özDİYARBAKIR - Pamuk ve mısır üretimi yapan çiftçiler, artan tarımsal girdi maliyetleri ve sürekli yaşanan elektrik kesintileri nedeniyle üretim yapamaz hale geldiklerini belirterek yetkililerden destek talebinde bulundu.
Diyarbakır Çınar ilçesine bağlı Düzova Mahallesinde pamuk ve mısır üretimi yapan çiftçiler; Gübre, ilaç, elektrik ve mazot gibi temel tarım girdilerinin yükseldiğini dile getirerek yetkililerden destek talep etti.
Pamuk ve mısır ekiminde mazot, gübre, ilaç ve sulama giderlerinin katlanılamaz boyutlara ulaştığını belirten çiftçiler Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP)'nin, tamamlanmasıyla bu sıkıntıların azalacağını vurguladı.
"20 dakikada bir elektriğimizi kesiyorlar"
20 gün önce pamuk ekimine başladıklarını belirten çiftçi Nusret Öğrük, sulama ve elektrik sorunları nedeniyle verim alamamaktan endişe duyduklarını ifade ederek yetkililere elektrik sorunlarının çözümü için çağrıda bulundu.
Gübre, ilaç ve mazot fiyatlarının hızla arttığını belirten Öğrük, "20 gün önce pamuğumuzu ektik. Yavaş yavaş filizleniyor. Bunun çapası, sulaması, mazotu, gübresi ve ilaçlaması hepsi büyük masraf. 3 ay sonra hasadını yapacağız. Bizim Dicle Elektrik'le büyük bir sorunumuz var. Günde 50-60 sefer elektriği kesiyorlar. Bu şartlar altında bu üründen nasıl verim elde edeceğiz ki? Dicle Elektrik her gün bize baskın yapıp trafolarımızı götürüyor. 20 dakikada bir elektriğimizi kesiyorlar. Elektriğimiz verilirse, dönümde 500-600 kiloya yakın ürün elde edebiliriz. Geçen sene yaklaşık bir dönümde 400-500 kilo ürün elde ettik. Masraflarımız çok fazla. Devletin verdiği destek ödemelerine de Dicle Elektrik el koyuyor, faydalanamıyoruz. Devletin, Dicle Elektrik'e paramıza el koyma imkânı tanımasını anlamış değilim." dedi.
"Devlet, pamuğu toplamada bize yardımcı olsun"
Gübre, mazot ve ilaç fiyatlarının kendilerini zor durumda bıraktığını belirten Öğrük, "Pamuk fiyatı geçen sene 25 TL'ydi, bu sene 30 TL olmasını bekliyoruz. Gübre ve ilaç fiyatları belimizi bükmüş durumda. Mazot fiyatı 50 TL'ye dayanmış durumda. Bir dönümde yaklaşık 10 litre mazot gidiyor. Bu şekilde bir hesap yaptığımızda, sadece masraflara çalışmış oluyoruz. Biz burada bir hayat mücadelesi veriyoruz. Köyden göçmemek için bir çaba içerisindeyiz. Kazancımız yok denecek kadar az. Senede en az 3-4 kere pamuk çapası, haftada bir sulamasını yapıyoruz. Bu işte sürekli insan gücü kullanılıyor. Eğer devlet, pamuğu toplamada bize yardımcı olsaydı, bu bizim için çok güzel olurdu. En azından yapılan masraflarımızdan bir tanesinden kurtulmuş olurduk." dedi.
"Mısır hem maliyeti yüksek hem de iş gücü çok olan bir üründür"
Tarımda en büyük sorunlardan birinin artan maliyetler olduğunu belirten Mısır üreticisi Necdet Öğrük ise gelirlerin giderleri karşılamadığı ifade ederken çiftçiler olarak maliyetler karşısında direndiklerini söyledi.
