POLİTİKA

Bakırhan: Bu Süreç Türkiye ve Ortadoğu’nun kaderini değiştirecek

DEM Parti’nin düzenlediği Uluslararası Barış ve Demokratik Toplum Konferansı’nda konuşan Tuncer Bakırhan, Kürtlerin özgürleşmesi ve Türkiye’nin demokratikleşmesinin bölgesel barışa kapı aralayacağını söyledi.

Abone Ol

DİYARBAKIR HABER - Uluslararası Barış ve Demokratik Toplum Konferansı’nın açılış konuşmasını yapan Tuncer Bakırhan, “Şu anda burada bir süreç devam ediyor. Burada Kürtlerin özgürleşmesi ve Türkiye’nin demokratikleşmesi önemlidir. Bu süreç hem Türkiye’ye hem Ortadoğu’ya barış getirecektir” dedi.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), İstanbul Bakırköy'de bulunan Cem Karaca Kültür Merkezi'nde “Uluslararası Barış ve Demokratik Toplum Konferansı” düzenledi.

Konferansta, ulusal ve uluslararası düzeyde çok sayıda siyasetçi, hukukçu ve aktivist barış sürecini, dünya deneyimleriyle birlikte konferansta tartışıyor.

Konferansın açılış konuşmasını DEM Parti Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan yaptı.

“Barışın kalıcı olması için somut adımlar atılmalı”

İlk olarak konuşan Tülay Hatimoğulları, “Bugün Öcalan’ın Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’nın sömürünün, savaşın arttığı bir dönemde çok önemlidir. Çağrı tüm bölge için önemli bir adımdır. Burada demokratik toplum inşasını gerçekleştirmenin sancılı olduğunu biliyoruz. Ancak bunun için mücadele edeceğiz. Barışın kalıcı olması için somut adımlar atılmalı ve Sayın Öcalan’ın pozisyonun önemli bir yerde olduğu görünmeli. Öte yandan kadınların olmadığı bir barış masası olmaz. Bugün kadınlar olarak barışın daha fazla öznesi olacağız. Barış için uzatılan eli hep birlikte güçlendireceğiz. Barış ve Demokratik Toplum süreci için daha çok mücadele etmeliyiz. Kapitalist sisteme karşı enternasyonalist mücadeleyi güçlendireceğiz” ifadelerini kullandı.

“Öcalan’ın çözümü 3 temel ayak üstündedir: Demokratik toplum, barış ve demokratik entegrasyon”

Ardından Tuncer Bakırhan ise şu ifadelere yer verdi:

“Dünya ve Ortadoğu büyük bir kriz içerisinde. Türkiye bu karmaşanın tam ortasında. Yüzyıldır adı konulmamış bir Kürt meselesi var. Kürtler artık inkar edilmiyor ama hakları da henüz verilmiş değil. Kürtler yüzyıldır hukuklarını elde etmek için amansız bir mücadele yürütüyor. Kürtler devlet tarafından inkar edildikçe, mücadele ettiler. Şu anda burada bir süreç devam ediyor. Burada Kürtlerin özgürleşmesi ve Türkiye’nin demokratikleşmesi önemlidir. Bu süreç hem Türkiye’ye hem Ortadoğu’ya barış getirecektir. Öcalan sık sık devletin demokratikleşmesinden bahseder.

Sayın Öcalan iktidar zayıflamadıkça, demokrasinin olmayacağını ifade eder. Bask, Katalan dostlarımızın örnekleri sorunların nasıl çözüleceği en önemlidir. Düne kadar ‘terörist’ denilenler, Nobel ödülüne layık görüldü. Sayın Öcalan’ın demokratik paradigması büyük bir çözümdür. Sayın Öcalan bu sürecin merkezindedir. Öcalan çeyrek asırdır tecride rağmen barışın dilini ortaya koyuyor.

Öcalan’ın çözümü 3 temel ayak üstündedir: Demokratik toplum, barış ve demokratik entegrasyon. Özenle belirtmek isterim ki devlet yetkililerin ve komisyon üyelerinin Öcalan ile konuşması önemlidir. Yazar, akademisyenlerin, gazetecilerin doğrudan Sayın Öcalan ile görüşmesi lazım.

Türkiye demokratik dönüşümle bu krizi aşabilir. Bizce çözüm demokratik ulustur. Farklılıkları zenginlik gören, yerelden yöneten, bir sistem. İkinci yüzyılda tüm yurttaşların eşit olduğu ve refahın eşit paylaşıldığı bir düzendir.”