ÖZEL HABER

Eğitim-Bir-Sen Diyarbakır Başkanı Tekdemir: Kentin eğitim aklını oluşturmak lazım

Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen Diyarbakır Şube Başkanı Ramazan Tekdemir, yeni eğitim-öğretim yılına ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu. Kentin Eğitim aklını oluşturmak gerektiğini ifade eden Tekdemir, “Bu aklı oluşturmak için tüm paydaşların katkısını almak lazım” dedi.

Abone Ol

DİYARBAKIR HABER - (ÖZEL RÖPORTAJ)- 2025-2026 eğitim-öğretim yılı 8 Eylül itibarıyla başladı. Türkiye’nin dört bir yanında milyonlarca öğrenci okullarına dönerken, Diyarbakır’da da ders zili çaldı. Yeni dönemin başlamasıyla birlikte öğrenciler, öğretmenler ve veliler büyük bir heyecan yaşarken, eğitimin temel aktörleri olan sendikalar da görüş ve önerilerini kamuoyuyla paylaşıyor.

Bu kapsamda Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen Diyarbakır Şube Başkanı Ramazan Tekdemir ile yeni eğitim-öğretim yılına dair kapsamlı bir röportaj gerçekleştirdik. Tekdemir, Diyarbakır’da yaşanan fiziki koşul sorunlarından velilerin talepleriyle oluşan yoğunluklara, yeni okul yatırımlarından sınav başarı grafiğine, öğretmenlerin yaşadığı sorunlardan çözüm önerilerine kadar pek çok konuda önemli açıklamalarda bulundu.

“Her yeni eğitim yılı, yeni umutlar ve hedefler demektir” diyen Tekdemir, Diyarbakır’da eğitimin geleceği için ortak akıl vurgusu yaptı. Öğrencilerin düzenli ders çalışması ve kitap okuması gerektiğini, velilerin öğretmenlerle iş birliği içinde olması halinde başarının artacağını belirtti. Eğitimciler için ise “Onların emeğini yüceltecek politikaların hayata geçmesi için mücadele edeceğiz” sözleriyle mesaj verdi.

İşte çarpıcı röportajın detayları;

Sayın Tekdemir, öncelikle röportaj teklifimizi kabul ettiğiniz için teşekkür ediyoruz. 8 Eylül itibarıyla 2025-2026 eğitim-öğretim yılı başladı. Diyarbakır’da yeni döneme nasıl girildi? Genel bir değerlendirmenizi alabilir miyiz?

“Öncelikle öğrencilerimizin, öğretmenlerimizin ve velilerimizin yeni eğitim-öğretim yılını tebrik ediyorum. Geleceğimizin teminatı olan çocuklarımız, arkadaşlarına ve okullarına kavuştu. Onları geleceğe hazırlayan kıymetli meslektaşlarımız için de sağlıklı, huzurlu ve başarılarla dolu bir yıl diliyorum. Elbette her yeni dönem, yeni umutlar ve yeni hedefler demektir. Biz de bu dönemin çocuklarımızı hayallerine bir adım daha yaklaştırmasını temenni ediyoruz.

Diyarbakır’da da eğitim-öğretim yılı başlamış durumda. Ancak ufak tefek sıkıntılarımız var. Özellikle Fırat Üniversitesi’nden gelen teknik ekiplerin hazırladığı raporların geç ulaşması nedeniyle bazı okulların fiziki koşulları tehlikeli bulundu ve boşaltılması gerekti. Bu sayı 5-6 civarında. Belki genel toplamda büyük bir oran değil ama tek bir okul bile olsa o bölgedeki öğrenciler ve veliler doğrudan etkileniyor. Allah korusun, can güvenliği riski varsa bu kararların alınması gerekiyor. Milli Eğitim Müdürlüğümüz hızlı bir şekilde planlama yaparak bu okulları başka okullarla eşleştirdi, eğitimde kesinti yaşanmaması için çaba sarf etti”

Velilerden kaynaklı yoğunluklar da söz konusu oldu mu? Özellikle bazı okullara aşırı talep olduğu yönünde şikayetler geliyor.

“Evet, bu da önemli bir mesele. Özellikle bazı veliler, adres değiştirerek çocuklarını belli okullara yönlendirmek istiyor. Bu da doğal planlamayı bozuyor. Sonuçta bazı okullar ikili eğitime geçmek zorunda kaldı, bazı okullar başka okulların fiziki mekanlarını kullanmaya başladı. Bunu yalnızca Diyarbakır’da değil, birçok ilde görüyoruz. Eğitim dönemlerinin başında bu tarz sıkıntılar yaşanabiliyor. Velilerimize şunu söylemek isterim: Bütün okullarımızda öğretmenlerimiz aynı gayret ve özveriyle çalışıyor. Eğitim kalitesi açısından çok büyük farklılıklar yok. Ama toplumda bir "vitrin algısı" var. Bir okulun ismi duyulunca yoğun bir talep oluyor, bu da plansızlığa yol açıyor”

Yeni dönemde Diyarbakır’a yeni okulların kazandırıldığını biliyoruz. Bu konuda ne söylemek istersiniz?

