Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Türkiye’de bize özgü yeni bir mutantın olmadığını belirterek, “Ama ağırlıklı olarak İngiltere mutantı olmak üzere; giderek toplumda oranın da yükseldiğini, yani bulaşıcılığın çok daha arttığını rahatlıkla söyleyebiliriz” dedi.
Koronavirüs Bilim Kurulu toplantısının sona ermesinin ardından kameraların karşısına geçen Sağlık Bakanı Fahrettin Koca açıklamalarda bulundu.
Bakan Koca, dünyanın korona virüs konusunda başarılı bir sınav vermediğini, her ülkenin elindeki imkanlar nispetinde tedbirler almaya çalıştığını aktardı.
Türkiye’nin elindeki imkanları en iyi şekilde kullanmaya çalıştığını belirten Bakan Koca, “Ülkemizin ismini dahi duymamış insanlara buradaki salgınla iyi mücadele edildiğini gösterdik. Bu mücadele yaşadığımız acıları, ödediğimiz ve belki de ödeyeceğimiz bedelleri ortadan kaldırmıyor. Virüsün hayatımızdan çıkacağı günlere dair umudumuzu hep güçlü tuttuk. Kurumsal ve toplumsal düzeyde virüse karşı temel mücadele karşı koşullarını büyük ölçüde tesis edebildik. Hayatımızı virüsün dolaşımına imkan vermeyecek kurallar içinde sürdürmeye çaba harcadık. 1 yıllık mücadele sürecinde pek çok deneyim de kazandık. Sadece tıbbı mücadeleden bahsetmiyorum. 83 milyon olarak mücadelenin her boyutunda çok önemli tecrübeler edindik. Gerek yaşadığımız salgınla gerek, başka halk sağlığıyla başa çıkabilmenin yolunu tıbbi olmaktan daha çok sosyal yönlü bir mücadele olduğunu gördük. Bugüne kadar sahne önünde Bilim Kurulumuz mücadelede önemli roller üstlendi. Hep karşınıza çıkmayan Toplum Bilimleri Kurulları ise sahne arkasında konunun sosyal ve psikolojik yönetimde önemli stratejiler gerçekleştirdiler” şeklinde konuştu.
“Artık normalleşmeyi önceleyen bir döneme geçiyoruz, yerinde karar dönemi”
Yerinde karar dönemine geçtiklerinin altını çizen Bakan Koca, “Artık normalleşmeyi önceleyen bir döneme geçiyoruz; yerinde karar dönemi. Elbette sağlık, tedavi hastalıkla mücadele konularında bilim kurulumuz çalışmalarına bütün hızıyla devam edecek. Ancak artık salgının sosyal hayata etkileri ile mücadeleye de odaklanacağız “ diye konuştu.
Bugüne kadar aşılama çalışmalarında yaklaşık 1,5 milyon, ikinci doz olmak üzere 8 milyon doz aşılama seviyesine ulaştıklarının bilgisini veren Bakan Koca, “Aşılama planındaki ilk aşamanın sonuna yaklaştık. Aşı tedariğine paralel ortaya koyduğumuz performansla küresel düzeyde en başarılı ülkeler arasındayız. Aşıyı hazır temin eden ülkeler içinde en hızlı ve en çok aşılamayı başarmış durumdayız. Ancak, aşı temininde tüm ülkelerin önemli sorunlar ve aksaklıklar yaşadığı dönemde yeterince yüksek hızda ve sistematik olarak aşı programını uygulasak da nüfusa oranla kat etmemiz gereken çok yol var. Temin ettiğimiz aşıya rağbet artıyor. Bu tercihin doğruluğunu tasdik etsek de lojistikle ilgili tehdidi artırıyor. İlgi gören her ürünün temininde güçlük vardır. Deyim yerindeyse aşı kıtlığı yaşanan bir zamandayız. Aşılama programımızı anlık ve canlı olarak yayınlamaktayız. Bu açıklanan veriler üzerinden çeşitli değerlendirmeler yapılarak haklı haksız eleştiriler yapılabilmektedir. Aşı programı adaletle ve şeffaf şekilde yürütülmektedir. Zaman zaman aşılama sayısında azalma yada artış olması tamamen lojistik gerekçelerle bilinçli olarak planlanmaktadır. Bugün aşıyı temin edebilirken yarın temin edilebileceğinin garantisini kimse veremez. Aşı tedariğinde her an aksaklık yaşanabilir, program kesintilere uğrayabilir. Bunu yaşamamanın tek yolu kendi aşımızı üretmektir” dedi.
“Birinci doz aşısını olan tüm vatandaşlarımızın ikinci doz aşıları güvence altındadır”
Aşı konusunda tedarik ve planlama sorun olmadığını vurgulayan Bakan Koca, “Bu önemli bir güvencedir. Birinci doz aşısını olan tüm vatandaşlarımızın ikinci doz aşıları güvence altındadır. Ancak daha güvenli olanı kendi aşımıza sahip olmaktır. Bu konuda yapılabilecek eleştirileri eldeki imkanları en iyi şartlarda kullandığımızdan emin olarak değerlendirmenizi istirham ediyorum” açıklamasında bulundu.
