Duyuyor musunuz! Herkes uyuşturucu illetine top yekun dur denilmesi için kenetlenmeye hazır, birlik, beraberlik ve dayanışma mesajlarını iletiyor. ‘ALLAH bize gördüğümüz, duyduğumuz her şeyin hesabını soracak.’ Diyor Antalya’dan seslenen Hatice Keleş. Faruk Mungan ise ‘Bitmez, biz mi kurtaracağız demekle olmaz.’, Sabri Tekidi’yse ‘Onlar bizim çocuklarımız dışarıdan gelmediler. Siyasiler el atmalı bu mevzuna, uzak durmamalılar.’ diyor. Sadık Elaldı ise ‘İslam'dan uzak, batı medeniyetinin etkisinde yetişen nesil büyük tehlikelerle karşı karşıya.’ Diyor. Mesajlar basit ve net: “Sokaklar, çocuklar, gençler bizim, el ele verip kurtaralım.”
Dün yapmış olduğumuz ‘SOKAK, SOKAK DOLAŞARAK’ başlıklı haberimizin yayınlanmasının ardından yüzlerce kişi uyuşturucu ile mücadelede ‘Bizde varız’ mesajlarını ilettiler. Vatandaşlar, gazeteciler ile iletişim kurarak görüşlerini bildiler ve bu ağır travmalara sebep olan toplumsal olayın sürekli gündemde tutulmasını istediler. Kolluk kuvvetlerine de mesaj veren vatandaşlar, destek anlamında kendileri ile birlikte olduklarını da beyan ediyorlar. Vatandaşlar uyuşturucu ve madde bağımlılığı ile verilen top yekun mücadelenin destekçisi olduklarının bilinmesini de istediler.
Toplumun kanayan yarası, Annelerin ve babaların korkulu rüyası, herkesin kapısının önünde beliren büyük tehlike: Uyuşturucu ve bahis illeti. Her geçen gün tahrip alanını genişleten, kapsama alanı sınır tanımayan uyuşturucu ile top yekun mücadelenin kangrenleşmiş parçasını söküp atmak şart oldu. Yaptığımız haberler arasında en çok tepki alan ve duyarlılık sağlayan madde bağımlılığı, uyuşturucu ve bahis haberleri vatandaşların bam teli. Sosyal medyada da büyük tepkilere neden olan uyuşturucu ve bahis konusunda vatandaşlar kolluk kuvvetleri ile birlikte çalışmaya hazır olduklarını beyan ederken, bana dokunmayan yılan bin yaşasın felsefesinden vazgeçilmesi gerektiği mesajlarını da veriyorlar.
İşte Vatandaşların yaptıkları açıklamalar ve gönderdikleri mesajlar:
Hatice Keleş: “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın diye, diye o yılan bir gün döndü kendisini de ısıdır. Yeter artık duyarsızlıklar, merhametsizlikler ben orada öyle güzel gençler tanıdım ki, öyle güzel gözler gördüm ki ama birileri tarafından ruhu zehirlenmiş, bedeni zehirlenmiş. Yazık biz eğer yatınca yastığa kafamızı koyunca rahat uyuyorsak ve bir sokakta çocuklarımız her tür zehirleniyorsa hem manevi (Yanlış fikirle) hem maddi (uyuşturucu) ve biz hala ben deyip biz olamıyorsak yazık bize yazık, hem de çok yazık. İşte bu gün, buna el atıp, hep birlikte karşılık vermez isek yarın zehirlenmiş bir zihniyetle karşı karşıya kalıyoruz. Sonra çözümler daha zor oluyor. STK’lar ah STK’lar birlik olup çocuklara, gençlere, yaşlılara sahip çıkmayıp bir gönle dokunmuyorsa kapatsınlar, tabela STK olmasınlar. Sadece bürokrasi ile resim çekinmekle olmuyor. ALLAH bize gördüğümüz, duyduğumuz her şeyin hesabını soracak.”
