AHMET BEŞENK
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçelinin erken seçim çağrısına yanıt Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan’dan gelmiş ve seçim tarihi olarak ta 24 Haziran 2018’i dillendirilmişti. Tarihin söylenmesinin ardından siyasi arena da sıcaklık alabildiğince yükselirken herkes kendince yorumlar getirmeye başladı. İşte tam da bu noktada gerçekleştirilecek seçimde yapılan açıklamalar kimilerinin yüreğine su serperken kimilerinin de eleştiri oklarına maruz kalıyor.
Erken seçim tarihi 24 Haziran 2018 günü OLARAK Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan tarafından açıklandı. Bu anlamda oy kullanma yaşı 18’e indirilen gençlerde ilk kez oy kullanmak için sandık başına giderek hem milletvekilliği hem de Cumhurbaşkanlığı seçimleri için oy kullanacak.
Cumhurbaşkanlığı adaylık ve seçim sürecine dair düzenlemelerin yapıldığı kanun teklifi Ak Parti ve MHP’li vekiller tarafından hazırlandı. Hazırlanan teklifin bugün (23 Nisan) Anayasa Komisyonunda görüşülmesi bekleniyor.
Teklifin konuşula dursun 24 Haziran seçimleri ile nelerin yaşama geçeceği soruları da kamuoyunun merak ettiği bir diğer konu. Öz Diyarbakır gazetesi olarak merak edilen maddeleri sizler için derledik.
İŞTE MADDE, MADDE TÜM MERAK EDİLENLER…
1.Milletvekili seçilme yaşı 25'ten 18'e iniyor
Gençlere siyasette alan açılacak.
Seçme ehliyetine sahip olan seçilme ehliyetine de sahip olacak.
Gençlerin bakış açısı daha fazla siyasete yansıyacak.
Siyasete hareket gelecek.
Gençler erken yaşlarda siyasi tecrübe sahibi olacak..
3.Meclis güçleniyor kanunları hükümet değil milletvekilleri teklif ediyor
Kanun yapımında Meclis iradesi ön plana çıkıyor.
Meclis'in bilgi edinme ve denetim yolları korunuyor. Meclis araştırması, genel görüşme, Meclis soruşturması ve yazılı soru yöntemleri geçerliliğini sürdürüyor.
Yazılı soruya hükümet üyeleri tarafından 15 gün içinde cevap verilmesi anayasal hüküm haline getiriliyor.
Meclis'te hazırlanıp kabul edilen kanunu Cumhurbaşkanı'nın geri göndermesi durumunda da son söz Meclisin oluyor.
Meclis kanunu salt çoğunlukla aynen kabul edip tekrar gönderebiliyor.
Meclis'e ilk defa Hakimler ve Savcılar Kurulu için üye seçme hakkı getiriliyor..
4.Cumhurbaşkanlığı seçimi ve Meclis genel seçimi 5 yılda bir aynı gün yapılıyor
Meclis seçimleri 4 yılda birden 5 yılda bire çıkıyor.
Meclis ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri aynı gün yapılıyor.
Cumhurbaşkanlığı seçiminde iki turlu doğrudan seçim sistemi uygulanıyor.
Bu yolla 5 yıllık kesintisiz istikrar dönemleri geliyor.
Halkın gündemi sürekli seçimlerle meşgul edilmiyor.
Erken seçim ihtimali azalıyor, kriz çözme ve uzlaşma kültürü ön plana çıkıyor.
Birlikte yapılan seçimler birlikte çalışma kültürünü de destekliyor..
5.Cumhurbaşkanı veya Meclis seçimi yenileme kararı verirse, iki seçim aynı anda gerçekleşiyor
Cumhurbaşkanı'na ve Meclis'e, seçimleri yenileme yetkisi tanınıyor.
Cumhurbaşkanı seçim kararı alabiliyor. Aynı şekilde Meclis de beşte üç çoğunlukla seçim kararı alabiliyor.
İki seçim birlikte yapılıyor.
Bu düzenleme esasen uzlaşma ve uyum getiriyor.
