Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) kabul edilen kapsamlı yasa değişikliğiyle birlikte bazı otomobillerin Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) matrahları ve oranları yeniden belirlendi. Yapılan düzenleme, özellikle fosil yakıtla çalışan ve hibrit otomobilleri kapsıyor. Peki bu değişiklikler hangi araçları etkileyecek? Yeni oranlar nasıl şekillendi? İşte araç almayı planlayanlar için kritik önemdeki tüm detaylar...
Otomobilde ÖTV Değişikliği Kimleri Etkileyecek?
TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilen düzenlemeyle birlikte fosil yakıtlı binek araçlar ve hibrit otomobillerin ÖTV matrah sınırları ile oranlarında güncellemeye gidildi. Yeni kanuna göre, motor silindir hacmi ve elektrik motor gücüne bağlı olarak ÖTV oranları yüzde 80 ile yüzde 220 arasında değişecek. Bu kapsamda, özellikle orta segment ve üst segment araçlarda ciddi fiyat artışları ya da düşüşleri söz konusu olabilir.
Yeni düzenleme, aynı zamanda kamyonet ve arazi taşıtı gibi ticari araçlarda da ÖTV oranlarını netleştirdi. Buna göre, azami yük kütlesi 3.500 kilogramı geçmeyen arazi taşıtlarında ÖTV oranı yüzde 50 olarak belirlendi. Böylece SUV sınıfındaki ticari araçlar için sabit vergi uygulanması sağlandı.
ÖTV değişikliği sadece özel araç sahiplerini değil, kamuya hizmet sağlayan araç alımlarını da etkiliyor. Milli Savunma Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, MİT ve Savunma Sanayi Başkanlığı gibi stratejik kurumların ihtiyaç duyduğu yerli katkı oranı yüzde 40’ın üzerindeki araçlar ÖTV’den muaf tutulacak. Bu da yerli üretim araçlara devlet teşvikinin bir parçası olarak yorumlanıyor.
Cumhurbaşkanlığına Geniş Yetki: Oranlar 3 Katına Kadar Artırılabilecek
Kanunla birlikte Cumhurbaşkanı’na ÖTV oranlarını üç katına kadar artırma veya sıfıra kadar indirme yetkisi verildi. Bu yetki; motor silindir hacmine, araçların batarya kapasitelerine ve elektrikli/hibrit yapısına göre farklılaştırılmış oranlar belirlenmesini mümkün kılıyor. Aynı zamanda station wagonlar ve yarış arabaları gibi özel üretim araçlar da kapsam dâhilinde değerlendirilecek.
Yeni uygulamayla birlikte, araç fiyatlarındaki belirsizlik artabilir. Zira Cumhurbaşkanlığı’nın bu yetkisi, piyasa şartlarına göre dinamik olarak kullanılabilecek. Ekonomik dalgalanmalar ya da cari açık gibi makroekonomik hedeflere göre ÖTV politikaları şekillendirilebilecek. Bu durum da araç almak isteyen vatandaşların planlarını ertelemesine veya hızlandırmasına neden olabilir.
Ayrıca, elektrikli ve hibrit araçların menzilleri ile batarya kapasitesine göre özel vergi oranlarının devreye alınması, çevreci ulaşım tercihlerini doğrudan etkileyebilir. Bu bağlamda, elektrikli otomobil piyasasında yeni bir fiyat dengesinin oluşması bekleniyor.
LPG Piyasasına Kısıtlama: Dağıtıcılar Arası Satış Yasaklanıyor
Yasa teklifinde yalnızca ÖTV değil, enerji piyasasına ilişkin önemli maddeler de yer aldı. Özellikle LPG piyasasında toptan alım-satım ilişkilerine sınırlama getiren düzenleme, sektörde dengeleri değiştirecek. Yeni kanunla birlikte, bir dağıtıcı, başka bir dağıtıcıdan LPG satın alabilecek fakat bunu tekrar başka bir dağıtıcıya satamayacak. Bu hüküm 1 Ocak 2026’da yürürlüğe girecek.
