DİYARBAKIR HABER- Diyarbakır’ın tarihi Sur ilçesinde, yüzlerce yıllık bir geleneğin sessiz tanıkları hâline gelmiş ahşap ustalarının son temsilcileri bulunuyor. Bu ustalardan biri de 77 yaşındaki Mehmet Can Mızrak… Tam 67 yıldır fırın küreği imalatı yapan Mızrak, küçük bir atölyede başlattığı yolculuğunu bugün bölge illerinin ötesine, Avrupa ve Ortadoğu ülkelerine taşımayı başarmış bir zanaatkâr.
Mızrak’ın 20 metrekarelik mütevazı atölyesine konuk olduk. Ahşap talaşlarının arasında, el emeğiyle şekillenen fırın küreklerinin ardındaki emek, sabır ve ustalık gözler önüne seriliyor.
“Ustamdan Öğrendim, Oğluma Öğrettim… Şimdi Torunuma Öğretiyorum”
Doğma büyüme Diyarbakırlı olduğunu anlatan Mehmet Can Mızrak, mesleğe henüz çocuk yaşlarda başladığını söylüyor: “Bu işi ustamdan öğrendim. Önce tuğla kalıpları yapardım. Fabrikalar devreye girince o meslek kayboldu, ama ben işimi bırakmadım. Fırın küreğine yoğunlaştım. Yıllarca tek başıma çalıştım. Sonra oğlum büyüdü, ona öğrettim. O da şimdi kendi çocuğuna öğretiyor. Böyle böyle mesleğimiz kaybolmadı, nesilden nesile aktı.”
Atölyede babadan oğula, oğuldan toruna uzanan bu gelenek, hem aile bağlarını güçlendiriyor hem de Diyarbakır’ın kültürel mirasını ayakta tutuyor.
Gürgen ağacından dünyaya açılan emek
Mızrak, el emeği kürekleri gürgen ağacının gövdesinden üretiyor. Kesimden zımparaya, şekillendirmeden son rötuşlara kadar her aşama ince işçilik ve ustalık gerektiriyor.
Mızrak, “Her boyutta kürek yapıyorum. Lahmacun, pizza, ekmek fırınları… Hepsi bizden alıyor. Eskiden sadece Diyarbakır’a yapıyordum. Sonra Batman, Mardin, Şanlıurfa derken bölgeye yayıldı. Son yıllarda o kadar talep geldi ki bir ara yetiştiremedik” dedi.
Bugün Mızrak’ın yaptığı kürekler Suudi Arabistan, Dubai, Rusya, Almanya ve Fransa’ya kadar ulaşıyor. Atölyenin duvarlarında asılı farklı boyutlardaki kürekler, ustanın hem emeğinin hem de uluslararası başarısının bir göstergesi.
Yaşına rağmen gençlere taş çıkartıyor
77 yaşındaki Mızrak, sabahın ilk ışıklarıyla atölyesini açıyor. Gün boyu elinde rende ve zımparayla çalışarak genç ustalara adeta taş çıkartıyor. Atölyede en çok duyulan ses ise yıllardır aynı ritimle çalışan testeresi… Mehmet Can Usta, “Bu iş beni genç tutuyor. Yoruluyorum ama işimi seviyorum. Mesleğimi yaşatmak, çocuklarıma öğretmek bana güç veriyor” diyor.
Mızrak’ın sözleri programın finaline damga vuruyor: “Bu meslek alın teridir, sabırdır, ekmektir. Biz bu işe ömrümüzü verdik. Benden sonra da devam etsin istiyorum. Emeğin olduğu yerde bereket vardır.”