Cumhurbaşkanı erken seçim kararı alırsa kendi süresini de kısaltmış oluyor.
Birlikte erken seçim, sistem krizini önlüyor ve uzlaşma arayışının güvencesi oluyor..
6.Cumhurbaşkanı'nın partisi ile ilişiği kesilmiyor
Milletin doğrudan Cumhurbaşkanı'nı seçmesi ile birlikte Cumhurbaşkanı'nın siyasi sorumluluğu doğuyor.
Partili Cumhurbaşkanlığı ile siyaset daha samimi ve reel bir zemine kavuşmuş oluyor.
Parti kurulları ve kanalları Cumhurbaşkanlığı makamının halkla iletişimini ve ortak akıl ile politika oluşturmasını kolaylaştırıyor.
Bu durum siyaset üstü konularda tüm partilerle çalışmaya engel olmuyor.
Dolayısıyla seçime partili olarak girip seçilen Cumhurbaşkanı'nın partisi ile ilişiğinin kesilmesi gerçekçi değildir.
Cumhurbaşkanı'nın partili olması seçildikten sonra bütün milletin Cumhurbaşkanı olmasına engel değildir.
(Bugünkü Başbakan ve Bakanlar gibi).
7.Cumhurbaşkanı'na kararname çıkarma yetkisi veriliyor
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nde çift başlılık ortadan kalkacağı için, şu an Bakanlar Kurulu'nda olan kararname çıkarma yetkisi, hükümetin başı olan Cumhurbaşkanı'na devrediliyor.
Cumhurbaşkanı, idari düzenlemeleri Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile yapıyor.
Temel haklar, kişi hakları ve ödevleriyle siyasi haklar ve ödevler konusunda kararname çıkaramıyor.
Anayasada kanunla düzenlenmesi öngörülen konularda kararname çıkaramıyor.
Kanunda açıkça düzenlenen konularda kararname çıkaramıyor.
Kararname ile kanunlar çeliştiğinde, kanun hükümleri uygulanıyor.
Meclisin aynı konuda kanun çıkarması durumunda kararname hükümsüz hale geliyor.
Kararnameler Meclisin ve Anayasa Mahkemesi'nin denetimine tabi oluyor..
8.Üst düzey kamu görevlilerini Cumhurbaşkanı atıyor
Cumhurbaşkanı üst düzey kamu görevlilerini kararnameyle atıyor ve görevden alıyor.
Yeni yönetim işbaşına geldiğinde, hızla kendi ekibini kurup icraata başlama imkânınına sahip oluyor.
Atamalarda bürokratik gecikmeler ortadan kalkıyor.
Performansa dayalı görev değişiklikleri hızla yapılabiliyor.
Görevde ehliyet ve liyakat ön plana çıkıyor..
9.Kurumlar ile ilgili idari düzenlemeler Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile yapılıyor
Kurumların yapısal dönüşümleri, benzer iş yapan birim veya kurumların birleşmesi kolaylaşıyor.
Günümüz hız çağı. Yeni teknoloji ve uygulamaların gerekli kıldığı kurumlar hızla hayata geçiriliyor.
Kurumsal düzenlemeler ile uğraşmayan Meclis, esasa ilişkin konulara ve kanun yapımına daha fazla zaman ayırabiliyor.
Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri ile yerel tüzel kişiliğe sahip kurumlar kurulamıyor..
11.Bütçe hazırlama ve sunma yetkisi Cumhurbaşkanı'na veriliyor
Bütçe kanunu teklifini hazırlayıp Meclise sunma yetkisi Cumhurbaşkanı'na veriliyor.
Bunun dışında kanun teklifi verme ve yapma yetkisi Meclis'te.
Bütçe Kanunu ile Kesin Hesap Kanunu aynı maddede birleştiriliyor, Meclis'te birlikte görüşülüp karara bağlanıyor.
Bütçe kanunu Mecliste onaylanmazsa, öncelikle geçici bütçe hazırlanıyor. Bu da olmazsa, bir önceki yılın bütçesi yeniden değerleme oranına göre artırılarak yürürlüğe konuyor.