“İkinci doz aşının üzerinden 14 gün geçtikten sonra aşılanmış oluyoruz”
Aşı olduğu gün koruma başlamadığı konusunda uyarılarda bulunan Bakan Koca, “İkinci doz aşının üzerinden 14 gün geçtikten sonra aşılanmış oluyoruz. Yani ilk aşı olduğumuz günden 42 gün sonra. Bu 42 gün sonra kendimizi korumak zorundayız. Ayrıca tüm nüfusumuzun en az yüzde 60'ını aşılamadan aşı güvencesini elde etmiş olmuyoruz. Aşının ilk dozunu yaptırmak bizi rehavete değil tedbire sevk etmeli. Her geçen gün sayısı artan mutasyonlu virüse dikkat etmek zorundayız. Bazı illerimizde buna özel planlarımız var. Vaka sayılarındaki artış bazı illerimizin diğerlerinden daha geç normalleşme sürecine geçmesine neden olabilecek. Tedbir halen en güçlü silahımız” diye konuştu.
“Yerinde karar döneminde güvenlik kuvvetli gereken tedbirleri arttıracaktır”
Geçtiği haftalarda iller düzeyinde 100 bin nüfusa düşen haftalık vaka sayılarının paylaşıldığını hatırlatan Koca, “Bu verileri her hafta düzenli olarak paylaşmaya devam edeceğiz. Vaka sayılarıyla birlikte pozitif test oranı, yoğun bakım doluluk oranlarımız ve entübe edilen hastalarındaki değişim faktörleri de illerimizdeki risk durumunu belirlemektedir. Belirttiğim parametrelere göre ilerimizin risk düzeylerini düşük orta yüksek ve çok yüksek riskli olarak ilan edeceğiz. Bu risk durumlarına göre farklı iş kollarımızın faaliyet serbestliği konusunda Bilim Kurulumuzun çalışmasını Sayın Cumhurbaşkanımızın başkanlığında kabineye arz edeceğim. Yerinde karar döneminde güvenlik kuvvetli gereken tedbirleri arttıracaktır. Bu hususta Sayın İçişleri Bakanımızla yaptığımız görüşmede kendileri de kararlıklarını ifade ettiler. Ülkemizin bir an evvel normal koşullarına dönmesi için, milletimizin sağlık ve sıhhatini muhafaza için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz” dedi.
CHP’nin aşı iddialarına sert tepki
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, basın toplantısının ardından Cumhuriyet Halk Partisi’nin ‘aşı’ iddiaları hakkında açıklama yaptı. Bakan Koca, bu dönemde dünyada aşı savaşının yapıldığını hatırlatıp, ülkeler arası ticari sır olarak kalması gereken bilgilerin ifşa edildiğini belirterek, “Ülkeler arasında bunun ilişkileri etkileyebileceğini özellikle ücret ve benzeri noktalarda bunun ticari sır olarak kalmasını sözleşmeye de konduğunu, bu nedenle fiyatı özellikle söylememiştim. Vatandaşımız bunu çok iyi bilsin biz aşıyı dünyadaki bütün ülkelerin aldığı fiyattan en ucuza alan ülkeyiz demiştim. Bu iddiamın halen arkasındayım. Bu ülkeler arası karşılıklı sözleşmeyle ticari sır olarak korunması gereken durumdu. Bunu çok rahatlıkla açıklayabilirdim. Rakamı söylediğimde bunu dünya fiyatlarından düşük olduğunu herkes biliyor olacaktı. Bu aşı başka devletlere de satılıyor. En ucuza satılan ülke Türkiye. Bu dönemde bu aşıyı teminat olmadan almayacağımızı ifade etmiştim. Yani bu aşı bağlantılarını çok erken yaptık Faz 3 çalışması uygun çıkmamış olsaydı, eğer Türkiye kendi yapması gereken tetkiklerden olumlu sonuç almamış olsaydı dolayısıyla bu aşıyı biz almamış olacaktık. Dolayısıyla teminatları dahi garantiye aldık” açıklamasında bulundu.
CHP’nin iddialarına cevap veren Koca, şu ifadeleri kullandı:
“İddia şu; deniyor ki, üretici firma 1 milyon doz aşı üretti ve bu 1 milyon aşıyı Türkiye'ye aslında bedel almadan bağışladı. Ama distribütörü olan firma bunu Devlet Malzeme Ofisi’ne fatura etti, yani devlete fatura etti. Üretici firmanın devlete bedelsiz verdiği aşıyı üretici firma fatura ederek devletten 12 milyon dolar para aldı. İddia bu.
Aşı savaşının olduğu dünyada üretici firma bir ülkeye aşıyı bedava bağışlar mı? Bunun akılla izahı var mı? Bunun üzerin biz firmaya dedik ki, sözleşmemiz gereği size vermemiz gereken bir bedel var, bunu ödüyoruz. Böyle bir iddia var, bu nedir. Firmanın bize cevabı; ‘Bu aşıyla ilgili buradaki amaç siz bizden teminat istediğiniz için biz teminatı sağlayamamıştık, bu nakit akış yönetimini sağlamak için biz distribütörümüz olan Sinovac firmasını temsil eden firmaya biz bedelsiz olarak verdik, ama biz sizden ücretini olduğu gibi aldık. Bunu kim söylüyor? Üretici firma. Hani üretici firma Türkiye Cumhuriyeti'ne bağışlamıştı? Ayrıca bununla ilgili de vergileri dahil olmak üzere kurumlar vergisi dahil olmak üzere beyanı ve ödemesi yapılmış, vergiyle ilgili sorun yok. Bizim de verdiğimiz parayı firma 'ben aldım' diyor. Bir diğer konu, ısrarla aracı var mıydı, yok muydu? Biz devlet olarak Sinovac firmasıyla görüşmeler yaptık. Bu firmanın 10 yıldan fazla süredir tek distribütörü var. Bu firmanın Türkiye'deki ayrıca yetkilisi. Hem tek distribütörü hem tek yetkilisi. Dolayısıyla biz bütün görüşmeyi Sinovac firmasıyla yaptık. Hiçbir şekilde aracı firmaya zerre kadar 1 kuruş ilave verilmemiştir” dedi.