Sadık Elaldı: “İslam'dan uzak, batı medeniyetinin etkisinde yetişen nesil büyük tehlikelerle karşı karşıya. Psikolojik, ahlaki çöküntünün yanı sıra büyük fizyolojik çöküntülere sebep olan uyuşturucu bağımlılığı her geçen gün daha da artıyor. Bu konuda herkes duyarlı olmalıdır ve çocuklarımızı bu illete düşürenlere savaş açmalıyız.”
Faruk Mungan: “Bitmez, biz mi kurtaracağız demekle olmaz. Herkes üzerine düşeni yaparsa, ailelerde sorumluluğunu bilip evlatlarına sahip çıkarsa bu konuda bayağı başarı elde edilir sanıyorum. Bence en önemlisi aileleri eğitmektir.”
Sabri Tekidi: “Biliyor musunuz, hayat keşkelere sığmayacak kadar az bir süre. Evet, onlar bizim çocuklarımız, dışarıdan gelmediler. Dikkat ederseniz her siyasetçi seçim zamanı atar, tutar amma hiç biri bu çocuklar ya da benzerlerini ele almaz, bahsetmez, sokaklar, köprü altları hep onlarla dolu. En büyük suçlusu da aymazlık yapan toplumumuz, her şeye klavyeşörlük yaparız onları ise görmezden geliriz. Özellikle devletimizin uyuşturucu baronlarının üzerine gerektiği gibi gitmez ise polisin bin bir güçlükle ele geçirdiği uyuşturucu sanıkları rahatlıkla serbest kalmaz ise sorunlar azalır. Hani bir deyim var bataklığı kurutmadıkça sivrisinekleri öldürmekle bitiremezsiniz.”
Ali Bozkurt: “Bunları anlatmaya kalksak inan ki roman olur. Bu toplumu öyle bir hale getirdiler ki düzeltmeye kalksan nüfusun yüzde ellisini hacamat etmek lazım. Bizler bu memleketin evlatlarıyız, adım atmadığımız küçeleri, sokakları yok. Bunun sebebi, müsebbibini en az sizlerde benim kadar iyi bilisiz. Bu kadim şehre en büyük zararı doksanlı yıllarda aldığı yoğun göç yaşattı ve birileri de bundan faydalanıp fazlasıyla nemalandı. Yoksulu, eğitimsizi birer canavar, okumuşu da bunların sırtına binen jokey oldu. Islahı zor bir mevzu ile karşı karşıyayız ALLAH yardımcımız Olsun.”
Mikdat Kavmaz: “Buradan tüm STK’lara sesleniyorum, ALLAH rızası için hele bir dışarıya bakın, sonra da çocuğunuza bakın! Ne fark göreceksiniz ve de o zaman anlayacaksınız. Herkes, her daim doğruluktan ve dürüstlükten söz ediyor, özellikle de Sivil Toplum Kuruluşları. Bu kuruluşların en az 7 kurucu üyesi vardır. Diyarbakır'da samimi olduğuna inandığınız 100 STK’nın yönetim kurulu toplanarak bir hafta sokağa çıksa, bir sürü genci bu kötü dönemeçten çevirebilir, topluma kazandırabilirler. Birçok Sivil Toplum Kuruluşu, iyi niyetten uzak, gerçekten de dönemin adamı rolünde, arada bir çukurundan kafasını çıkaran köstebekler misali kafalarını dışarı çıkarıyor, sonrasında uzunca bir dönem yine sessizliğe gömülüyorlar. Öyle Cumhurbaşkanı, Başbakan, Bakanla veya Milletvekilleri ile poz vermeye benzemez dava adamlığı. Sokağa çıkacaksın, insanın için mücadele edeceksin, sineyi açıp mücadele edeceksin hem de. Öyle başını sallayıp, iki resim ile dava adamlığı olmaz. Hodri meydan; Dava adamıysanız mücadele edeceğiniz iki ana konu. 1. Uyuşturucu, 2. Bahis. Hadi görelim hepinizi! Samimiyseniz, sokaklar size kucak açıyor, yok aklınız hilede ise o ayrı. Birde Devletten proje alarak şunu, bunu yapıyoruz, yaptık diyenler var. Bu STK'ların tespit edilmesi, çalışmalarını ispatlamalarının sağlanması, yapılmamış ise ifşasının sağlanması da büyük önem taşıyor. Rezil olmalı ki bir daha kimse yapmaya cesaret gösteremesin.”