Böylece bütçe ile ilgili nihai karar Meclise ait oluyor..
12.Sıkıyönetim kalkıyor, OHAL yeniden düzenleniyor
Sıkıyönetim uygulaması tarih oluyor.
Olağanüstü Hal, 15 Temmuz hain darbe girişiminin sonuçları ve terör tehditleri de göz önüne alınarak, yeniden tanımlanıyor.
Mevcut sistemde Bakanlar Kurulu yetkisinde olan OHAL ilanı, yeni sistemde Cumhurbaşkanlığı'na veriliyor.
OHAL ilanı aynı gün Meclisin onayına sunuluyor.
Meclisin OHAL'i uzatma, kısaltma ya da kaldırma yetkisi bulunuyor.
Bu dönemde çıkan kararnameler üç ay içinde meclis tarafından onaylanmaz ise hükümsüz kalıyor.
Cumhurbaşkanı OHAL ilanını ve OHAL kararnamelerini Meclisin onayına sunduğu, Meclisin OHAL'i uzatma, kısaltma ya da kaldırma yetkisi de olduğu için, Meclisin bu konudaki denetleme gücü ve sorumluluğu ön plana çıkıyor.
OHAL de olsa seçim süreci tamamen YSK'nın denetiminde gerçekleşiyor.
OHAL terörle mücadeleyi hedeflediği için güveni artırıyor. Vatandaş güvenli bir ortamda özgür iradesini sandığa yansıtıyor..
13.Yargının bağımsızlığı ifadesine "tarafsızlığı"da ekleniyor
Yargının bağımsız olması yetmez, tarafsız da olması gerekir.
Tarafsızlığı anayasal hüküm haline getiriliyor
Anayasaya eklenen bu ibare yargıya olan güveni arttırıyor.
İleride yapılacak yargı düzenlemelerinde esas kabul edilecek.
FETÖ ve benzeri terör yapılanmalarının yargı içinde güç kazanması engellenecek..
14.Yargı sivilleşiyor
Askeri yargı tümüyle kaldırılıyor. Sadece disiplin mahkemelerine izin veriliyor.
Askeri mahkemeler sadece savaş halinde kurulabiliyor.
Yargıda birlik geliyor. Asker ve sivil ayrımı ortadan kalkıyor. Vatandaşların hepsi aynı yargı kurumlarına tabi oluyor.
AB müktesebatına uyumlu ve demokrasi standartlarını yükselten bir uygulama daha hayata geçirilmiş oluyor..
15.Hakimler ve Savcılar Yüksek
Kurulu'na yeni düzenleme geliyor
HSYK'nın yapısı ve seçim yöntemi değişiyor, adı Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) oluyor.
Üye sayısı 22'den 13'e, daire sayısı 3'ten 2'ye düşüyor.
Adalet Bakanı ve Adalet Bakanlığı Müsteşarı'nın mevcut durumu korunuyor.
HSK'nın çoğunluğunu oluşturan 7 üye ilk kez Meclis tarafından, nitelikli çoğunluk ile seçiliyor.
Meclise üye seçimi düzenlemesiyle demokratik meşruiyet güçlendiriliyor.
Yargı kurumu üyeleri arasında seçime dönük rekabet ve gruplaşma son buluyor, Meclisin iradesi öncelik kazanıyor.
Yeni düzenlemeyle FETÖ tipi yapılanmaların HSK'ya etki etme imkanı ortadan kaldırılıyor..
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçelinin erken seçim çağrısına yanıt Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan’dan gelmiş ve seçim tarihi olarak ta 24 Haziran 2018’i dillendirilmişti. Tarihin söylenmesinin ardından siyasi arena da sıcaklık alabildiğince yükselirken herkes kendince yorumlar getirmeye başladı. İşte tam da bu noktada gerçekleştirilecek seçimde yapılan açıklamalar kimilerinin yüreğine su serperken kimilerinin de eleştiri oklarına maruz kalıyor.