CHP lideri Kılıçdaroğlu’na tepki gösteren Bakan Koca, aşıda firmanın kendisiyle sözleşmeyi direk yaptıklarını ifade etti. Koca, “Türkiye'deki distribütörü daha önce bu belgeyi sunmuştum. Firma o zaman da ifade etmişti. Görüşmeler bizimle yapıldı, Sağlık Bakanlığı pazarlık sürecini bizimle götürdü. Ticari ilişkiyi biz sağladık, ama distribütör lojistik hizmetleri yapmak için devrede olan bir firma. Bunun için ekstra ücret ödemiyoruz. Vatandaşın zihni niye bulanıklaştırılıyor. Özellikle ben siyasi arenaya çekmek istemedim, son derece direndim. Özellikle devletler düzeyinde korunması gereken ve devamında aşı sürecinin gelişini etkileyebilecek herkesin sorumluluk taşıması gerektiği bir dönemde, ülkeler arası hassas noktaları gündeme getirerek aşının gelişinde etkili olmayalım.” diye konuştu.
Aşı konusunda diğer firmalarla da görüşüldüğünü hatırlatan Koca, “Erişebildiğimiz her aşıya erişip vatandaşımızı aşıyla buluşturmak istiyoruz. Biz Faz 3 çalışmalarına başladığımız, sonuçlarını bildiğimiz aşıyla sözleşmemizi yaptık. Şu anda elinde 15 milyon aşı olan Avrupa ülkesi çok az. Peki bu aşın gelişini etkilemek için niye uğraşıyoruz? Devletler arası sırrı niye ortaya döküyoruz? Eğer bununla ilgili varsa sorun sayın muhalefet lideri açıp sorabilirdi, böyle bir durum var, bana sorulabilirdi. Yok mu böyle bir iletişim anlayışı. Bizim vatandaşımıza veremeyeceğimiz hiçbir hesabımız yok. Bir aşıyı ucuza alıyoruz, iki bu aşıya erişim için her imkanı kullanıyoruz. Önümüzdeki aylar daha yoğun aşıya ulaşacağımızı söyleyebilirim. 83 milyon vatandaşımızı eşit davranarak birlikte mücadele ederek bizim salgını sürdürmemiz ve başarıyı elde etmemiz gerekiyor. Siyasi arenaya taşımama noktasında direnmeye devam ediyor olacağım, kararlı olmaya devam ediyor olacağım. Vatandaşımızın zihinlerine bulandırmak isteyenlere de vatandaşımıza olanın ne olduğunu açıklıkla izah ediyor olacağım” ifadelerini kullandı.
“Türkiye’de bize özgü yeni bir mutantın olmadığını çok rahatlıkla söyleyebilirim”
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Türkiye’ye özgü bir mutasyon olup olmadığının sorulması üzerine, “Bugün Bilim Kurulumuzun gündeminde daha çok bölgelerin, düşük, orta, yüksek ve çok yüksek olarak ayırımının nasıl olması gerektiği, hangi kriterlerin esas alınması gerektiği ve bununla ilgili illerde nasıl bir kısıtlama veya açılım olabileceğini tartışmış olduk. Dolayısıyla bu anlamda tam kapanma gibi bir durumu şuan düşünmüyoruz. Ama her geçen gün hepimizin de gördüğü şekliyle vaka sayılarının giderek arttığını görüyoruz. Mutasyonun da bazı bölgelerde etkisini göstermeye başladığını gözlemliyoruz. Özellikle Doğu Karadeniz Bölgesi’nde; Samsun, Ordu gibi bazı illerimizde bu mutasyonun oranı giderek artıyor. Bu mutasyonun artışı ağırlıklı olarak daha çok İngiltere mutantı dediğimiz, özellikle en yaygın olan virülansı üzerine etkisinin daha olmadığını ama bulaşıcılığının arttığını bildiğimiz bir mutant daha yaygın. Brezilya mutantı zaten 1 tane diye söylemiştik, İstanbul’da. Onun dışında olmamış oldu. Güney Afrika ise şuana kadar 49 gibi bir mutantın görüldüğünü söyleyebilirim. Türkiye’de bize özgü yeni bir mutantın olmadığını çok rahatlıkla söyleyebilirim. Ama ağırlıklı olarak İngiltere mutantı olmak üzere; giderek toplumda oranın da yükseldiğini, yani bulaşıcılığın çok daha arttığını rahatlıkla söyleyebiliriz” diye konuştu.
Biontech aşısında son durumun ne olduğunun sorulması üzerine cevap veren Bakan Koca, “Biontech ile ilgili, ilk etapta gelebilecek aşı miktarı 800 bin olacak. Toplam 4 buçuk milyon, 5 milyona tamamlanması için çaba sarf edilecek. Ama 4 buçuk milyon olarak netleşti, mart ayı sonuna kadar. İlk 800 bin doz aşı da muhtemelen 10 gün içerisinde gelmiş olacak” dedi.