Ruveyda Terkiner Çelebi: “En başta istihdam çok önemli beyin ve el işlemezse taşıma suyla değirmenin çarkı yanlış tarafa döner bu çocuklara yapılabilecek en büyük şey çalışma iş imkanı yaratma.”
Cemil Alp: “Bu gençler, istihdam ve eğitim ile gösterilecek şefkat topluma kazandırır.” AHMET BEŞENK
Dün yapmış olduğumuz ‘SOKAK, SOKAK DOLAŞARAK’ başlıklı haberimizin yayınlanmasının ardından yüzlerce kişi uyuşturucu ile mücadelede ‘Bizde varız’ mesajlarını ilettiler. Vatandaşlar, gazeteciler ile iletişim kurarak görüşlerini bildiler ve bu ağır travmalara sebep olan toplumsal olayın sürekli gündemde tutulmasını istediler. Kolluk kuvvetlerine de mesaj veren vatandaşlar, destek anlamında kendileri ile birlikte olduklarını da beyan ediyorlar. Vatandaşlar uyuşturucu ve madde bağımlılığı ile verilen top yekun mücadelenin destekçisi olduklarının bilinmesini de istediler.
Toplumun kanayan yarası, Annelerin ve babaların korkulu rüyası, herkesin kapısının önünde beliren büyük tehlike: Uyuşturucu ve bahis illeti. Her geçen gün tahrip alanını genişleten, kapsama alanı sınır tanımayan uyuşturucu ile top yekun mücadelenin kangrenleşmiş parçasını söküp atmak şart oldu. Yaptığımız haberler arasında en çok tepki alan ve duyarlılık sağlayan madde bağımlılığı, uyuşturucu ve bahis haberleri vatandaşların bam teli. Sosyal medyada da büyük tepkilere neden olan uyuşturucu ve bahis konusunda vatandaşlar kolluk kuvvetleri ile birlikte çalışmaya hazır olduklarını beyan ederken, bana dokunmayan yılan bin yaşasın felsefesinden vazgeçilmesi gerektiği mesajlarını da veriyorlar.
İşte Vatandaşların yaptıkları açıklamalar ve gönderdikleri mesajlar:
Hatice Keleş: “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın diye, diye o yılan bir gün döndü kendisini de ısıdır. Yeter artık duyarsızlıklar, merhametsizlikler ben orada öyle güzel gençler tanıdım ki, öyle güzel gözler gördüm ki ama birileri tarafından ruhu zehirlenmiş, bedeni zehirlenmiş. Yazık biz eğer yatınca yastığa kafamızı koyunca rahat uyuyorsak ve bir sokakta çocuklarımız her tür zehirleniyorsa hem manevi (Yanlış fikirle) hem maddi (uyuşturucu) ve biz hala ben deyip biz olamıyorsak yazık bize yazık, hem de çok yazık. İşte bu gün, buna el atıp, hep birlikte karşılık vermez isek yarın zehirlenmiş bir zihniyetle karşı karşıya kalıyoruz. Sonra çözümler daha zor oluyor. STK’lar ah STK’lar birlik olup çocuklara, gençlere, yaşlılara sahip çıkmayıp bir gönle dokunmuyorsa kapatsınlar, tabela STK olmasınlar. Sadece bürokrasi ile resim çekinmekle olmuyor. ALLAH bize gördüğümüz, duyduğumuz her şeyin hesabını soracak.”
Sadık Elaldı: “İslam'dan uzak, batı medeniyetinin etkisinde yetişen nesil büyük tehlikelerle karşı karşıya. Psikolojik, ahlaki çöküntünün yanı sıra büyük fizyolojik çöküntülere sebep olan uyuşturucu bağımlılığı her geçen gün daha da artıyor. Bu konuda herkes duyarlı olmalıdır ve çocuklarımızı bu illete düşürenlere savaş açmalıyız.”
Faruk Mungan: “Bitmez, biz mi kurtaracağız demekle olmaz. Herkes üzerine düşeni yaparsa, ailelerde sorumluluğunu bilip evlatlarına sahip çıkarsa bu konuda bayağı başarı elde edilir sanıyorum. Bence en önemlisi aileleri eğitmektir.”