Erken seçim tarihi 24 Haziran 2018 günü OLARAK Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan tarafından açıklandı. Bu anlamda oy kullanma yaşı 18’e indirilen gençlerde ilk kez oy kullanmak için sandık başına giderek hem milletvekilliği hem de Cumhurbaşkanlığı seçimleri için oy kullanacak.
Cumhurbaşkanlığı adaylık ve seçim sürecine dair düzenlemelerin yapıldığı kanun teklifi Ak Parti ve MHP’li vekiller tarafından hazırlandı. Hazırlanan teklifin bugün (23 Nisan) Anayasa Komisyonunda görüşülmesi bekleniyor.
Teklifin konuşula dursun 24 Haziran seçimleri ile nelerin yaşama geçeceği soruları da kamuoyunun merak ettiği bir diğer konu. Öz Diyarbakır gazetesi olarak merak edilen maddeleri sizler için derledik.
İŞTE MADDE, MADDE TÜM MERAK EDİLENLER…
1.Milletvekili seçilme yaşı 25'ten 18'e iniyor
Gençlere siyasette alan açılacak.
Seçme ehliyetine sahip olan seçilme ehliyetine de sahip olacak.
Gençlerin bakış açısı daha fazla siyasete yansıyacak.
Siyasete hareket gelecek.
Gençler erken yaşlarda siyasi tecrübe sahibi olacak..
- Milletvekili sayısı 550'den 600'e çıkıyor
Bu düzenlemeyle temsiliyet genişleyecek, artan nüfusun Mecliste temsili sağlanacak.
Vatandaş kendi ilinde daha fazla temsilciye sahip olacak.
Siyasette daha fazla temsil imkânı sağlanacak..
3.Meclis güçleniyor kanunları hükümet değil milletvekilleri teklif ediyor
Kanun yapımında Meclis iradesi ön plana çıkıyor.
Meclis'in bilgi edinme ve denetim yolları korunuyor. Meclis araştırması, genel görüşme, Meclis soruşturması ve yazılı soru yöntemleri geçerliliğini sürdürüyor.
Yazılı soruya hükümet üyeleri tarafından 15 gün içinde cevap verilmesi anayasal hüküm haline getiriliyor.
Meclis'te hazırlanıp kabul edilen kanunu Cumhurbaşkanı'nın geri göndermesi durumunda da son söz Meclisin oluyor.
Meclis kanunu salt çoğunlukla aynen kabul edip tekrar gönderebiliyor.
Meclis'e ilk defa Hakimler ve Savcılar Kurulu için üye seçme hakkı getiriliyor..
4.Cumhurbaşkanlığı seçimi ve Meclis genel seçimi 5 yılda bir aynı gün yapılıyor
Meclis seçimleri 4 yılda birden 5 yılda bire çıkıyor.
Meclis ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri aynı gün yapılıyor.
Cumhurbaşkanlığı seçiminde iki turlu doğrudan seçim sistemi uygulanıyor.
Bu yolla 5 yıllık kesintisiz istikrar dönemleri geliyor.
Halkın gündemi sürekli seçimlerle meşgul edilmiyor.
Erken seçim ihtimali azalıyor, kriz çözme ve uzlaşma kültürü ön plana çıkıyor.
Birlikte yapılan seçimler birlikte çalışma kültürünü de destekliyor..
5.Cumhurbaşkanı veya Meclis seçimi yenileme kararı verirse, iki seçim aynı anda gerçekleşiyor
Cumhurbaşkanı'na ve Meclis'e, seçimleri yenileme yetkisi tanınıyor.
Cumhurbaşkanı seçim kararı alabiliyor. Aynı şekilde Meclis de beşte üç çoğunlukla seçim kararı alabiliyor.
İki seçim birlikte yapılıyor.
Bu düzenleme esasen uzlaşma ve uyum getiriyor.
Cumhurbaşkanı erken seçim kararı alırsa kendi süresini de kısaltmış oluyor.
Birlikte erken seçim, sistem krizini önlüyor ve uzlaşma arayışının güvencesi oluyor..
6.Cumhurbaşkanı'nın partisi ile ilişiği kesilmiyor
Milletin doğrudan Cumhurbaşkanı'nı seçmesi ile birlikte Cumhurbaşkanı'nın siyasi sorumluluğu doğuyor.