Hedeflenen 40 vaka sayısına ulaşıldığını ve çalışma sonuçlarının ilerleyen süreçte açıklanacağını kaydeden Bilim Kurulu Üyesi Serhat Ünal, “Faz-3 çalışması ile ilgili olarak, data temizliği denen iş yapılıyor şuanda. 10 bin 250 kişiyle çalışma kapatıldı. Plasebo koluna gelen az bir kesimin ikinci doz aşıları kaldı onlar da tamamlanıyor. Bu hafta sonu bütün data her şeyiyle gözden geçirilecek. Önümüzdeki hafta içerisinde basınımız aracılığıyla sonuçları paylaşırız İnşallah” şeklinde konuştu.
“Nisan en geç mayıs ayı sonuna kadar 105 milyon doz aşıya erişebileceğimizi biliyoruz”
Şuan mevcut olan aşıların ve gelmesi planlanan aşıların ne zaman tamamlanacağının sorulması üzerine cevap veren Bakan Koca şunları kaydetti:
“24 Kasım’da biz Sinovac ile sözleşme yaptık. Devamında da 50 milyon doz için yapıldığını söylemiştim. Toplam 100 milyon doz için sözleşme yapıldı. İlave Biontech ile ilgili 4 buçuk milyon doz mart sonu olmak üzere sözleşme yapıldı, 104 buçuk ama 4 buçuk milyon 30 milyona kadar opsiyonel. Onu marttan sonraki dönemde artırmak için Uğur hoca ile yakın iletişim içerisindeyiz. Bunun dışında Sputnik (Rus aşısı) ile ilgili; Türkiye’de toksikolojisi başladı, üretim dahil olmak üzere, bunu gerçekleştirecek firma bütün hazırlıklarını yapıyor. Onunla ilgili de ayrı bir hazırlığımız devrede. Yani Rus aşısının Türkiye’de üretilmesiyle ilgili ayrı bir çalışmamız var. Ama öncelikle toksikolojinin bitmesi lazım ki o da başladı. Ayrıca Astra&Zeneca ile ilgili de görüşmelerimiz başından beri devam ediyor. Bugünlerde daha yakından görüşüyoruz. Onunla da ilgili zannediyorum önümüzdeki bir iki hafta içerisinde bir ön sözleşme imzalanabilir. Ama bizim için önemli olan; nisan en geç de mayıs ayında bu aşılama sürecini tamamlayabilir olmak. Bu süreci derken, özellikle 20 yaş üstü nüfusumuz belli. Bizim toplamda şuan, nisan en geç mayıs ayı sonuna kadar 105 milyon doz aşıya erişebileceğimizi biliyoruz. Astra&Zeneca, Biontech’in ilavesi ve diğer ilaveler dışında söylüyorum. Şuan kesin net 105 milyon için olanı söylüyorum; en geç mayıs sonuna kadar tamamlanacağını söylüyorum. Bu ne demek? 52 buçuk milyon insanımızın aşılanması demek. Bu da zaten aşılanabilecek olan belli bir yaşın üzerindeki insanımızın, 20 yaş üzerindeki bir kısım geçirdiği için olmayacak ve toplamda baktığımızda 52 buçuk milyon insanımızı, 20 yaşın üzerindeki herkesi aşı yapabilir duruma gelmiş olacağız. Ne zamana kadar? En geç mayıs ayına kadar bitirmek istiyoruz.”
“65 yaş üzeri aşılama ve antikor oluşumuna göre esnetilme olabilir”
65 yaş üzerinde kısıtlamaların esnetilme durumunun sorulması üzerine cevap veren Bakan Koca, “İkinci aşıdan iki hafta sonra yani ilk dozdan 42 gün sonra koruyuculuğu başlıyor. Bu dönemde 65 yaş üzerinde olup 2 haftasının daha tamamlanmadığını biliyoruz. Ama süreçte 65 yaş üzerinde aşılama oranının yükselmesine bağlı olarak illerde bu konuda bir esnetme yapılabilir. Bu çok uzun sürmez. Yani aşılama oranı da parametrelerin arasında yer alacak” dedi.
“Tedbirlerin nasıl kaldırılacağı Kabine’de tartışılacak”
Tedbirlerin nasıl kaldırılacağının, ölçütlerin ne olacağının sorulması üzerine Bakan Koca, “Bilim Kurulumuz bu konuyu tartıştı. Bu konudaki öneriyi pazartesi Kabine'ye ben sunmuş olacağım. Dolayısıyla Cumhurbaşkanımızın başkanlığındaki Kabine'de bu öneri tartışılacak ve devamında Cumhurbaşkanımızın tensipleriyle gerektiğinde açıklama yapılmış olur, alınan Kabine kararıyla. Bizim sadece öneri noktasında bir çalışmamız var ve bu sunumu yapmış olacağız. Burada esas önemli olan, illerin bundan sonraki dönemde vaka sayıları, vaka-test oranı, yoğun bakım doluluk oranı gibi bir takım parametrelerle bu kademelendirmenin nasıl yapıldığı üzerinde tartışıldı. Dolayısıyla; düşük, orta, yüksek ve çok yüksek olduğunu iller her hafta bilmiş olacak. İki haftada bir de uygulamayla hangi ilin hangi kararı alması gerektiği belli olacak. Bununla ilgili eğitim dahil olmak üzere bütün detaylar pazartesi günü Kabine'de gündeme alınmış olacak” cevabını verdi. İHA
Koronavirüs Bilim Kurulu toplantısının sona ermesinin ardından kameraların karşısına geçen Sağlık Bakanı Fahrettin Koca açıklamalarda bulundu.
