Uzun süredir PKK’nın silah bırakması ve yeni bir çözüm süreci senaryosuna dair umutlar taşıyan hükümet çevreleri, bu adımı sert bir dille eleştirdi. Ünlü gazeteci Nuray Babacan'ın köşesinde aktardığına göre Ankara, bu bildiriyi “çatışmayı sürdürme iradesi” olarak yorumluyor.
Ademi Merkeziyetçilik Talebi Alarm Zillerini Çaldırdı
Suriye’nin kuzeydoğusunda bir araya gelen Kürt grupların yayımladığı sonuç bildirgesinde yer alan “merkez ve bölgeler arasında adil bir güç ve zenginlik paylaşımına dayalı ademi merkeziyetçi bir Suriye” vurgusu, özellikle Türkiye açısından son derece hassas bir konu. Zira bu ifade, uluslararası siyasette sıklıkla federatif ya da özerk yönetim biçimlerinin ön adımı olarak değerlendiriliyor. Ankara ise bu tür bir yapıyı Suriye'nin toprak bütünlüğüne ve Türkiye'nin ulusal güvenliğine doğrudan tehdit olarak görüyor.
Babacan’ın aktardığına göre, hükümet çevrelerinde bu açıklamalar ciddi bir hayal kırıklığı yaratmış durumda. “Federasyon ya da özerklik anlamına gelen ifadeler net şekilde reddediliyor,” diyen Babacan, Ankara'nın bu bildiriyi “savaşı sürdürme iradesi” olarak yorumladığını vurguladı. Ayrıca çözüm süreci ve PKK’nın silah bırakması yönündeki beklentilerin de bu gelişmeyle ciddi biçimde sekteye uğradığı belirtiliyor.
Açılım Senaryoları Askıya mı Alındı?
AKP-MHP ortaklığında yürütülen son süreçte, Öcalan üzerinden dolaylı temaslar ve PKK’nın silah bırakması yönünde bazı zemin yoklamaları yapıldığı biliniyordu. Ancak Suriye’deki bu bildirge, “açılım” olarak adlandırılan tüm planların yeniden gözden geçirilmesine neden oldu. Ankara’daki kaynaklar, bu gelişmenin sahadaki güvenlik politikasını da etkileyebileceği görüşünde.
Binali Yıldırım’dan Ademi Merkeziyetçilik Savunusu
Tüm bu tartışmalar sürerken, eski Başbakan ve AKP’li siyasetçi Binali Yıldırım’dan da dikkat çeken bir açıklama geldi. Yeni anayasa çalışmaları kapsamında İzmir’de düzenlenen bir etkinlikte konuşan Yıldırım, yerel yönetimlere daha fazla yetki verilmesi gerektiğini savundu. “Her şeyi Ankara’dan yönetmek yerine, yetkilerin yerele devredilmesi gereklidir” diyen Yıldırım, ademi merkeziyetçiliğin yeni anayasa için önemli bir reform başlığı olması gerektiğini ifade etti.
Bu açıklama, içerik bakımından Suriye’deki özerklik talebiyle benzer bir yapıya işaret etse de bağlam itibarıyla oldukça farklı. Türkiye içinde anayasal reform olarak önerilen yetki devri, terör örgütüyle bağlantılı yapılara verilen özerklik taleplerinden tamamen ayrışıyor. Ancak kamuoyunda bu iki yaklaşımın bir arada anılması, kafa karışıklıklarına ve siyasi tartışmalara neden olmaya devam ediyor.
Bu gelişmeler, Türkiye’nin hem iç politikası hem de sınır güvenliği açısından kritik bir döneme girildiğini gösteriyor. Suriye'deki her adımın Ankara'da nasıl yankı bulacağı, önümüzdeki süreçte bölgede atılacak adımlar açısından belirleyici olacak gibi görünüyor.