Partili Cumhurbaşkanlığı ile siyaset daha samimi ve reel bir zemine kavuşmuş oluyor.
Parti kurulları ve kanalları Cumhurbaşkanlığı makamının halkla iletişimini ve ortak akıl ile politika oluşturmasını kolaylaştırıyor.
Bu durum siyaset üstü konularda tüm partilerle çalışmaya engel olmuyor.
Dolayısıyla seçime partili olarak girip seçilen Cumhurbaşkanı'nın partisi ile ilişiğinin kesilmesi gerçekçi değildir.
Cumhurbaşkanı'nın partili olması seçildikten sonra bütün milletin Cumhurbaşkanı olmasına engel değildir.
(Bugünkü Başbakan ve Bakanlar gibi).
7.Cumhurbaşkanı'na kararname çıkarma yetkisi veriliyor
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nde çift başlılık ortadan kalkacağı için, şu an Bakanlar Kurulu'nda olan kararname çıkarma yetkisi, hükümetin başı olan Cumhurbaşkanı'na devrediliyor.
Cumhurbaşkanı, idari düzenlemeleri Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile yapıyor.
Temel haklar, kişi hakları ve ödevleriyle siyasi haklar ve ödevler konusunda kararname çıkaramıyor.
Anayasada kanunla düzenlenmesi öngörülen konularda kararname çıkaramıyor.
Kanunda açıkça düzenlenen konularda kararname çıkaramıyor.
Kararname ile kanunlar çeliştiğinde, kanun hükümleri uygulanıyor.
Meclisin aynı konuda kanun çıkarması durumunda kararname hükümsüz hale geliyor.
Kararnameler Meclisin ve Anayasa Mahkemesi'nin denetimine tabi oluyor..
8.Üst düzey kamu görevlilerini Cumhurbaşkanı atıyor
Cumhurbaşkanı üst düzey kamu görevlilerini kararnameyle atıyor ve görevden alıyor.
Yeni yönetim işbaşına geldiğinde, hızla kendi ekibini kurup icraata başlama imkânınına sahip oluyor.
Atamalarda bürokratik gecikmeler ortadan kalkıyor.
Performansa dayalı görev değişiklikleri hızla yapılabiliyor.
Görevde ehliyet ve liyakat ön plana çıkıyor..
9.Kurumlar ile ilgili idari düzenlemeler Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile yapılıyor
Kurumların yapısal dönüşümleri, benzer iş yapan birim veya kurumların birleşmesi kolaylaşıyor.
Günümüz hız çağı. Yeni teknoloji ve uygulamaların gerekli kıldığı kurumlar hızla hayata geçiriliyor.
Kurumsal düzenlemeler ile uğraşmayan Meclis, esasa ilişkin konulara ve kanun yapımına daha fazla zaman ayırabiliyor.
Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri ile yerel tüzel kişiliğe sahip kurumlar kurulamıyor..
- Sorumlu Cumhurbaşkanlığı geliyor
Cumhurbaşkanı'nın "sorumsuzluğu" ortadan kalkıyor, yani "yetkili ama sorumsuz" olmaktan çıkıyor.
Cumhurbaşkanı'na denetim ve cezai sorumluluk geliyor.
Cumhurbaşkanı şu anki anayasaya göre Meclisin dörtte üç oyuyla yalnızca vatana ihanetten yargılanabiliyor.
Şimdi ise hakkında herhangi bir suç işlediği iddiasıyla soruşturma açılabiliyor.
Hakkında soruşturma açılan Cumhurbaşkanı erken seçim kararı alamıyor.
Yeni sistemde Cumhurbaşkanı Meclise ve millete karşı sorumlu oluyor.
Bugünkü sistemde Cumhurbaşkanı'nın tek başına yaptığı işlemler yargı denetimine tabii değildir.
Yeni sistemde Cumhurbaşkanı'nın bütün iş ve işlemleri yargı denetimine açılıyor..
