Kısa bir süre önce Diyarbakır’da uzun süre boyunca toplu taşıma araçlarına zam yapılmadığı gerekçesi ile klimaların çalıştırılmadığı ve daha birçok konuda yapılması gerekenin yapılmadığı gündeme gelmişti. Aradan kısa bir süre geçti, toplu taşıma ücretlerine yüzde 40 oranında zam yapıldı. Klimalar yine açılmadı, saygısızlık daha da arttı, vatandaşların sabrı ise iyice taşmaya başladı. Sosyal medyaya da konu olan minibüsçülerle ilgili bir dokunuldu bin ah işitildi. Dernek yetkilileri kendilerini savunacak cümle bulamazken cezai işlemler uyguladıklarını beyan ediyorlar. Oysaki manzara cezaların çokta işe yaramadığını çoktan göstermiş oldu.
Trafikte kural tanımayan, insanları balık istifi gibi üst üste yükleyen, boş olduğunda uzun, uzun duraklarda bekleyen, sigaraların tüttürüldüğü, bozuk lehçenin argo ile iç içe geçtiği, durakları tanımayan, hakarete ve hatta kavgaya kadar ulaşan muamelelerle halka adeta eziyet çektiren minibüslerin uygulamalarına vatandaşlar artık dur diyor.
ŞİKAYETLER DİZ BOYU
Sosyal medyada da sık, sık konu olan fakat ilgililerinin son derece ilgisiz kaldığı Şehir içi minibüs eziyeti ile ilgili olarak sesler iyiden iyiye yükselmeye başladı.
Recep Eser adındaki vatandaş Minibüslerin insanlara hizmet etmek yerine eziyet çektirdiklerini dile getirerek serzenişlerini şu cümlelerle dile getirdi: “Diyarbakır'da şu minibüslerle kim veya hangi kurum ilgileniyorsa ya işini yapsın ya da bıraksın. Yoksa onların işini de halk yapacak.
1- Sıcaklar başladı nedense hepsinin klimaları arızalandı.
2- Şoförler elinde bir telefon yada kulaklarında bir Kulaklık var hep birileri ile muhabbetler.
Önümde kim var. Arkadan kim geldi. Yolcu yok. Boş geldim. Yolcu inecek adamın duyduğu yok.
3- Yolcu alacak caddenin ortasında durup alır. Yolcu inecek
- Abe durağa yanasayim durak harici yasağtir.
4- İnsanlarla konuşurken ağız eğip bükmeler. Aynadan ters, ters bakmalar. Klima açmış gibi yapıp aslında fan açarak vatandaşı kandırmalar.
Kaç defada söyle bir şeye denk geldim. Yolcu bir talepte bulunuyor. Şoför ile ufak bir tartışma şoför ‘in minibüsten o zaman taksiye bin’ diyor. Adamım zaten imkanı olsa ne işi var minibüste kardeşim.
5- Duraklar da boş, boş keyfi beklemeler. Millet işe, hastaneye gidecek.
6- Birde yolcu için kapışanlar var ölüme davetiye çıkarıyorlar.
Daha neler neler. O minibüslerde yazan şikayet telefon numaraları ya da mailleri bakan zatı muhterem defalarca aradım mail attım. Ne bakan var ne dönen. Yani o da ayrı bir hikaye. Bu işi hangi kurum çözecekse çözsün artık. Yoksa çözülmesi için büyük bir olayın çıkmasını mı bekliyorsunuz? Yaşlı el kaldırınca zaman kaybı diye duruyorlar, engelliler zaten binemiyor, kadınlar ayakta. O kadar yolcu alıyorlar ki inene kadar herkes birbiri ile akraba oluyor nerdeyse. Küfürlü konuşmalar. Velhasıl bir sürü mevzu var ve maalesef denetim yok, yaptırım yok. Kooperatifleri zaten denetlemiyor, kalıyor belediye ile emniyet. Belediye ne yapıyor anlamış değilim, memlekette sanki her şey tamam. Kayyumun haberi yok sanırım ve maalesef bizim buranın insanı bunu yapıyor. Bu işi kooperatifler ile belediyeler çözer, çözüm o kadar basit ki. Zam yapıldığında zammı gösteren belge Belediye onaylı her minibüse asılmış. Bir tek o işimi var belediyenin? Oradaki yetkili bir gün çıksın, minibüsle gidip, gelenlerin, milletin derdini dinlesin. Birde şu korna olayı var, gece yarılarına kadar korna çalıyorlar, evlerde hastalar yaşlılar çocuklar var. Hiç mi anlayış yok!” diyerek şikayetlerini sıraladı.
Bir başka vatandaş Seyfettin Ay ise şu sıkıntılara dikkat çekti ve çözüm noktasında fikirlerini beyan etti: “Ben şimdiye kadar doğru dürüst bazıları hariç hiç trafik ışığında bekleyen dolmuş görmedim, hepsi ışık yanmadan geçiyor. Durak haricinde indirmeyen şoförler ne yazık ki durak harici yolcu gördüler mi hemen duruyorlar. Birde telefonda uygunsuz konuşmalar, şehir kırığı gibi konuşmalar. Gerçekten doğru dürüst işini yapan şoför arkadaşlar var ama ne yazık ki aradaki çürükler hepsine zarar veriyor. Kooperatif başkanlarımız eleştiri yapacağına kontrolleri çoğaltıp gerçekten bu işe muhtaç eğitimli, kültürlü ve halkla konuşmasını bilen kişilerin işe alınmasını sağlamaları gerekir.”