Bakan Koca, dünyanın korona virüs konusunda başarılı bir sınav vermediğini, her ülkenin elindeki imkanlar nispetinde tedbirler almaya çalıştığını aktardı.
Türkiye’nin elindeki imkanları en iyi şekilde kullanmaya çalıştığını belirten Bakan Koca, “Ülkemizin ismini dahi duymamış insanlara buradaki salgınla iyi mücadele edildiğini gösterdik. Bu mücadele yaşadığımız acıları, ödediğimiz ve belki de ödeyeceğimiz bedelleri ortadan kaldırmıyor. Virüsün hayatımızdan çıkacağı günlere dair umudumuzu hep güçlü tuttuk. Kurumsal ve toplumsal düzeyde virüse karşı temel mücadele karşı koşullarını büyük ölçüde tesis edebildik. Hayatımızı virüsün dolaşımına imkan vermeyecek kurallar içinde sürdürmeye çaba harcadık. 1 yıllık mücadele sürecinde pek çok deneyim de kazandık. Sadece tıbbı mücadeleden bahsetmiyorum. 83 milyon olarak mücadelenin her boyutunda çok önemli tecrübeler edindik. Gerek yaşadığımız salgınla gerek, başka halk sağlığıyla başa çıkabilmenin yolunu tıbbi olmaktan daha çok sosyal yönlü bir mücadele olduğunu gördük. Bugüne kadar sahne önünde Bilim Kurulumuz mücadelede önemli roller üstlendi. Hep karşınıza çıkmayan Toplum Bilimleri Kurulları ise sahne arkasında konunun sosyal ve psikolojik yönetimde önemli stratejiler gerçekleştirdiler” şeklinde konuştu.
“Artık normalleşmeyi önceleyen bir döneme geçiyoruz, yerinde karar dönemi”
Yerinde karar dönemine geçtiklerinin altını çizen Bakan Koca, “Artık normalleşmeyi önceleyen bir döneme geçiyoruz; yerinde karar dönemi. Elbette sağlık, tedavi hastalıkla mücadele konularında bilim kurulumuz çalışmalarına bütün hızıyla devam edecek. Ancak artık salgının sosyal hayata etkileri ile mücadeleye de odaklanacağız “ diye konuştu.
Bugüne kadar aşılama çalışmalarında yaklaşık 1,5 milyon, ikinci doz olmak üzere 8 milyon doz aşılama seviyesine ulaştıklarının bilgisini veren Bakan Koca, “Aşılama planındaki ilk aşamanın sonuna yaklaştık. Aşı tedariğine paralel ortaya koyduğumuz performansla küresel düzeyde en başarılı ülkeler arasındayız. Aşıyı hazır temin eden ülkeler içinde en hızlı ve en çok aşılamayı başarmış durumdayız. Ancak, aşı temininde tüm ülkelerin önemli sorunlar ve aksaklıklar yaşadığı dönemde yeterince yüksek hızda ve sistematik olarak aşı programını uygulasak da nüfusa oranla kat etmemiz gereken çok yol var. Temin ettiğimiz aşıya rağbet artıyor. Bu tercihin doğruluğunu tasdik etsek de lojistikle ilgili tehdidi artırıyor. İlgi gören her ürünün temininde güçlük vardır. Deyim yerindeyse aşı kıtlığı yaşanan bir zamandayız. Aşılama programımızı anlık ve canlı olarak yayınlamaktayız. Bu açıklanan veriler üzerinden çeşitli değerlendirmeler yapılarak haklı haksız eleştiriler yapılabilmektedir. Aşı programı adaletle ve şeffaf şekilde yürütülmektedir. Zaman zaman aşılama sayısında azalma yada artış olması tamamen lojistik gerekçelerle bilinçli olarak planlanmaktadır. Bugün aşıyı temin edebilirken yarın temin edilebileceğinin garantisini kimse veremez. Aşı tedariğinde her an aksaklık yaşanabilir, program kesintilere uğrayabilir. Bunu yaşamamanın tek yolu kendi aşımızı üretmektir” dedi.
“Birinci doz aşısını olan tüm vatandaşlarımızın ikinci doz aşıları güvence altındadır”
Aşı konusunda tedarik ve planlama sorun olmadığını vurgulayan Bakan Koca, “Bu önemli bir güvencedir. Birinci doz aşısını olan tüm vatandaşlarımızın ikinci doz aşıları güvence altındadır. Ancak daha güvenli olanı kendi aşımıza sahip olmaktır. Bu konuda yapılabilecek eleştirileri eldeki imkanları en iyi şartlarda kullandığımızdan emin olarak değerlendirmenizi istirham ediyorum” açıklamasında bulundu.
