Emekli Astsubayların Sessiz Çığlığı

Abone Ol

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin temeli, disiplini ve başarısı; görev hiyerarşisinin sağlamlığı, rütbe sisteminin adil bir şekilde uygulanması ve görev bilinciyle hareket eden personelin özverisidir. Ancak son yıllarda yapılan bazı düzenlemeler, bu dengeyi ciddi şekilde sarsmaya başlamıştır. Özellikle emekli astsubaylar, yıllarca süren hizmetlerinin karşılığında hak ettikleri ekonomik ve statüsel kazanımları görememekte, hiyerarşik yapının korunmasına yönelik duyulan güven zedelenmektedir.

Bir lisans mezunu, 2’nci kademe Kıdemli Başçavuş olarak 1/4 dereceden emekli olan bir TSK mensubu olarak, yıllar boyunca devlete, millete ve silah arkadaşlarımıza sadakatle hizmet ettik. 3600 ek gösterge düzenlemesi kapsamında emekli maaşımıza yansıyan 600 puanlık artış ile birlikte, 4200 gösterge puanına ulaştık. Bu artışın karşılığı ise yaklaşık 216 TL gibi sınırlı bir maaş farkı olarak yansımıştır.

Ancak aynı düzenleme kapsamında, Uzman Çavuşlarımıza yapılan düzenlemeler sonucunda emekli maaşlarında yaklaşık 2400 TL gibi ciddi bir artış meydana gelmiştir. 2023 Ocak ayında verilen %30’luk maaş artışıyla birlikte bu fark daha da açılmış ve maalesef emekli bir uzman çavuşun maaşı, amiri ve üstü olan bir emekli astsubay maaşını aşmıştır.

Bu durum, yalnızca bireysel bir mağduriyet değil; Türk Silahlı Kuvvetleri’nin özüne, yapısına ve görev anlayışına doğrudan zarar veren bir çarpıklıktır. Çünkü TSK’daki görev düzeni yalnızca fiili hizmet süresine değil, aynı zamanda rütbe, yetki ve sorumluluklara da dayanır. Bu yapıyı bozan her türlü düzenleme, kurum içi adaleti ve çalışma motivasyonunu zedeler.

Astsubaylık müessesesi, emir-komuta zincirinde son derece önemli bir yerde konumlanmıştır. Görev süresince subaylar ile erbaş-er arasında bir köprü görevi gören, teknik bilgi ve saha tecrübesi ile ordunun bel kemiği olan astsubaylar, bugün emeklilik sürecinde haksız ve adaletsiz bir konuma itilmektedir. Devlet büyüklerimizin defalarca kamuoyunda söz verdiği, "Astsubaylara tazminat gelecek", "Hiyerarşi korunacak" söylemleri maalesef somut bir karşılık bulmamıştır.

Bugün geldiğimiz noktada bir gerçek açıkça ortadadır:

"Astsubayın maaşı subayla bir olamaz" anlayışı, yıllarca astsubayların önüne bir set olarak konulmuşken, bugün uzman çavuşların maaşlarının astsubayları geçmesi sessizce kabul edilmiştir. Bu çifte standart, adalet duygusunu yaralamakta, hak ve liyakat temelli bir anlayışla bağdaşmamaktadır.

Bizler, emekli astsubaylar olarak, sadece hakkımızı talep ediyoruz. Ne fazlasında ne de lütufta gözümüz var. Talebimiz açık ve nettir:

• Kıdemli Başçavuş ve daha üst rütbelerde emekli olan astsubaylara tazminat hakkı tanınmalıdır.

• Ek gösterge puanları, görev sorumluluğu ve hizmet süresine uygun şekilde yeniden düzenlenmelidir.

• TSK’nın hiyerarşik yapısı maaş, tazminat ve statü boyutunda korunmalıdır.

Bu talepler sadece bir maaş düzenlemesi değil, bir onur mücadelesidir. Bugün bu adaletsizliğe sessiz kalmak, gelecekte TSK’nın özüne zarar verecek, sadakatle görev yapan personelin görev şevkini kıracaktır.

Sayın Cumhurbaşkanımızın ve Milli Savunma Bakanımızın bu konudaki hassasiyetine güveniyoruz. Ancak artık sözlerin eyleme dönüşme zamanıdır.

Çünkü biz, yıllarını devlete adamış, görev başında ter dökmüş, nöbet tutmuş, dağda, sınırda, karakolda milletin güvenliği için mücadele etmiş emekli astsubaylarız. Ve yalnızca adalet istiyoruz.

Saygılarımızla.

Yeni Yüzyıl Partisi Genel Başkan Yardımcısı Hilmi Katırcılar