Liderlik ve tevazu üzerine

Abone Ol

Nadir elementlerin toprak içinde iken görülmediğinden dolayı, değerleri; bilinmez. Bu değerler, ancak ayrışma sonrasındaki; piyasada arz ve talep üzerinde yarattığı olumlu etki görüldükten sonra bilinmeye başlar.

Akabinde ,bu etkinin ulusal ve uluslararası ilişkilerde, ülkeye kazandırdığı prestij, güvenilirlik ve buna benzer kazanımlar somutlaştıkça daha çok kıymeti artar.

Bu değerlerin ülkeye sağladığı, refah düzeyinin yüksekliği; yadsınmaz ve gözardı edilemeyecek kadar önem arzettiği; bir coğrafyada yaşıyoruz.

08/11/2025 tarihli makalemde, bu seküler değerlerin, Devlet Büyüklerimizin üzerinde yarattığı inanç ve değer kaymaları, nedeniyle Yüce Rabbimiz, Kur’anı Kerimde, Habibi Enbiya ise Hadis’i şeriflerinde, Ümmetinin bu tehlikeler karşısında yapmaları gerekenleri, nasıl bir duruş sergilemeleri gerektiği hususunda açıkça uyarılarda bulunmuşlardır.

Ancak Dünyevi Lezzetlerin, doğru yoldan sapma konusunda, İnsanoğlunu, nasıl esir aldıkları da hergün, kendi üzerimizde ve çevremizdekiler üzerinde, deneyimlenmiş görgü bir tanıklığa müşahade etmekteyiz.

Bazılarımız, kamu yararı için kurulan dernekleri, bazılarımız, siyasi partileri, bu şekildeki amaçlarımıza, başka isim ve saik altında alet ederek yanlışlıklar yaptıklarını okuyor ve görüyoruz. Bunu da “insan olmamızın bir gereğidir” şeklinde, basit bir yargılama usulüyle beraat, aklama ve hüküm kurma yöntemi, beni tatmin etmediği gibi, başkalarını da tatmin edeceğini düşünmüyorum.

Fikrini beğenelim yada beğenmiyelim; Merhum Bülent Ecevit için aynı isnadlar ileri sürülüyor mu? Hayır. Çünkü hatalar ve günahlar, sahibini arayan mektuplar gibidir; bir gün mutlaka sahibine ulaşır.

Esasen İnsani değer, seninle aynı yolda yürümediği; hatta seni sevmedikleri halde, Seni Takdir edenlerin, ortaya çıkardıkları değerdir.

Bu değer, kişinin temsilcisi ve hamili veya amili olduğu diğer kamusal değerlere de müspet ya da menfi olarak sirayet eder.

Bazı Liderler de var ki, hiçbir dernek veya parti üyelerinden ödenek veya aidat adı altında herhangi bir parasal talebi olmaksızın, mal varlıklarını, emek verdiği kitaplarını satarak; partiye bir hayatiyet kazandırıyor ve partiyi, tabir yerindeyse, ayakta tutmaya gayret ediyor.

“BENİ SİZ BAŞKAN YAPTINIZ “ ! diyor. Sayın Genel Başkanımız Mehmet Ali Arslan…! Bu tevazu, insanı, tekamüle götüren bir işarettir. Bu bir Vatanseverliktir! Bu bir İslami içselleştirme örneğidir;! Millidir ve Yerlidir.