“İkinci doz aşının üzerinden 14 gün geçtikten sonra aşılanmış oluyoruz”
Aşı olduğu gün koruma başlamadığı konusunda uyarılarda bulunan Bakan Koca, “İkinci doz aşının üzerinden 14 gün geçtikten sonra aşılanmış oluyoruz. Yani ilk aşı olduğumuz günden 42 gün sonra. Bu 42 gün sonra kendimizi korumak zorundayız. Ayrıca tüm nüfusumuzun en az yüzde 60'ını aşılamadan aşı güvencesini elde etmiş olmuyoruz. Aşının ilk dozunu yaptırmak bizi rehavete değil tedbire sevk etmeli. Her geçen gün sayısı artan mutasyonlu virüse dikkat etmek zorundayız. Bazı illerimizde buna özel planlarımız var. Vaka sayılarındaki artış bazı illerimizin diğerlerinden daha geç normalleşme sürecine geçmesine neden olabilecek. Tedbir halen en güçlü silahımız” diye konuştu.
“Yerinde karar döneminde güvenlik kuvvetli gereken tedbirleri arttıracaktır”
Geçtiği haftalarda iller düzeyinde 100 bin nüfusa düşen haftalık vaka sayılarının paylaşıldığını hatırlatan Koca, “Bu verileri her hafta düzenli olarak paylaşmaya devam edeceğiz. Vaka sayılarıyla birlikte pozitif test oranı, yoğun bakım doluluk oranlarımız ve entübe edilen hastalarındaki değişim faktörleri de illerimizdeki risk durumunu belirlemektedir. Belirttiğim parametrelere göre ilerimizin risk düzeylerini düşük orta yüksek ve çok yüksek riskli olarak ilan edeceğiz. Bu risk durumlarına göre farklı iş kollarımızın faaliyet serbestliği konusunda Bilim Kurulumuzun çalışmasını Sayın Cumhurbaşkanımızın başkanlığında kabineye arz edeceğim. Yerinde karar döneminde güvenlik kuvvetli gereken tedbirleri arttıracaktır. Bu hususta Sayın İçişleri Bakanımızla yaptığımız görüşmede kendileri de kararlıklarını ifade ettiler. Ülkemizin bir an evvel normal koşullarına dönmesi için, milletimizin sağlık ve sıhhatini muhafaza için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz” dedi.
CHP’nin aşı iddialarına sert tepki
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, basın toplantısının ardından Cumhuriyet Halk Partisi’nin ‘aşı’ iddiaları hakkında açıklama yaptı. Bakan Koca, bu dönemde dünyada aşı savaşının yapıldığını hatırlatıp, ülkeler arası ticari sır olarak kalması gereken bilgilerin ifşa edildiğini belirterek, “Ülkeler arasında bunun ilişkileri etkileyebileceğini özellikle ücret ve benzeri noktalarda bunun ticari sır olarak kalmasını sözleşmeye de konduğunu, bu nedenle fiyatı özellikle söylememiştim. Vatandaşımız bunu çok iyi bilsin biz aşıyı dünyadaki bütün ülkelerin aldığı fiyattan en ucuza alan ülkeyiz demiştim. Bu iddiamın halen arkasındayım. Bu ülkeler arası karşılıklı sözleşmeyle ticari sır olarak korunması gereken durumdu. Bunu çok rahatlıkla açıklayabilirdim. Rakamı söylediğimde bunu dünya fiyatlarından düşük olduğunu herkes biliyor olacaktı. Bu aşı başka devletlere de satılıyor. En ucuza satılan ülke Türkiye. Bu dönemde bu aşıyı teminat olmadan almayacağımızı ifade etmiştim. Yani bu aşı bağlantılarını çok erken yaptık Faz 3 çalışması uygun çıkmamış olsaydı, eğer Türkiye kendi yapması gereken tetkiklerden olumlu sonuç almamış olsaydı dolayısıyla bu aşıyı biz almamış olacaktık. Dolayısıyla teminatları dahi garantiye aldık” açıklamasında bulundu.
CHP’nin iddialarına cevap veren Koca, şu ifadeleri kullandı:
“İddia şu; deniyor ki, üretici firma 1 milyon doz aşı üretti ve bu 1 milyon aşıyı Türkiye'ye aslında bedel almadan bağışladı. Ama distribütörü olan firma bunu Devlet Malzeme Ofisi’ne fatura etti, yani devlete fatura etti. Üretici firmanın devlete bedelsiz verdiği aşıyı üretici firma fatura ederek devletten 12 milyon dolar para aldı. İddia bu.
Aşı savaşının olduğu dünyada üretici firma bir ülkeye aşıyı bedava bağışlar mı? Bunun akılla izahı var mı? Bunun üzerin biz firmaya dedik ki, sözleşmemiz gereği size vermemiz gereken bir bedel var, bunu ödüyoruz. Böyle bir iddia var, bu nedir. Firmanın bize cevabı; ‘Bu aşıyla ilgili buradaki amaç siz bizden teminat istediğiniz için biz teminatı sağlayamamıştık, bu nakit akış yönetimini sağlamak için biz distribütörümüz olan Sinovac firmasını temsil eden firmaya biz bedelsiz olarak verdik, ama biz sizden ücretini olduğu gibi aldık. Bunu kim söylüyor? Üretici firma. Hani üretici firma Türkiye Cumhuriyeti'ne bağışlamıştı? Ayrıca bununla ilgili de vergileri dahil olmak üzere kurumlar vergisi dahil olmak üzere beyanı ve ödemesi yapılmış, vergiyle ilgili sorun yok. Bizim de verdiğimiz parayı firma 'ben aldım' diyor. Bir diğer konu, ısrarla aracı var mıydı, yok muydu? Biz devlet olarak Sinovac firmasıyla görüşmeler yaptık. Bu firmanın 10 yıldan fazla süredir tek distribütörü var. Bu firmanın Türkiye'deki ayrıca yetkilisi. Hem tek distribütörü hem tek yetkilisi. Dolayısıyla biz bütün görüşmeyi Sinovac firmasıyla yaptık. Hiçbir şekilde aracı firmaya zerre kadar 1 kuruş ilave verilmemiştir” dedi.