Ayrıca, LPG depolama tesisleriyle ilgili düzenlemeler de dikkat çekici. Depolama lisansı sahibi firmalar, boş kapasiteye sahip olmaları halinde LPG depolama taleplerini karşılamakla yükümlü olacak. Bu taleplerin karşılanma esasları, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) tarafından yönetmelik ile belirlenecek.
Düzenleme, sektörde kayıt dışı faaliyetlerin önüne geçmeyi hedefliyor. İki yıl içinde aynı ihlali tekrar eden dağıtıcıların lisansı iptal edilecek. Bu sert uygulamalar, LPG piyasasında yeni bir disiplin dönemi başlatabilir.
Ar-Ge ve Tasarım Personeline Yeni Vergi İstisnaları Geliyor
Ekonomik düzenlemeler yalnızca vergi alanıyla sınırlı değil. Teknoloji Geliştirme Bölgeleri ve Ar-Ge merkezlerinde çalışan personellerin ücretlerinden alınan gelir vergisi oranlarında da değişiklik yapıldı. Yeni sisteme göre; doktoralı Ar-Ge çalışanlarının ücretleri üzerinden alınan gelir vergisinin yüzde 95’i, yüksek lisanslılarda yüzde 90’ı ve lisans mezunlarında yüzde 80’i silinecek.
Bu uygulama, Türkiye’de yüksek katma değerli üretim ve inovasyon ekosistemini teşvik etmeye yönelik bir adım olarak değerlendiriliyor. Ayrıca, brüt asgari ücretin 40 katına kadar olan ücretlere damga vergisi muafiyeti de tanındı. Bu istisna, araştırma altyapılarında çalışan destek personelini de kapsıyor.
Bununla birlikte, bu hükümlerin düzenlemenin yayımlandığı ayı izleyen aydan itibaren geçerli olacağı bildirildi. Böylece hem özel sektör hem de kamu araştırma merkezlerinde çalışan binlerce uzman personelin vergi yükü hafiflemiş olacak.
Yatırımlarda Kurumlar Vergisi İndirimi: Teşvikler Yeniden Tanımlandı
Kurumlar Vergisi Kanunu’nda yapılan yeni değişiklikle birlikte, verimli yatırımlar için teşvik süresi 10 yıla çıkarıldı ve maksimum indirim oranı yüzde 60 olarak belirlendi. Ancak, kazanç olmasına rağmen yararlanılmayan yatırıma katkı tutarları sonraki dönemlerde dikkate alınmayacak.
Ayrıca yatırıma katkı oranı yüzde 50’yi geçmeyecek şekilde Cumhurbaşkanı tarafından il, sektör, teknoloji alanı ya da yatırım büyüklüğüne göre belirlenecek. Proje bazlı yatırımlar içinse süre ve oranlar Cumhurbaşkanı kararıyla artırılabilecek. Bu sayede bölgesel kalkınma farkları göz önüne alınarak esnek bir teşvik mekanizması kurulmuş olacak.
Yeni düzenleme ile yatırım teşvik belgesi kapsamında, kurumun diğer kazançlarına da dört yıl boyunca indirimli vergi uygulanabilecek. Böylece yatırımcı şirketler daha erken vergi avantajı elde ederek sermaye güçlerini artırabilecek.
Çalışma Hayatında Yeni Dijital Bildirimler ve Cezalar
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, taşradaki görevlerini artık bağlı kuruluşlarının taşra teşkilatları üzerinden yürütebilecek. Ayrıca, işveren-işçi ilişkilerinde yapılacak tebligatlar artık kayıtlı elektronik posta (KEP) üzerinden de geçerli olacak. Bu yenilikler, 1 Ocak 2026’da yürürlüğe girecek.
Öte yandan, özel istihdam bürolarına yönelik açık iş ilanlarının İŞKUR’a bildirilmesi zorunlu hâle getirildi. Verileri paylaşmayan bürolara önce ihtar, ardından ise 136 bin 190 TL’den başlayan para cezaları uygulanacak. Bir yıl içinde tekrarı hâlinde ceza iki katına çıkarılacak.
Sosyal Güvenlik Kurumu'na yapılacak başvuruların yurt dışındaki müşavirlikler aracılığıyla da alınabilmesine olanak tanındı. Böylece yurtdışında yaşayan vatandaşların işlem süreçleri kolaylaşacak.