özDİYARBAKIR - Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki oda, borsa ve iş dünyası temsilcileri, Türkiye’de kalıcı barışın sağlanması sürecine güçlü destek verdiklerini ortak bir basın açıklamasıyla duyurdu. Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO) binasında gerçekleştirilen açıklama öncesinde DTSO Başkanı Mehmet Kaya önemli değerlendirmelerde bulundu.
“Ekonomik Geri Kalmışlığın Temel Nedeni Çatışmalı Süreçtir”
Mehmet Kaya, bölgede yaşanan çatışmalı süreçlerin başta ekonomi olmak üzere birçok alanda ciddi tahribat yarattığını belirterek, “Bu çatışmalı sürecin en çok etkilediği bölge burasıdır. Gelişmişlik kriterlerinde Türkiye ortalamasının oldukça altındayız; bölge illerimiz GSYH açısından ülke ortalamasının dörtte birine bile ulaşamıyor. Bunun en temel nedenlerinden biri bu çatışmalı süreçtir” dedi.
Aralarında 26 ticaret ve sanayi odası ile borsanın, bölgesel iş dünyası üst örgütü olan DOGÜNSİFED’in ve Diyarbakır’daki Mali Müşavirler ile Eczacılar Odası gibi meslek kuruluşları ile Cizre TSO Başkanı Ömer Faruk Yıldırım, Van Ticaret Borsası Başkanı Naif Süer, Tunceli TSO Başkanı Hasan Hüseyin Coşkun’un bulunduğu geniş bir temsil grubunun imza attığı ortak açıklamayı Diyarbakır Ticaret Borsası Başkanı Engin Yeşil okudu.
Yeşil, PKK’nin 5-7 Mayıs tarihleri arasında gerçekleştirdiği kongrede silah bırakma kararı aldığını ve 12 Mayıs 2025’te fesih kararını kamuoyuna duyurduğunu hatırlatarak, bunun barış yolunda tarihi bir dönüm noktası olduğunu belirtti. Yeşil, “Kırk yıllık acı dolu bir sürecin sona ermesi için alınan bu kararın ülkemize hayırlı ve uğurlu olmasını diliyoruz. Süreci başlatan, yürüten ve destekleyen tüm siyasi partilere ve barıştan yana sorumlu tavır sergileyen toplumsal aktörlere minnettarlığımızı sunuyoruz” dedi.
"Yarım asırlık çatışma 70 bin can kaybına neden oldu"
Açıklamada, çatışmalı sürecin Türkiye'ye ağır bir insanî ve ekonomik bedel ödettiği vurgulandı:
“Yarım asırlık süreçte yetmiş binden fazla insan hayatını kaybetti, on binlerce kişi yaralandı. Bir milyonu aşkın yurttaş yerinden edildi. Bu çatışmalar sadece ekonomik değil, toplumsal dokuyu da derinden sarstı. Bugün elimizde, bu kanlı dönemi geride bırakmak için tarihi bir fırsat var.”
"Barışa karşı ideolojik körlükle yaklaşmak tehlikelidir"
Barış sürecine dair kamuoyunda yapılan bazı olumsuz açıklamalara da dikkat çekilen ortak açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Demokratik bir ülkede eleştiri haktır. Ancak ideolojik körlük ve kısır siyasi hesaplarla bu sürece mutlak karşıtlık sergileyenlerin tutumunu doğru bulmuyoruz. Bu tavır, çatışmalardan en fazla zarar gören ailelerin acılarını istismar etmekte ve toplumdaki fay hatlarını derinleştirmektedir. Barış, farklılıklarımızı bastırmak değil; birlikte yaşamın hukukunu inşa etmektir.”
"Sürece uygun dil ve üslup şart"
Açıklamada, barışın inşası için herkesin sorumluluk bilinciyle hareket etmesi gerektiği vurgulanarak, “Tek bir insanımızın canının daha yanmasına tahammülümüz yok. Bu nedenle sürecin ruhuna uygun bir dil ve üslup kullanılmasını tüm toplumsal aktörlerden bekliyoruz. Bölge iş dünyası olarak bu tarihi süreci desteklediğimizi, üzerimize düşecek her katkıyı sunmaya hazır olduğumuzu bir kez daha ilan ediyoruz” denildi.
Kaya: “Güven artırıcı adımlar hayati önem taşıyor”
Açıklamanın ardından yeniden söz alan DTSO Başkanı Mehmet Kaya, sürecin kısa vadeli siyasi hesaplarla değil, uzun soluklu bir perspektifle ele alınması gerektiğini vurguladı. Kaya, hükümete ve örgüte şu çağrıda bulundu: “Bu tür süreçlerde koşullar öne sürülmeden, karşılıklı güven artırıcı adımların atılması gerekiyor. Bu adımlar sürecin sağlıklı işlemesi açısından zaruridir. Örgütün silah bırakması ardından, toplumsal entegrasyon ve normalleşmeye dönük adımlar atılmalıdır. Hükümete, bu süreci sadece güvenlik perspektifiyle değil, demokratikleşme ve hak temelli bir çerçevede yönetme çağrısı yapıyoruz.”
Kaya ayrıca, sivil toplum kuruluşlarının da sürece dahil edilmesinin önemine işaret ederek, yerel aktörlerin barışın kalıcı hale gelmesinde rol oynaması gerektiğini belirtti.