bulunan makro ve mikroorganizmaların, topraktaki organik maddelerin parçalanması, besin maddelerinin tekrar toprağa kazandırılması ve havadaki azotun bitkilerce alınabilir formlara dönüşmesi için önemli. Anızın yakılması tarımsal üretimde döngünün bozulmasına ve toprakta verimliliğin azalmasına neden olmaktadır. Bu nedenlerle topraktaki organik maddenin kaynağını oluşturan bitki artıklarının yakılmadan özel toprak işleme aletleri ile işlenerek, sürdürülebilir toprak verimliliği ve topraklarda sürdürülebilir biyolojik ve fiziksel koşulların oluşturulması için esastır. Doğrudan ekim sistemleri dünya genelinde yaygınlaşıyor. Ülkemizde de uygulanan ancak henüz yaygın olmayan bu sistemle hiç toprağı işlemeden anız üzerine ekim yapılabilmektedir. Bu sistemle hem maliyetler düşmekte hem de anızın organik madde olarak tekrar toprakta kalması sağlanmaktadır. Üreticilerimiz, sürüm maliyetini en aza indiren, anıza ekim yapılan toprak işlemesiz tarım tekniğine yönlendirilmelidir. Hasat sonrası ürün artıklarının özellikle erozyon riski yüksek olan bölgelerde, tamamen veya kısmen toprak yüzeyinde bırakılması gereklidir” AHMET BEŞENK
Hem toprağın hem de doğanın düşmanı olan anız yakma girişimlerine yönelik işin uzmanları her ne kadar ‘Anız yakmayın’ uyarısı yapsa da bilinçsizlik ile duyarsızlık doğayı acımasızca tahrip etmeye devam ediyor. Sadece 2015 yılının 3 ayında Diyarbakır’da Bin 605 anız, 82 orman yangınına müdahale edildi.
İşin ehilleri anız yakmanın bilinen tam tersine yarar yerine çok daha büyük zararlara neden olduğuna dikkat çekerek sürekli olarak yakılmaması konusunda uyarılarda bulunuyor.
‘MÜCADELEMİZ ARALIKSIZ DEVAM EDECEK’
Anız yakma, doğal dengeyi bozarken birçok canlının beslenme, barınma ve korunma ortamını yok ediyor. Gıda Tarım ve Hayvancılık Diyarbakır İl Müdürü Mustafa Ertan Atalar, anız yakanların genel anlamda bu dönemlerde başladığına dikkat çekerek Diyarbakır merkez ve ilçelerinde 94 kişiden oluşan bir ekip kurarak anız yakılmasını önlemek amacı ile mücadele edeceklerini belirtti. Atalar, İtfaiye, Kolluk kuvvetleri, Jandarma, Diyanet ve Milli Eğitim ile birlikte hareket ettiklerini de belirterek ortak çalışmanın sonucu olarak bu yıl geçen yıllara nazaran daha az girişimin yaşandığına da dikkat çekti. Ciddi para cezaları ile birlikte bu oranın daha minimal bir seviyeye çekileceğini düşündüklerini belirten Mustafa Ertan Atalar anız yangınları ile mücadelelerinin aralıksız olarak devam edeceği mesajını da veriyor.
Tarım ve Hayvancılık Diyarbakır İl Müdürü Mustafa Ertan Atalar, anızın yakılmasının tarımsal üretimde döngünün bozulmasına ve toprakta verimliliğin azalmasına neden olurken anıza yapılan ekimin, hem maliyetleri düşürdüğünü hem de anızın organik madde olarak toprakta kalmasını sağladığını da önemli bir not olarak konuşmasına iliştiriyor.
‘ANIZIN ATEŞİ TOPRAĞI ÖLDÜRÜYOR’
Uzmanlar ise, anız yakmanın, çevreye, biyoçeşitliliğe ve tarımsal üretime zarar veren ilkel bir yöntem olduğunu da belirtiyorlar.