CHP lideri Kılıçdaroğlu’na tepki gösteren Bakan Koca, aşıda firmanın kendisiyle sözleşmeyi direk yaptıklarını ifade etti. Koca, “Türkiye'deki distribütörü daha önce bu belgeyi sunmuştum. Firma o zaman da ifade etmişti. Görüşmeler bizimle yapıldı, Sağlık Bakanlığı pazarlık sürecini bizimle götürdü. Ticari ilişkiyi biz sağladık, ama distribütör lojistik hizmetleri yapmak için devrede olan bir firma. Bunun için ekstra ücret ödemiyoruz. Vatandaşın zihni niye bulanıklaştırılıyor. Özellikle ben siyasi arenaya çekmek istemedim, son derece direndim. Özellikle devletler düzeyinde korunması gereken ve devamında aşı sürecinin gelişini etkileyebilecek herkesin sorumluluk taşıması gerektiği bir dönemde, ülkeler arası hassas noktaları gündeme getirerek aşının gelişinde etkili olmayalım.” diye konuştu.
Aşı konusunda diğer firmalarla da görüşüldüğünü hatırlatan Koca, “Erişebildiğimiz her aşıya erişip vatandaşımızı aşıyla buluşturmak istiyoruz. Biz Faz 3 çalışmalarına başladığımız, sonuçlarını bildiğimiz aşıyla sözleşmemizi yaptık. Şu anda elinde 15 milyon aşı olan Avrupa ülkesi çok az. Peki bu aşın gelişini etkilemek için niye uğraşıyoruz? Devletler arası sırrı niye ortaya döküyoruz? Eğer bununla ilgili varsa sorun sayın muhalefet lideri açıp sorabilirdi, böyle bir durum var, bana sorulabilirdi. Yok mu böyle bir iletişim anlayışı. Bizim vatandaşımıza veremeyeceğimiz hiçbir hesabımız yok. Bir aşıyı ucuza alıyoruz, iki bu aşıya erişim için her imkanı kullanıyoruz. Önümüzdeki aylar daha yoğun aşıya ulaşacağımızı söyleyebilirim. 83 milyon vatandaşımızı eşit davranarak birlikte mücadele ederek bizim salgını sürdürmemiz ve başarıyı elde etmemiz gerekiyor. Siyasi arenaya taşımama noktasında direnmeye devam ediyor olacağım, kararlı olmaya devam ediyor olacağım. Vatandaşımızın zihinlerine bulandırmak isteyenlere de vatandaşımıza olanın ne olduğunu açıklıkla izah ediyor olacağım” ifadelerini kullandı.
“Türkiye’de bize özgü yeni bir mutantın olmadığını çok rahatlıkla söyleyebilirim”
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Türkiye’ye özgü bir mutasyon olup olmadığının sorulması üzerine, “Bugün Bilim Kurulumuzun gündeminde daha çok bölgelerin, düşük, orta, yüksek ve çok yüksek olarak ayırımının nasıl olması gerektiği, hangi kriterlerin esas alınması gerektiği ve bununla ilgili illerde nasıl bir kısıtlama veya açılım olabileceğini tartışmış olduk. Dolayısıyla bu anlamda tam kapanma gibi bir durumu şuan düşünmüyoruz. Ama her geçen gün hepimizin de gördüğü şekliyle vaka sayılarının giderek arttığını görüyoruz. Mutasyonun da bazı bölgelerde etkisini göstermeye başladığını gözlemliyoruz. Özellikle Doğu Karadeniz Bölgesi’nde; Samsun, Ordu gibi bazı illerimizde bu mutasyonun oranı giderek artıyor. Bu mutasyonun artışı ağırlıklı olarak daha çok İngiltere mutantı dediğimiz, özellikle en yaygın olan virülansı üzerine etkisinin daha olmadığını ama bulaşıcılığının arttığını bildiğimiz bir mutant daha yaygın. Brezilya mutantı zaten 1 tane diye söylemiştik, İstanbul’da. Onun dışında olmamış oldu. Güney Afrika ise şuana kadar 49 gibi bir mutantın görüldüğünü söyleyebilirim. Türkiye’de bize özgü yeni bir mutantın olmadığını çok rahatlıkla söyleyebilirim. Ama ağırlıklı olarak İngiltere mutantı olmak üzere; giderek toplumda oranın da yükseldiğini, yani bulaşıcılığın çok daha arttığını rahatlıkla söyleyebiliriz” diye konuştu.
Biontech aşısında son durumun ne olduğunun sorulması üzerine cevap veren Bakan Koca, “Biontech ile ilgili, ilk etapta gelebilecek aşı miktarı 800 bin olacak. Toplam 4 buçuk milyon, 5 milyona tamamlanması için çaba sarf edilecek. Ama 4 buçuk milyon olarak netleşti, mart ayı sonuna kadar. İlk 800 bin doz aşı da muhtemelen 10 gün içerisinde gelmiş olacak” dedi.
