Bir grip mevsimi daha kapıda. Havaların bir sıcak, bir soğuk olduğu bu geçiş döneminde, grip virüsleri, fırsatını bulmuşken vücuda sızmaya çalışıyor. Bu mevsimde genellikle herkes ne kadar tedbir alsa da hastalıktan kaçmak neredeyse imkansız hale geliyor. Sadece birkaç gün içinde, vücudunuzu sarıp sarmalayan grip, sizi yatağa mahkum edebiliyor. Burun akıntısı, boğaz ağrısı, halsizlik ve vücut ağrılarıyla dolu bir hafta sizi bekliyor olabilir.
Herkes, grip olduktan sonra hastalığı hafifletmek için çeşitli ilaçlara başvurur. Ancak ilaçlar yalnızca rahatsızlıkları hafifletmekle kalır; ne yazık ki, grip geçtikten sonra, ardında bıraktığı yorgunluk uzun süre etkisini sürdürebilir. Peki, gripten nasıl korunabiliriz?
Maske ve el hijyeni, gripten korunmanın en etkili yollarından biridir. Özellikle kapalı alanlarda, kalabalık ortamlarda maske takmak, grip virüsünün yayılmasını engellemeye yardımcı olabilir. Aynı şekilde ellerimizi düzenli aralıklarla yıkamak, hastalığın bulaşmasını engellemeye yönelik önemli bir adımdır. Ancak, ne yazık ki bu tedbirler genellikle hastalandıktan sonra aklımıza gelir.
Grip mevsiminin gelmesiyle birlikte, sağlığımızı korumak için sadece hastalandıktan sonra değil, hastalık öncesinde de tedbirler almalıyız. Bağışıklık sistemini güçlendiren, vücuda doğal koruma sağlayan bitki çaylarını içmek, grip mevsimi öncesinde çok etkili bir önlem olabilir. Ihlamur, zencefil, kuşburnu ve adaçayı gibi bitkiler, vücudu virüs ve mikroplara karşı hazırlamak için doğal birer savunma hattıdır.