Uzmanlar, özellikle hububat ekili alanlarda hasattan sonra kalan anızın rutin bir tarımsal uygulama gibi görüldüğüne dikkatleri çekerek şunları aktarıyorlar: “Genel olarak anız yakmak olayına rutin bir olaymış gibi bakıyor çiftçilerimiz. Öte yandan organik maddesi çok düşük ve erozyona çok açık olan topraklarda anız yakılmamalı, bilakis sürülerek veya parçalanarak toprağa yeniden kazandırılmalıdır. Anız yakmanın beklenen faydanın aksine toprağa ve çevreye çok ciddi zararlar verdiğini çiftçilerimizin iyi bilmesi gerekiyor. Anızın yakılması; bitki artıklarının masrafsız bir şekilde ve kısa zamanda ortadan kaldırılması, sürümün kolaylaştırarak ikinci ürün yetiştirmek için zaman tasarrufu sağlaması, toprak üzerine düşen yabancı ot tohumlarının yok edilmesi gibi nedenlerden dolayı üreticilerimiz için cazip hale gelmektedir. Ancak beklenen bu faydanın aksine anız yakmak toprağa ve çevreye çok ciddi zararlar vermektedir. Anızın yakılmasıyla, toprağın en üst katmanında fiziksel, kimyasal ve biyolojik özellikleri ile toprak verimliliğini ve biyolojik dengeyi olumsuz yönde etkilemektedir. Özellikle rüzgar ve su erozyonunun olduğu yerlerde, nadasın uygulandığı alanlarda ve ayrışmanın hızlı olduğu durumlarda anız yakmanın verdiği zarar daha da artmaktadır. Ayrıca, hasat sonrası tarla yüzeyinde kalan bitkisel artıklar toprağı tavında tutmakta ve meyilli arazilerde verimli toprağın su ve rüzgâr erozyonuyla kaybolmasına engel olmaktadır. Çünkü anız, yağışların şiddetle toprağa düşmesini engeller, yüzey akış hızını azaltır, yağışın toprağa sızmasını sağlar.”
‘ANIZ YANGINLARI MİLYARLARCA ZARARA NEDEN OLUYOR’
Anız yangınlarının toprakta yaşayan birçok canlının zarar görmesine neden olduğunu da belirten uzmanlar: “Doğal dengeyi bozan anız yakma, birçok canlının beslenme, barınma ve korunma ortamını da yok eder. Toprakta bulunup gözle görülmeyen mikroorganizmaların faaliyetleri sonucunda organik madde parçalanır, ayrışır ve humus dediğimiz şekle dönüşür. Bu da toprakta bitki besin elementlerinin çoğalmasına, toprağın su tutma kapasitesinin artmasına, bu nedenle tarımsal üretimde verimliliğin artmasına sebep olur. Anız yakılması bu mikroorganizmalara da zarar vermektedir. Hasat sonrasında geriye kalan anızın yakılması orman yangınları, telefon ve enerji iletim hatlarının yanması, sis oluşumu nedeniyle çeşitli trafik kazalarına yol açmakta, hasat edilmemiş komşu tarlalara yangın sıçraması, yakın köylerdeki hayvan barınaklarının ve yerleşim birimlerinin yanması gibi birçok riskleri ortaya çıkarmaktadır. Anız yakma sonucunda çıkan yangınlar, her yıl milyarlarca liralık maddi zararlara neden olmaktadır. İşin ekonomik boyutu verilen zararın görünmeyen yönüdür. Çünkü hayvan yemi olarak kullanılmasının yanında birçok yararı olan sap-saman yok edilmektedir. Bu ülkemiz ekonomisi için büyük bir kayıptır.”
‘DOĞAL KAYNAKLAR KORUNMALI’
Uzmanlar verimli hasat alabilmek için doğal kaynakların korunmasının gerektiğine işaret ederek şu notları düşüyorlar: “Toprakta bulunan makro ve mikroorganizmaların, topraktaki organik maddelerin parçalanması, besin maddelerinin tekrar toprağa kazandırılması ve havadaki azotun bitkilerce alınabilir formlara dönüşmesi için önemli. Anızın yakılması tarımsal üretimde döngünün bozulmasına ve toprakta verimliliğin azalmasına neden olmaktadır. Bu nedenlerle topraktaki organik maddenin kaynağını oluşturan bitki artıklarının yakılmadan özel toprak işleme aletleri ile işlenerek, sürdürülebilir toprak verimliliği ve topraklarda sürdürülebilir biyolojik ve fiziksel koşulların oluşturulması için esastır. Doğrudan ekim sistemleri dünya genelinde yaygınlaşıyor. Ülkemizde de uygulanan ancak henüz yaygın olmayan bu sistemle hiç toprağı işlemeden anız üzerine ekim yapılabilmektedir. Bu sistemle hem maliyetler düşmekte hem de anızın organik madde olarak tekrar toprakta kalması sağlanmaktadır. Üreticilerimiz, sürüm maliyetini en aza indiren, anıza ekim yapılan toprak işlemesiz tarım tekniğine yönlendirilmelidir. Hasat sonrası ürün artıklarının özellikle erozyon riski yüksek olan bölgelerde, tamamen veya kısmen toprak yüzeyinde bırakılması gereklidir” AHMET BEŞENK