Ekmek aslanın ağzındaydı bir zamanlar şimdilerde ise daha derinlere inmiş durumda. Sağlıklı ve genç insanların dahi iş bulmakta zorlandığı Diyarbakır’da engelli bir birey olmak yaşama büyük oranda mağlup başlamak anlamına geliyor. Engelli bireylere saygının hiç duyulmadığı, engellerin birer kusur olarak görüldüğü günümüzde engellilerin en büyük sorunlarının başında ise elle tutulur bir işlerinin olmaması geliyor. İşte tam da bu noktada Engeloji kitabının yazarı Aliye Yücel engelli bireylere iş görüşmeleri sırasındaki püf noktaları dillendiriyor.
İş aramak bir dert, iş bulmak ise apayrı bir dert, işte tutunabilmek ve kalıcı olabilmek ise çok daha büyük bir dert. Birde engelli olup iş bulmak için gayret edenler var, işte onlar için iş bulmak ve başlamak büyük eziyet.
Diyarbakır’da engelli bireylere bakış açısının pozitif olmadığı herkes tarafından bilinirken birde engelli bir birey olarak iş bulmak ise adeta imkansız.
İş görüşmelerinde kendine güveni tam olmayan engelli bireylerine tavsiyelerde bulunan Engeloji kitabının yazarı olan ve kendiside engelli olan Aliye Yücel, şu tavsiyelerde bulunuyor: “Biliyoruz ki iş bulmadaki en önemli aşama iş görüşmesidir. İş görüşmeleriyle ilgili belirli kurallar vardır. Görüşmeye vaktinde gitmek, doğal olmak, görüşmeyi yaptığımız kişiyi dikkatli dinlemek ve sorularına net cevaplar vermek gibi… Ancak bir engelli olarak dikkat etmemiz gereken başka kurallar da var!
Bir engelli olarak iş görüşmesine giderken, öncelikle engelli olduğumuzdan dolayı olumsuz bir takım düşüncelerden arınmamız gerekir. Özgüveni koruyarak yapılacak iş görüşmesi çok daha olumlu olacaktır. Görüşmeyi yaptığımız kişiye potansiyelimizi, sorumluluk sahibi olduğumuzu, istekli olduğumuzu, öz güvenimizi, engelli bir birey olarak verilecek görevi en iyi yapabileceğimizi anlatabilmeliyiz. Özgüvenimizi işverene de yansıtmalıyız. Engellimizi değil, beceri ve deneyimlerimizi ön plana çıkartmalıyız.
Öncelikle engelli olduğunuz için fiziksel görünümünüzden dolayı, dikkat etsem de etmesem de engelliyim, mantığında kesinlikle uzak durmamız gerekir. Görünüşümüze, giyimimize özen göstermeli ve eğer mümkünse iş başvurusu yaptığımız şirkete uygun giysilerle gitmeliyiz.
Görüşmeye çağırıldığımız şirketin bize sağladığı ya da sağlayacağı imkanlar (ulaşım, bedensel engelliysek şirketteki mimarinin engelinize uygunluğu, yemek, sosyal güvence gibi) hakkında önceden bilgi edinmeli, neden o şirkette çalışmak istediğimiz sorulduğunda da uygun cevaplar vermeliyiz. Böylelikle orada çalışmaya istekli olduğumuzu karşımızdakine yansıtmalıyız.
İş görüşmesi sırasında engelli adaylara yöneltilen en yaygın sorulardan biri engellinin işveren için bir problem ya da özel bir talep getirip getirmeyeceğidir. Kesinlikle engellimizi duygu sömürüsü ya da duygusal bir beklenti aracı olarak kullanmamalı ve karşımızdakinin böyle anlamlar çıkarmaması için çok dikkat etmeliyiz. Engellimizi kullanarak ayrıcalık istememiz, duygu sömürüsü yapmamız, engellimizi ön plana çıkarmamız gibi yanlış anlaşılmalardan ya da ön yargıların meydana gelmesinden kesinlikle kaçınmalıyız.
Engellimizin bizi kısıtlayabileceği durumları bize sormadıkları sürece anlatmamalıyız. Bu ilk anda olumsuz bir ön yargı oluşturabilir. Ancak çalışma ortamında ihtiyaç duyabileceğiniz (görme engelliler için ekran okuma programı gibi) gereksinimlerimizi belirtebiliriz.
Engelli olarak sahip olduğumuz vasıflar ve verilecek görevleri göz önüne alarak bize sorulacak bir soruda ne kadar ücret talep ettiğimizdir. “Benim için fark etmez” ya da “Siz ne kadar takdir ederseniz” gibi cevaplar yerine, istediğimiz iş pozisyonuna farklı şirketlerde ne kadar maaş verildiğini öğrenip, işveren soruyu sorduğunda belirlediğimiz aralığı vermeliyiz.