11.Bütçe hazırlama ve sunma yetkisi Cumhurbaşkanı'na veriliyor
Bütçe kanunu teklifini hazırlayıp Meclise sunma yetkisi Cumhurbaşkanı'na veriliyor.
Bunun dışında kanun teklifi verme ve yapma yetkisi Meclis'te.
Bütçe Kanunu ile Kesin Hesap Kanunu aynı maddede birleştiriliyor, Meclis'te birlikte görüşülüp karara bağlanıyor.
Bütçe kanunu Mecliste onaylanmazsa, öncelikle geçici bütçe hazırlanıyor. Bu da olmazsa, bir önceki yılın bütçesi yeniden değerleme oranına göre artırılarak yürürlüğe konuyor.
Böylece bütçe ile ilgili nihai karar Meclise ait oluyor..
12.Sıkıyönetim kalkıyor, OHAL yeniden düzenleniyor
Sıkıyönetim uygulaması tarih oluyor.
Olağanüstü Hal, 15 Temmuz hain darbe girişiminin sonuçları ve terör tehditleri de göz önüne alınarak, yeniden tanımlanıyor.
Mevcut sistemde Bakanlar Kurulu yetkisinde olan OHAL ilanı, yeni sistemde Cumhurbaşkanlığı'na veriliyor.
OHAL ilanı aynı gün Meclisin onayına sunuluyor.
Meclisin OHAL'i uzatma, kısaltma ya da kaldırma yetkisi bulunuyor.
Bu dönemde çıkan kararnameler üç ay içinde meclis tarafından onaylanmaz ise hükümsüz kalıyor.
Cumhurbaşkanı OHAL ilanını ve OHAL kararnamelerini Meclisin onayına sunduğu, Meclisin OHAL'i uzatma, kısaltma ya da kaldırma yetkisi de olduğu için, Meclisin bu konudaki denetleme gücü ve sorumluluğu ön plana çıkıyor.
OHAL de olsa seçim süreci tamamen YSK'nın denetiminde gerçekleşiyor.
OHAL terörle mücadeleyi hedeflediği için güveni artırıyor. Vatandaş güvenli bir ortamda özgür iradesini sandığa yansıtıyor..
13.Yargının bağımsızlığı ifadesine "tarafsızlığı"da ekleniyor
Yargının bağımsız olması yetmez, tarafsız da olması gerekir.
Tarafsızlığı anayasal hüküm haline getiriliyor
Anayasaya eklenen bu ibare yargıya olan güveni arttırıyor.
İleride yapılacak yargı düzenlemelerinde esas kabul edilecek.
FETÖ ve benzeri terör yapılanmalarının yargı içinde güç kazanması engellenecek..
14.Yargı sivilleşiyor
Askeri yargı tümüyle kaldırılıyor. Sadece disiplin mahkemelerine izin veriliyor.
Askeri mahkemeler sadece savaş halinde kurulabiliyor.
Yargıda birlik geliyor. Asker ve sivil ayrımı ortadan kalkıyor. Vatandaşların hepsi aynı yargı kurumlarına tabi oluyor.
AB müktesebatına uyumlu ve demokrasi standartlarını yükselten bir uygulama daha hayata geçirilmiş oluyor..
15.Hakimler ve Savcılar Yüksek
Kurulu'na yeni düzenleme geliyor
HSYK'nın yapısı ve seçim yöntemi değişiyor, adı Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) oluyor.
Üye sayısı 22'den 13'e, daire sayısı 3'ten 2'ye düşüyor.
Adalet Bakanı ve Adalet Bakanlığı Müsteşarı'nın mevcut durumu korunuyor.
HSK'nın çoğunluğunu oluşturan 7 üye ilk kez Meclis tarafından, nitelikli çoğunluk ile seçiliyor.
Meclise üye seçimi düzenlemesiyle demokratik meşruiyet güçlendiriliyor.
Yargı kurumu üyeleri arasında seçime dönük rekabet ve gruplaşma son buluyor, Meclisin iradesi öncelik kazanıyor.
Yeni düzenlemeyle FETÖ tipi yapılanmaların HSK'ya etki etme imkanı ortadan kaldırılıyor..