“Evet, yeni okullar açıldı ve bu bizim için çok kıymetli. Çünkü ne kadar çok okul açılırsa hem sınıf başına düşen öğrenci sayısı azalır hem de çocuklarımız kendi evlerine daha yakın okullarda eğitim görme imkânı bulur. Bu da eğitim kalitesine doğrudan katkı sağlar. Ayrıca yatırım programında bekleyen, ihale aşamasında olan ve sözleşmesi imzalanmış birçok okul projemiz var. Hayırseverlerin katkıları da oluyor, bunların artmasını temenni ediyoruz. Çünkü eğitim ortamları toplumu dönüştüren en önemli güçtür”

Sayın Tekdemir, Diyarbakır’ın LGS ve YKS başarıları ne yazık ki her sene biraz daha geriye gidiyor. Siz bir eğitimci ve sendika başkanı olarak bu tabloyu nasıl değerlendiriyorsunuz?

“Bu soruya tek bir açıdan bakmak mümkün değil. Diyarbakır’ı kendi sosyolojisi içinde değerlendirmek gerekiyor. 90’lı yılların getirdiği travmalar, yoğun göç dalgası, uyum sorunları… Bunların hepsi eğitim sistemine olumsuz yansıdı. Elbette gelinen nokta bizi üzüyor, yeterli görmüyoruz. Ama çözüm de var. Biz diyoruz ki: Artık Diyarbakır’ın bir "eğitim hakkı" olmalı. Siyasetten, ideolojik yaklaşımlardan uzak, şehrin tüm paydaşlarının bir araya geldiği ortak bir platform kurulmalı. Valilik öncülüğünde, tüm kurumların katkı sunduğu düzenli toplantılar yapılmalı. Ancak böyle olursa başarılarımızı yukarıya taşıyabiliriz. Hedefler koymak, teşvik mekanizmaları oluşturmak, yarışmalar, projeler ve etkinliklerle öğrencilerimizi motive etmek lazım. Kutuplaşmayı bırakıp eğitimde ortak aklı işletirsek LGS ve YKS’de yükselen bir başarı grafiği yakalayabiliriz.

Geçtiğimiz günlerde Diyarbakır’da bir öğretmen saldırıya uğradı. Bu olayları nasıl değerlendiriyorsunuz?

“Çok üzücü. Belki tekil vakalar ama toplumda büyük yaralar açıyor. Öğretmen, toplumun asli unsuru, geleceğimizi inşa eden kişi. Onu yüceltmemiz lazım. Hem ekonomik hem sosyal koşullarını iyileştirmek zorundayız. Öğretmeni değersizleştiren, yalnız bırakan politikalar eğitimde kaliteyi de aşağı çeker. Bizim öğretmeni başımızın üstünde tutmamız gerekiyor. Onların emeğine değer verdiğimizde, onların da enerjisi ve birikimi topluma katma değer olarak geri döner. Bu yüzden Milli Eğitim Bakanlığı’na, Çalışma Bakanlığı’na, Maliye Bakanlığı’na çağrımızdır: Tüm eğitim çalışanlarının — öğretmen, memur, hizmetli, aşçı fark etmeksizin — emeklerini yücelten politikalar üretmek zorundayız.

Son olarak yeni eğitim-öğretim yılı dolayısıyla öğrencilere, velilere ve eğitimcilerimize mesajınızı alabilir miyiz?

“Öğrencilerimize en büyük tavsiyem çalışmayı bir alışkanlık haline getirmeleri. Zaman çok hızlı geçiyor. Düzenli ders çalışmayı ve kitap okumayı asla ihmal etmesinler. Kitap okumak insanın ufkunu açar, iletişim becerilerini güçlendirir. Meslektaşlarımız için ise şunu söylemek isterim: Onlar her zaman fedakârlık örneği gösteriyorlar. Biz de onların emeğini yüceltecek politikaların hayata geçirilmesi için mücadele etmeye devam edeceğiz. Velilerimize de çağrım şu: Lütfen eğitim sürecinde çocuklarımızı destekleyin, öğretmenlerimizle iş birliği içinde olun. Ancak el ele verirsek çocuklarımızı daha başarılı bir geleceğe hazırlayabiliriz. Yeni dönemin Diyarbakır’a ve tüm Türkiye’ye hayırlı olmasını diliyorum. İnşallah kazasız belasız, sağlık ve başarı dolu bir eğitim yılı olur.