Dolar 19,0631
Euro 20,5284
Altın 1.212,26
BİST 5.031,98
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Diyarbakır 14°C
Yağmurlu
Diyarbakır
14°C
Yağmurlu
Cts 16°C
Paz 17°C
Pts 19°C
Sal 16°C

Bakırın Diyarı Diyarbakır – (Ferda Taşçı’nın Yazısı)

6 Şubat 2023 08:39

Bugünlerde Anadolu’da bakırı döven çekicin yeknesak ama yine de ahenkli ‘tak tak’larını duyacağınız kaç şehir var ki! Bir sokaktan ötekine dönüyordunuz ya da eski çarşılardan birinde yöreye has bir lezzeti bir koku, size tamda oralarda olduğunuzu hatırlatarak bir doku arıyordunuz ki umulmadık bir ses duydunuz. ‘tak tak’ tak, tak’… Bakırın çekiçle dostluğu, yarenliği, binlerce yıldır süren muhabbeti.. Aslın da öyle kalın, hoyrat bir ‘tak’sesi değil bu, hiç duymayana nasıl anlatmalı, ‘tak’la ‘çin’ arasında gidip gelen, biraz daha kulak verseniz, kadim bir şarkıya benzeyen veya eski, içli bir Diyarbakır türküsüne… Sizi de büyüledi bakın bu melodi, adımlarınız nasılda kayıverdi sesin geldiği tarafa, Bakırcılar Çarşısına… Dicle’nin suladığı sebze bostanları, şehrin seyyar meyve tablaları kadar bereketli bir çarşı bu.. Bakırın cezveye, fincan zarfına, kapaklı bir sahana, tencereye, tavaya, devasa kazana, semavere, demliğe, ibriğe, siniye, tepsiye, ayran tasına, kaşığa ve kepçeye, gaz lambasına, sürahiye, şekerliğe, hamam tasına, kildana, buhardana yada gülabdana dönüştüğü mütevazi atölyeler ve göz kamaştırıcı dükkanlar.. Mesleği babasından devralmış almış yaşlı  ustalar, önce şükürle başlar konuşmaya, bakıra şekil vermekle, onu ince ince işleyip sanat eserine dönüştürmekle geçmiş bir ömrün şükrüdür bu. Sonrası malum; Bakırın mutfaklardaki sultanlığını yitirmesine içermektedir bu elleri öpülesi ustalar… Başka bir zamanın içinde konuşur gibi ‘’Porselen çıktı, çelik, teflon, alimunyum çıktı, bakır unutuldu’’ derler. Yer sofralarındaki bakır sinilere bakır tabakların konup kalktığı, sobaların üstünde bakır güğümlerin kaynadığı bir zamandır.

Fakat ne var ki Eski Diyarbakır insanları bu eski alışkanlıklardan ve bakır tabaklardan daha vaz geçmemiş, Yaşlı olan Diyarbakırlıların evlerinde daha da bu gelenek yani bakır tabaklar, siniler, taslar, cezveler, taslar daha da kullanılmakta.

Zamanı geldiğinde bu tabaklar toplanır kalaylanmak için kalaycıların yolu tutulur. Bakırın kalkmasıyla Diyarbakır’da kalaycıların da sayısı azaldı şu anda ya iki veya üç kalaycı kalmış.