Hedeflenen 40 vaka sayısına ulaşıldığını ve çalışma sonuçlarının ilerleyen süreçte açıklanacağını kaydeden Bilim Kurulu Üyesi Serhat Ünal, “Faz-3 çalışması ile ilgili olarak, data temizliği denen iş yapılıyor şuanda. 10 bin 250 kişiyle çalışma kapatıldı. Plasebo koluna gelen az bir kesimin ikinci doz aşıları kaldı onlar da tamamlanıyor. Bu hafta sonu bütün data her şeyiyle gözden geçirilecek. Önümüzdeki hafta içerisinde basınımız aracılığıyla sonuçları paylaşırız İnşallah” şeklinde konuştu.
“Nisan en geç mayıs ayı sonuna kadar 105 milyon doz aşıya erişebileceğimizi biliyoruz”
Şuan mevcut olan aşıların ve gelmesi planlanan aşıların ne zaman tamamlanacağının sorulması üzerine cevap veren Bakan Koca şunları kaydetti:
“24 Kasım’da biz Sinovac ile sözleşme yaptık. Devamında da 50 milyon doz için yapıldığını söylemiştim. Toplam 100 milyon doz için sözleşme yapıldı. İlave Biontech ile ilgili 4 buçuk milyon doz mart sonu olmak üzere sözleşme yapıldı, 104 buçuk ama 4 buçuk milyon 30 milyona kadar opsiyonel. Onu marttan sonraki dönemde artırmak için Uğur hoca ile yakın iletişim içerisindeyiz. Bunun dışında Sputnik (Rus aşısı) ile ilgili; Türkiye’de toksikolojisi başladı, üretim dahil olmak üzere, bunu gerçekleştirecek firma bütün hazırlıklarını yapıyor. Onunla ilgili de ayrı bir hazırlığımız devrede. Yani Rus aşısının Türkiye’de üretilmesiyle ilgili ayrı bir çalışmamız var. Ama öncelikle toksikolojinin bitmesi lazım ki o da başladı. Ayrıca Astra&Zeneca ile ilgili de görüşmelerimiz başından beri devam ediyor. Bugünlerde daha yakından görüşüyoruz. Onunla da ilgili zannediyorum önümüzdeki bir iki hafta içerisinde bir ön sözleşme imzalanabilir. Ama bizim için önemli olan; nisan en geç de mayıs ayında bu aşılama sürecini tamamlayabilir olmak. Bu süreci derken, özellikle 20 yaş üstü nüfusumuz belli. Bizim toplamda şuan, nisan en geç mayıs ayı sonuna kadar 105 milyon doz aşıya erişebileceğimizi biliyoruz. Astra&Zeneca, Biontech’in ilavesi ve diğer ilaveler dışında söylüyorum. Şuan kesin net 105 milyon için olanı söylüyorum; en geç mayıs sonuna kadar tamamlanacağını söylüyorum. Bu ne demek? 52 buçuk milyon insanımızın aşılanması demek. Bu da zaten aşılanabilecek olan belli bir yaşın üzerindeki insanımızın, 20 yaş üzerindeki bir kısım geçirdiği için olmayacak ve toplamda baktığımızda 52 buçuk milyon insanımızı, 20 yaşın üzerindeki herkesi aşı yapabilir duruma gelmiş olacağız. Ne zamana kadar? En geç mayıs ayına kadar bitirmek istiyoruz.”
“65 yaş üzeri aşılama ve antikor oluşumuna göre esnetilme olabilir”
65 yaş üzerinde kısıtlamaların esnetilme durumunun sorulması üzerine cevap veren Bakan Koca, “İkinci aşıdan iki hafta sonra yani ilk dozdan 42 gün sonra koruyuculuğu başlıyor. Bu dönemde 65 yaş üzerinde olup 2 haftasının daha tamamlanmadığını biliyoruz. Ama süreçte 65 yaş üzerinde aşılama oranının yükselmesine bağlı olarak illerde bu konuda bir esnetme yapılabilir. Bu çok uzun sürmez. Yani aşılama oranı da parametrelerin arasında yer alacak” dedi.
“Tedbirlerin nasıl kaldırılacağı Kabine’de tartışılacak”
Tedbirlerin nasıl kaldırılacağının, ölçütlerin ne olacağının sorulması üzerine Bakan Koca, “Bilim Kurulumuz bu konuyu tartıştı. Bu konudaki öneriyi pazartesi Kabine'ye ben sunmuş olacağım. Dolayısıyla Cumhurbaşkanımızın başkanlığındaki Kabine'de bu öneri tartışılacak ve devamında Cumhurbaşkanımızın tensipleriyle gerektiğinde açıklama yapılmış olur, alınan Kabine kararıyla. Bizim sadece öneri noktasında bir çalışmamız var ve bu sunumu yapmış olacağız. Burada esas önemli olan, illerin bundan sonraki dönemde vaka sayıları, vaka-test oranı, yoğun bakım doluluk oranı gibi bir takım parametrelerle bu kademelendirmenin nasıl yapıldığı üzerinde tartışıldı. Dolayısıyla; düşük, orta, yüksek ve çok yüksek olduğunu iller her hafta bilmiş olacak. İki haftada bir de uygulamayla hangi ilin hangi kararı alması gerektiği belli olacak. Bununla ilgili eğitim dahil olmak üzere bütün detaylar pazartesi günü Kabine'de gündeme alınmış olacak” cevabını verdi. İHA