Sabri Tekidi: “Biliyor musunuz, hayat keşkelere sığmayacak kadar az bir süre. Evet, onlar bizim çocuklarımız, dışarıdan gelmediler. Dikkat ederseniz her siyasetçi seçim zamanı atar, tutar amma hiç biri bu çocuklar ya da benzerlerini ele almaz, bahsetmez, sokaklar, köprü altları hep onlarla dolu. En büyük suçlusu da aymazlık yapan toplumumuz, her şeye klavyeşörlük yaparız onları ise görmezden geliriz. Özellikle devletimizin uyuşturucu baronlarının üzerine gerektiği gibi gitmez ise polisin bin bir güçlükle ele geçirdiği uyuşturucu sanıkları rahatlıkla serbest kalmaz ise sorunlar azalır. Hani bir deyim var bataklığı kurutmadıkça sivrisinekleri öldürmekle bitiremezsiniz.”
Ali Bozkurt: “Bunları anlatmaya kalksak inan ki roman olur. Bu toplumu öyle bir hale getirdiler ki düzeltmeye kalksan nüfusun yüzde ellisini hacamat etmek lazım. Bizler bu memleketin evlatlarıyız, adım atmadığımız küçeleri, sokakları yok. Bunun sebebi, müsebbibini en az sizlerde benim kadar iyi bilisiz. Bu kadim şehre en büyük zararı doksanlı yıllarda aldığı yoğun göç yaşattı ve birileri de bundan faydalanıp fazlasıyla nemalandı. Yoksulu, eğitimsizi birer canavar, okumuşu da bunların sırtına binen jokey oldu. Islahı zor bir mevzu ile karşı karşıyayız ALLAH yardımcımız Olsun.”
Mikdat Kavmaz: “Buradan tüm STK’lara sesleniyorum, ALLAH rızası için hele bir dışarıya bakın, sonra da çocuğunuza bakın! Ne fark göreceksiniz ve de o zaman anlayacaksınız. Herkes, her daim doğruluktan ve dürüstlükten söz ediyor, özellikle de Sivil Toplum Kuruluşları. Bu kuruluşların en az 7 kurucu üyesi vardır. Diyarbakır'da samimi olduğuna inandığınız 100 STK’nın yönetim kurulu toplanarak bir hafta sokağa çıksa, bir sürü genci bu kötü dönemeçten çevirebilir, topluma kazandırabilirler. Birçok Sivil Toplum Kuruluşu, iyi niyetten uzak, gerçekten de dönemin adamı rolünde, arada bir çukurundan kafasını çıkaran köstebekler misali kafalarını dışarı çıkarıyor, sonrasında uzunca bir dönem yine sessizliğe gömülüyorlar. Öyle Cumhurbaşkanı, Başbakan, Bakanla veya Milletvekilleri ile poz vermeye benzemez dava adamlığı. Sokağa çıkacaksın, insanın için mücadele edeceksin, sineyi açıp mücadele edeceksin hem de. Öyle başını sallayıp, iki resim ile dava adamlığı olmaz. Hodri meydan; Dava adamıysanız mücadele edeceğiniz iki ana konu. 1. Uyuşturucu, 2. Bahis. Hadi görelim hepinizi! Samimiyseniz, sokaklar size kucak açıyor, yok aklınız hilede ise o ayrı. Birde Devletten proje alarak şunu, bunu yapıyoruz, yaptık diyenler var. Bu STK'ların tespit edilmesi, çalışmalarını ispatlamalarının sağlanması, yapılmamış ise ifşasının sağlanması da büyük önem taşıyor. Rezil olmalı ki bir daha kimse yapmaya cesaret gösteremesin.”
Ruveyda Terkiner Çelebi: “En başta istihdam çok önemli beyin ve el işlemezse taşıma suyla değirmenin çarkı yanlış tarafa döner bu çocuklara yapılabilecek en büyük şey çalışma iş imkanı yaratma.”
Cemil Alp: “Bu gençler, istihdam ve eğitim ile gösterilecek şefkat topluma kazandırır.” AHMET BEŞENK