Hakan Hocaoğlu ise bayram ziyareti için geldiği Diyarbakır’da yaşadıklarını şu cümlelerle özetliyor: “Bayram için memlekete geldik, arife günü 21 M 0115 plakalı araç bizi neredeyse öldürüyordu, paşa konağına doğru ilerliyorduk, sola döneceğim için yolun sol şeridindeydik, birden solumda minibüs belirdi, karşı şeridin yoluna girmiş ve üzerimize kırdı koca minibüsün direksiyonunu, Allah’tan sağımda araç yoktu ve kendimi son anda sağa atıp kurtuldum. Hem suçlu hem de güçlü bir tavırla bize bağırıp el kol hareketleri yaparak basıp gitti.”
Üç kuruş fazla para için insanların hayatını tehlikeye atmanın hiçbir haklı nedeni olamaz...
Renas Çelik adındaki vatandaş ise muzdarip olduğu sorunları şu cümlelerle özetliyor: “Minibüs şoförleri konusunda çok muzdaribiz. Telefon konusunda zaten ellerinden düşmüyor. Söylenecek çok söz var ama kime söyleyelim! Yöneticiler bir çözüm bulmuyorlar, çünkü onlarda hat sahibi ve şoförlerinden para bekliyorlar. İstedikleri kadar parayı şoför o gün getirmezse şoförün işine son veriyorlar.”
‘MİNİBÜSLERDEKİ SORUNLAR VATANDAŞTAN KAYNAKLANIYORMUŞ’
Toplu taşıma dernek yöneticilerinden Ali Duman vatandaşların şikayetlerine şu yanıtı veriyor: “Okuma oranı yüzde 10 bile olmayan bir toplum var. Toplu taşıma işi yapan arkadaşlarımız var, evde hanımına, çocuğuna laf geçirilmeyen. Gelip dolmuşta 2 TL vermiş sanki şoför ve dolmuşu satın almış gibi hakaret ediyor. Bunu görmek lazım.”
‘HERŞEY TOZPEMBEYMİŞ’
Bir başka kooperatif başkanı Vecdin Çoklar ise ilgili birimlerle koordine içinde çalıştıklarını, belirtilen sıkıntıların olmadığını savundu: “Bin bir kooperatif Başkanı olarak bu iddiaları doğru bulmuyorum. Biz belediyemizle ve emniyetimizle koordine halinde çalışmaktayız. Gerek değnekçilerimizle, gerek zabıta arkadaşlarımızla denetleme yapıyoruz. Şikayetlerin çoğu kulaktan dolma.” AHMET BEŞENK
Trafikte kural tanımayan, insanları balık istifi gibi üst üste yükleyen, boş olduğunda uzun, uzun duraklarda bekleyen, sigaraların tüttürüldüğü, bozuk lehçenin argo ile iç içe geçtiği, durakları tanımayan, hakarete ve hatta kavgaya kadar ulaşan muamelelerle halka adeta eziyet çektiren minibüslerin uygulamalarına vatandaşlar artık dur diyor.
ŞİKAYETLER DİZ BOYU
Sosyal medyada da sık, sık konu olan fakat ilgililerinin son derece ilgisiz kaldığı Şehir içi minibüs eziyeti ile ilgili olarak sesler iyiden iyiye yükselmeye başladı.
Recep Eser adındaki vatandaş Minibüslerin insanlara hizmet etmek yerine eziyet çektirdiklerini dile getirerek serzenişlerini şu cümlelerle dile getirdi: “Diyarbakır'da şu minibüslerle kim veya hangi kurum ilgileniyorsa ya işini yapsın ya da bıraksın. Yoksa onların işini de halk yapacak.
1- Sıcaklar başladı nedense hepsinin klimaları arızalandı.
2- Şoförler elinde bir telefon yada kulaklarında bir Kulaklık var hep birileri ile muhabbetler.
Önümde kim var. Arkadan kim geldi. Yolcu yok. Boş geldim. Yolcu inecek adamın duyduğu yok.
3- Yolcu alacak caddenin ortasında durup alır. Yolcu inecek
- Abe durağa yanasayim durak harici yasağtir.
4- İnsanlarla konuşurken ağız eğip bükmeler. Aynadan ters, ters bakmalar. Klima açmış gibi yapıp aslında fan açarak vatandaşı kandırmalar.
Kaç defada söyle bir şeye denk geldim. Yolcu bir talepte bulunuyor. Şoför ile ufak bir tartışma şoför ‘in minibüsten o zaman taksiye bin’ diyor. Adamım zaten imkanı olsa ne işi var minibüste kardeşim.
5- Duraklar da boş, boş keyfi beklemeler. Millet işe, hastaneye gidecek.
