DİYARBAKIR HABER - Küresel ısınmanın etkilerini her geçen yıl daha fazla hissettirdiği bu dönemde, Devegeçidi Barajı’nın kuruması sadece insanlar için değil, doğada yaşayan birçok canlı için de büyük bir tehdit oluşturuyor. Baraj çevresinde yaşamını sürdüren kuşlar, balıklar, kaplumbağalar ve diğer yaban hayvanları için bu alan hem yaşam alanı hem de beslenme kaynağıydı. Şimdi ise onlar da susuzlukla ve hayatta kalma mücadelesiyle baş başa.
Loading...
Loading...
“Su yoksa hayat da yok”
Uzmanlar, bu yıl Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde sıcaklıkların mevsim normallerinin 4 ila 6 derece üzerinde seyrettiğini belirtiyor. Yağışların ise %40’a varan oranda azaldığına dikkat çekiliyor. Bu durum yalnızca tarımı değil, barajların su seviyesini ve buna bağlı olarak ekosistemi de doğrudan etkiliyor.
Devegeçidi Barajı’nın kuruması, sadece bugünün değil, geleceğin de tehlikede olduğunu hatırlatıyor. Su kaynaklarının korunması, bilinçli tarım ve su tüketimi, çevre dostu politikaların benimsenmesi artık bir seçenek değil, zorunluluk haline geldi.
“Bir damla su, bir can demek”
Yerel halk da durumu kaygıyla izliyor. Çocukluğundan bu yana baraj çevresinde balık tutan, piknik yapan, doğayla iç içe yaşayan bölge sakinleri şimdi geçmişin su dolu günlerini anmakla yetiniyor. Bir zamanlar kuş seslerinin yankılandığı, yeşilin ve mavinin iç içe geçtiği Devegeçidi, şimdi kurumuş çatlak topraklar ve sessizliğe bürünmüş bir doğayla baş başa.
Doğayı korumak geleceği korumaktır
Devegeçidi Barajı’nın kuruması, iklim krizinin artık çok uzaklarda değil, tam da yanı başımızda olduğunu gösteriyor. Bu tabloyu değiştirmek ise yalnızca yetkililerin değil, hepimizin sorumluluğu. Suya sahip çıkmak, doğayı korumak, her birimizin geleceği için artık bir mecburiyet.