Türkiye’de Kadın Kıyımı

Gün geçmiyor ki ülkemizde, kadın cinayetleri olmasın! Kadın cinayetleri maalesef siyasette yerini bulmayınca, dolayısıyla hukukta da cezasızlık politikaları yüzünden kadınlar öldürülüyor.

Türkiye’de aile kavramına çok kıymet verenlerin, kadını öldürmekle, şiddeti sıradanlaştırdılar. Güvensizlik bir çığ gibi büyüyor. En güvenli yer dediğimiz evlerimizde, en çok öldürülüyoruz. En çok güvendiklerimiz sırtımızdan bıçaklıyor. Konumuz bu olmalı. Her gün, bugün kaç tane kadın öldürüldü diye arama motorlarını aşındırmak istemiyoruz.

Türkiye’de aile politikaları, ne yazık ki sadece kadınların bedeni üzerine, onların doğum yapıp yapmayacaklarına, kaç çocuk doğuracaklarına, doğurganlık tercihlerine kafa yoruyorlar.

Halbuki doğurdukları çocukları annesiz bırakmaları hatta gözlerinin önünde öldürülmelerinde hiçbir sakınca görmüyorlar. Karı koca, çocuk sahibi olunca anca aile olunacağını söylüyorlar. Ama binbir eziyetle doğurdukları, büyüttükleri çocukları koruyamadıklarını söylemiyorlar. Sistematik olarak istismar edilmelerinden şikayetçi değiller. Çocukları annesiz, geleceksiz bırakmalarında hiçbir sakınca görülmüyor.

Ama ‘’normal olan normal doğumdur’’ gibi söylemlerle kadınların, onların bedenleri üzerinde söz söyleme hakkı buluyorlar kendilerinde. Kadınların bedenleri ve yaşam tercihleri hakkında gündemde daha çok yer buluyor ve dayatılıyor.

Bu dayatmalar, çocuk sahibi olmayan kadınları, çocuğun kaybetmiş kadınları ya da çocuk sahibi olmak istemeyenleri dışlayarak toplumsal eşitliği tehdit ediyor.

Hangisi normal hangisi anormal...

Kadın kıyımı mı normal yoksa kadının doğumu nasıl yapmak istediğine karar vermek mi normal?