6- Birde yolcu için kapışanlar var ölüme davetiye çıkarıyorlar.
Daha neler neler. O minibüslerde yazan şikayet telefon numaraları ya da mailleri bakan zatı muhterem defalarca aradım mail attım. Ne bakan var ne dönen. Yani o da ayrı bir hikaye. Bu işi hangi kurum çözecekse çözsün artık. Yoksa çözülmesi için büyük bir olayın çıkmasını mı bekliyorsunuz? Yaşlı el kaldırınca zaman kaybı diye duruyorlar, engelliler zaten binemiyor, kadınlar ayakta. O kadar yolcu alıyorlar ki inene kadar herkes birbiri ile akraba oluyor nerdeyse. Küfürlü konuşmalar. Velhasıl bir sürü mevzu var ve maalesef denetim yok, yaptırım yok. Kooperatifleri zaten denetlemiyor, kalıyor belediye ile emniyet. Belediye ne yapıyor anlamış değilim, memlekette sanki her şey tamam. Kayyumun haberi yok sanırım ve maalesef bizim buranın insanı bunu yapıyor. Bu işi kooperatifler ile belediyeler çözer, çözüm o kadar basit ki. Zam yapıldığında zammı gösteren belge Belediye onaylı her minibüse asılmış. Bir tek o işimi var belediyenin? Oradaki yetkili bir gün çıksın, minibüsle gidip, gelenlerin, milletin derdini dinlesin. Birde şu korna olayı var, gece yarılarına kadar korna çalıyorlar, evlerde hastalar yaşlılar çocuklar var. Hiç mi anlayış yok!” diyerek şikayetlerini sıraladı.
Bir başka vatandaş Seyfettin Ay ise şu sıkıntılara dikkat çekti ve çözüm noktasında fikirlerini beyan etti: “Ben şimdiye kadar doğru dürüst bazıları hariç hiç trafik ışığında bekleyen dolmuş görmedim, hepsi ışık yanmadan geçiyor. Durak haricinde indirmeyen şoförler ne yazık ki durak harici yolcu gördüler mi hemen duruyorlar. Birde telefonda uygunsuz konuşmalar, şehir kırığı gibi konuşmalar. Gerçekten doğru dürüst işini yapan şoför arkadaşlar var ama ne yazık ki aradaki çürükler hepsine zarar veriyor. Kooperatif başkanlarımız eleştiri yapacağına kontrolleri çoğaltıp gerçekten bu işe muhtaç eğitimli, kültürlü ve halkla konuşmasını bilen kişilerin işe alınmasını sağlamaları gerekir.”
Hakan Hocaoğlu ise bayram ziyareti için geldiği Diyarbakır’da yaşadıklarını şu cümlelerle özetliyor: “Bayram için memlekete geldik, arife günü 21 M 0115 plakalı araç bizi neredeyse öldürüyordu, paşa konağına doğru ilerliyorduk, sola döneceğim için yolun sol şeridindeydik, birden solumda minibüs belirdi, karşı şeridin yoluna girmiş ve üzerimize kırdı koca minibüsün direksiyonunu, Allah’tan sağımda araç yoktu ve kendimi son anda sağa atıp kurtuldum. Hem suçlu hem de güçlü bir tavırla bize bağırıp el kol hareketleri yaparak basıp gitti.”
Üç kuruş fazla para için insanların hayatını tehlikeye atmanın hiçbir haklı nedeni olamaz...
Renas Çelik adındaki vatandaş ise muzdarip olduğu sorunları şu cümlelerle özetliyor: “Minibüs şoförleri konusunda çok muzdaribiz. Telefon konusunda zaten ellerinden düşmüyor. Söylenecek çok söz var ama kime söyleyelim! Yöneticiler bir çözüm bulmuyorlar, çünkü onlarda hat sahibi ve şoförlerinden para bekliyorlar. İstedikleri kadar parayı şoför o gün getirmezse şoförün işine son veriyorlar.”
‘MİNİBÜSLERDEKİ SORUNLAR VATANDAŞTAN KAYNAKLANIYORMUŞ’
Toplu taşıma dernek yöneticilerinden Ali Duman vatandaşların şikayetlerine şu yanıtı veriyor: “Okuma oranı yüzde 10 bile olmayan bir toplum var. Toplu taşıma işi yapan arkadaşlarımız var, evde hanımına, çocuğuna laf geçirilmeyen. Gelip dolmuşta 2 TL vermiş sanki şoför ve dolmuşu satın almış gibi hakaret ediyor. Bunu görmek lazım.”
‘HERŞEY TOZPEMBEYMİŞ’
Bir başka kooperatif başkanı Vecdin Çoklar ise ilgili birimlerle koordine içinde çalıştıklarını, belirtilen sıkıntıların olmadığını savundu: “Bin bir kooperatif Başkanı olarak bu iddiaları doğru bulmuyorum. Biz belediyemizle ve emniyetimizle koordine halinde çalışmaktayız. Gerek değnekçilerimizle, gerek zabıta arkadaşlarımızla denetleme yapıyoruz. Şikayetlerin çoğu kulaktan dolma.” AHMET BEŞENK