Eğer uygun bir iş bulmuş ve görüşmeye çağırılmışsak bu fırsatı mutlaka en iyi şekilde değerlendirmeliyiz. Görüşme aşamasına kadar gelebilmişsek, kaybetmemek için çaba göstermeliyiz. Unutmayalım iş aramakta ve bulmakta zor.” AHMET BEŞENK
İş aramak bir dert, iş bulmak ise apayrı bir dert, işte tutunabilmek ve kalıcı olabilmek ise çok daha büyük bir dert. Birde engelli olup iş bulmak için gayret edenler var, işte onlar için iş bulmak ve başlamak büyük eziyet.
Diyarbakır’da engelli bireylere bakış açısının pozitif olmadığı herkes tarafından bilinirken birde engelli bir birey olarak iş bulmak ise adeta imkansız.
İş görüşmelerinde kendine güveni tam olmayan engelli bireylerine tavsiyelerde bulunan Engeloji kitabının yazarı olan ve kendiside engelli olan Aliye Yücel, şu tavsiyelerde bulunuyor: “Biliyoruz ki iş bulmadaki en önemli aşama iş görüşmesidir. İş görüşmeleriyle ilgili belirli kurallar vardır. Görüşmeye vaktinde gitmek, doğal olmak, görüşmeyi yaptığımız kişiyi dikkatli dinlemek ve sorularına net cevaplar vermek gibi… Ancak bir engelli olarak dikkat etmemiz gereken başka kurallar da var!
Bir engelli olarak iş görüşmesine giderken, öncelikle engelli olduğumuzdan dolayı olumsuz bir takım düşüncelerden arınmamız gerekir. Özgüveni koruyarak yapılacak iş görüşmesi çok daha olumlu olacaktır. Görüşmeyi yaptığımız kişiye potansiyelimizi, sorumluluk sahibi olduğumuzu, istekli olduğumuzu, öz güvenimizi, engelli bir birey olarak verilecek görevi en iyi yapabileceğimizi anlatabilmeliyiz. Özgüvenimizi işverene de yansıtmalıyız. Engellimizi değil, beceri ve deneyimlerimizi ön plana çıkartmalıyız.
Öncelikle engelli olduğunuz için fiziksel görünümünüzden dolayı, dikkat etsem de etmesem de engelliyim, mantığında kesinlikle uzak durmamız gerekir. Görünüşümüze, giyimimize özen göstermeli ve eğer mümkünse iş başvurusu yaptığımız şirkete uygun giysilerle gitmeliyiz.
Görüşmeye çağırıldığımız şirketin bize sağladığı ya da sağlayacağı imkanlar (ulaşım, bedensel engelliysek şirketteki mimarinin engelinize uygunluğu, yemek, sosyal güvence gibi) hakkında önceden bilgi edinmeli, neden o şirkette çalışmak istediğimiz sorulduğunda da uygun cevaplar vermeliyiz. Böylelikle orada çalışmaya istekli olduğumuzu karşımızdakine yansıtmalıyız.
İş görüşmesi sırasında engelli adaylara yöneltilen en yaygın sorulardan biri engellinin işveren için bir problem ya da özel bir talep getirip getirmeyeceğidir. Kesinlikle engellimizi duygu sömürüsü ya da duygusal bir beklenti aracı olarak kullanmamalı ve karşımızdakinin böyle anlamlar çıkarmaması için çok dikkat etmeliyiz. Engellimizi kullanarak ayrıcalık istememiz, duygu sömürüsü yapmamız, engellimizi ön plana çıkarmamız gibi yanlış anlaşılmalardan ya da ön yargıların meydana gelmesinden kesinlikle kaçınmalıyız.
Engellimizin bizi kısıtlayabileceği durumları bize sormadıkları sürece anlatmamalıyız. Bu ilk anda olumsuz bir ön yargı oluşturabilir. Ancak çalışma ortamında ihtiyaç duyabileceğiniz (görme engelliler için ekran okuma programı gibi) gereksinimlerimizi belirtebiliriz.
Engelli olarak sahip olduğumuz vasıflar ve verilecek görevleri göz önüne alarak bize sorulacak bir soruda ne kadar ücret talep ettiğimizdir. “Benim için fark etmez” ya da “Siz ne kadar takdir ederseniz” gibi cevaplar yerine, istediğimiz iş pozisyonuna farklı şirketlerde ne kadar maaş verildiğini öğrenip, işveren soruyu sorduğunda belirlediğimiz aralığı vermeliyiz.
Eğer uygun bir iş bulmuş ve görüşmeye çağırılmışsak bu fırsatı mutlaka en iyi şekilde değerlendirmeliyiz. Görüşme aşamasına kadar gelebilmişsek, kaybetmemek için çaba göstermeliyiz. Unutmayalım iş aramakta ve bulmakta zor.” AHMET BEŞENK