DİYARBAKIR

Şimşek TBMM’de konuştu: Terörsüz Türkiye, eşit vatandaşlıkla mümkündür

TBMM’nin 14. Oturumunda “Terörsüz Türkiye” başlığı altında konuşan Toplumsal Mutabakat Derneği Genel Başkanı Mahmut Şimşek, toplumsal barışın ancak eşit vatandaşlık ve demokratik hakların güvence altına alınmasıyla sağlanabileceğini belirterek, “Kürd Demokratik Haklarının tanınması, Türkiye’nin demokrasisini güçlendirecektir” dedi.

Abone Ol

DİYARBAKIR HABER- Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 14. Oturumu’nda düzenlenen “Terörsüz Türkiye” temalı toplantıya davet edilen Toplumsal Mutabakat Derneği (TMD) Genel Başkanı Mahmut Şimşek, dikkat çeken bir konuşma yaptı. Şimşek, konuşmasında Türkiye’de toplumsal barışın sağlanmasının önündeki en büyük engelin Kürd Demokratik Haklarının eksikliği olduğunu vurgulayarak, “Yüzyıldır süren bu eksiklik giderilmeden, demokrasi güçlenemez, barış kalıcı olamaz” ifadelerini kullandı.

“Toplumsal Mutabakat Derneği sivil barışın sesidir”

Konuşmasına dernek faaliyetlerini anlatarak başlayan Mahmut Şimşek, merkezi Diyarbakır’da bulunan Toplumsal Mutabakat Derneği’nin henüz üç yaşında genç bir düşünce kuruluşu olduğunu belirtti. Şimşek, derneğin hiçbir siyasi yapıya yaslanmadan, özgür birey ve özgür toplum hedefiyle çalışmalar yürüttüğünü ifade ederek, “Biz, ülkede sivil toplumsal mutabakatı sağlamak için Sivil Toplum Kuruluşları, Demokratik Kitle Örgütleri, vakıflar ve kanaat önderlerinden oluşan bir Sivil Ombudsmalık Platformu kurmayı hedefliyoruz. Bu yapının sivil demokrasinin teminatı olacağına inanıyoruz” dedi.

“Modern milliyetçilik barışa kapı aralıyor”

2022 yılından bu yana yaptıkları açıklamalarda, Türkiye’nin yeni bir sürece girmesinin ancak klasik milliyetçilikten modern milliyetçiliğe geçişle mümkün olacağını savunduklarını belirten Şimşek, “Bugün geldiğimiz noktada bu düşüncemizin doğru olduğunu görüyoruz” dedi. Şimşek, “Devlet Bahçeli’nin çağrısı, devletin terörsüz Türkiye vizyonu ve mecliste kurulan bu komisyon, yeni bir toplumsal mutabakatın habercisidir. Biz bu süreci destekliyor, yakından izliyoruz” ifadelerini kullandı.

“Kürd Demokratik Hakları tanınmadan barış olmaz”

Şimşek, konuşmasında Kürd Demokratik Hakları kavramına özel bir vurgu yaparak, “Türkiye’de hangi taşı kaldırırsanız altında Kürd veya Kürd Demokratik Hakları’nın eksik bir yanı çıkar. Bu eksiklik, demokrasimizin en pahalı eksikliğidir. Bu eksikliği gidermek, barışın en kolay, en ucuz ve en insani yoludur.”

Şimşek, Kürd haklarının yok sayılmasının halkların değil, yönetenlerin “psikolojik korkusu” olduğunu ifade etti ve ekledi: “Artık tüm siyasi partiler geçmişi ortak unutarak helalleşmeli, eşit vatandaşlık temelinde yeni bir süreci halka anlatmalıdır.”

“Anadilde eğitim hakkı evrensel bir haktır”

Toplumsal barışın en önemli unsurlarından birinin anadilde eğitim hakkı olduğunu belirten Şimşek, bu hakkın devlet güvencesine alınması gerektiğini söyledi. Şimşek, “Anadilde eğitim, insani, İslami ve evrensel bir haktır. Devlet, okul öncesinden üniversiteye kadar bu hakkı güvence altına almalıdır. İkinci resmi dil ülkeyi bölmez; aksine birliği ve kültürel zenginliği güçlendirir” dedi.

Şimşek ayrıca Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu bünyesinde Kürd Dil ve Tarih Kurumu bölümlerinin kurulması gerektiğini de önerdi.

“Kürd Sorunu yerine ‘Kürd Demokratik Hakları’ diyelim”

TBMM üyelerine daha önce gönderilen mektuptan da söz eden Şimşek, Türkiye siyasetinde dil değişiminin önemine dikkat çekti. Şimşek, “Yüzyıldır ‘Kürd Sorunu’ deyip duruyoruz. Artık bu tanım yerine ‘Kürd Demokratik Hakları’ diyelim. Çünkü sorun değil, çözüm odaklı bir dil demokrasiye katkı sağlar.” Diye konuştu

“Ekonomik kalkınma barışın teminatıdır”

Şimşek, konuşmasında ekonomik kalkınma ve toplumsal güven arasındaki ilişkiye de değinerek, “Türkiye’nin iki temel problemi var: Biri Kürd, diğeri ekmektir. Ekmeğin maliyetini ekonomistler çözer, ama Kürd Demokratik Hakları sıfır maliyetlidir. Yeni demokratik hakların yasal güvenceye alınması, ülkenin bütünlüğünü güçlendirir.”

Şimşek ayrıca GAP ve DAP yatırımlarının tamamlanması, Silvan Barajı’nın bitirilmesi, çiftçiye yüzde 50 sabit indirim, sınır ticaretinin güçlendirilmesi ve bölgesel turizmin TÜRSAB aracılığıyla desteklenmesi gerektiğini söyledi.

“Yeni süreç demokratik eşitlik ve kardeşliğin kapısını aralayabilir”

Konuşmasının sonunda sivil, demokratik mutabakatın zorunluluğuna dikkat çeken Şimşek, şu mesajı verdi: “Bu süreç doğru yönetilirse, Türkiye yeni bir demokratik iklime girecektir. Artık iç politikamız dış politikamızı belirleyecek kadar güçlü hale gelecektir. Gelin, hep birlikte bu ülkeyi demokrasi bahçesi yapalım.”