Fransız perakende zinciri Carrefour'un Kuveyt'teki tüm şubelerini kalıcı olarak kapatma kararı açıklaması, geniş bir memnuniyet dalgası yarattı. Aktivistler, bu adımı "halk iradesinin, işgalci israili destekleyen ekonomik tahakküme karşı yeni dengeler kurabileceğinin kanıtı" olarak değerlendirdi.
Carrefour'un bu kararı, bölgede daha önce attığı adımların devamı niteliğinde. Şirket, Kasım 2024'te Ürdün'deki şubelerini boykot nedeniyle azalan ilgi sonucunda kapatmış, ardından 2025 başında Umman'daki mağazalarını da kapatmıştı. 14 Eylül 2025'te ise Bahreyn'deki şubelerini kapatma kararı almıştı.
Boykot hareketleri yalnızca bu ülkelerle sınırlı kalmadı. Tunus'ta da 2025 yılı boyunca Carrefour'a karşı geniş çaplı protestolar düzenlendi. Geçtiğimiz mayıs ayında, başkent Tunus'un Marsa bölgesindeki en büyük Carrefour mağazası, içeride ve dışarıda artan protestolar nedeniyle geçici olarak kapatılmak zorunda kalmıştı.
Carrefour, 7 Ekim 2023'te Gazze'ye yönelik İşgal saldırılarının başlamasından bu yana halk boykotlarının hedefinde yer alıyordu. İşgal askerlerine Carrefour logolu gıda paketleri gönderildiğini gösteren videoların yayılmasıyla şirket, birçok ülkede doğrudan boykot çağrılarının merkezine oturdu.
Sosyal medyada çok sayıda kullanıcı, Carrefour'un Kuveyt'te kapanmasının "halk boykotunun gücünü bir kez daha kanıtladığını" belirtti. Bazıları, şirketin İşgal ordusuna yardımlarını sürdürmesinin, onu doğrudan reddedilen bir hedef haline getirdiğini vurgularken; diğerleri, kararın vatandaşların boykotu sayesinde gerçekleştiğini ve bunun Ürdün, Umman ve Bahreyn'deki gelişmelerle aynı çizgide olduğunu dile getirdi.
Aktivistler, boykot kampanyalarının ve yatırımların geri çekilmesinin, işgal rejiminin suçlarına ortak olduğu düşünülen küresel şirketler üzerinde etkili bir baskı aracı olduğunu vurguladı.
7 Ekim 2023'te başlayan Gazze saldırılarından bu yana, birçok Arap ve dünya ülkesinde hem halktan hem de resmî kurumlar düzeyinde İşgal rejimini destekleyen şirketlere yönelik boykot kampanyaları giderek artıyor.