Öğrük,"Mısırın ekimine mart ayının sonu ve nisan ayının ilk haftasında başladık. Tabi ekimini yapmadan önce tarlayı birkaç işlemden geçiriyoruz. Aralık ayından itibaren tarlaya pulluk çekiyoruz. Mart ayına yaklaştığımızda da tarlaya 1-2 defa kültivatör vuruyoruz. Çiftçilik her yönüyle zahmetli bir meslektir. Özellikle mısır hem maliyeti yüksek hem de iş gücü çok olan bir üründür. Su olmayınca mısır ekimini yapamazsınız. Bu tarlaya dönüm başı yaklaşık 3 kilo mısır ektik. Bu mısırın 25 kilosu 5 bin TL'dir. Tonunu 16 bin TL'den tapan gübresi aldım. Dönüm başı yaklaşık 100 kilo gübre kullanıyoruz. Şu an mısırımızın çapa zamanı gelmiştir. Çapasından sonra gübre, ondan sonra da yaklaşık 5-6 kez su verdikten sonra artık hasat dönemine yaklaşacağız. Hasadı ağustos ayının sonunda yapmayı düşünüyoruz." şeklinde konuştu.
"Mısır ithal edilirse yerli üretici zarar eder"
Dışarıdan yapılacak olası ithalatın fiyatları düşürmesinden endişe ettiklerini dile getiren Öğrük,"2 yıl önce ekmiştik ama o zamanlar fiyat çok kötüydü. Bu sene ikinci ürün değil de birinci ürün olarak ektim mısırı. İkinci ürünün verimi genelde daha az oluyor. 2 yıl önce ikinci ürün olarak ektiğimde dönüm başı bir ton ürün kaldırdım. Bu sene fiyatların güzel olacağını söylüyorlar. Dışarıdan ithal olursa fiyat düşer ve biz çiftçiler mağdur oluruz. Maliyetler çok çok yüksek. Bu tarlayı ektiğimizde dönüm başı 15 litre mazot harcıyoruz. Ülkemizde ne yazık ki tarımda maliyetler çok yüksek. Gelirimiz, giderlerimizi karşılamıyor. Biz çiftçiler olarak direniyoruz. Fiyatlar, maliyete göre düşük. Bu tarlada sadece gübrenin maliyeti 35 bin TL'yi buluyor. Üre gübresi kullanıyorum ve onun da maliyeti yüksek. Bunun çapası ve biçmesi derken maliyetler yükseliyor." ifadelerini kulandı.
"Elektrik faturaları çok yüksek geliyor"
Türkiye'nin elektrik üreten bir ülke olmasına rağmen bu durumun faturalara yansımadığını ve yüksek bedellerin kendilerini zor durumda bıraktığını söylen Öğrük, "Bizim bu bölge bu sene yağış görmedi. Susuz tarlalarımız tamamen yandı. Normalde mısırımızı ilk ektiğimizde yağmurun yağmasıyla filizleniyordu. Bu sene yağmur olmadığı için mısırın ilk suyunu biz verdik. Faturalar çok yüksek geliyor. Türkiye elektrik üreten bir ülke olmasına rağmen bu gelen faturalar belimizi büküyor. Bu tarlayı sulamamın bana elektrik faturası yaklaşık 350 bin TL olacak. Devletin az da olsa desteği oluyor ama bu desteği de alamıyoruz." dedi.
"Güneydoğu Anadolu Projesi hayata geçirilsin"
Tarımsal desteklerin doğrudan üreticiye ulaştırılmasının önemine dikkat çeken Öğrük, mevcut sistemin kendilerini Dicle Elektrik'e mahkûm ettiğini ifade etti.
Öğrük "Dicle Elektrik tarlaya uğramadan, sistem üzerinden bizlere, borcu olan olmayan herkese ceza yazıyor. Devlet tohumu, gübreyi, mazotu ve ilacı doğrudan elden ulaştırsa bu bizim için çok güzel olurdu. Şu an bizleri sistem üzerinden Dicle Elektrik'e mahkûm etmiş. Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP)'nin hayata geçirilseydi, bizler Dicle Elektrik'ten kurtulmuş olurduk." şeklinde konuştu.