Tam iki yıl oldu Mevlüt Mergen’i kaybedeli. Sanki dün gibi hatırlıyorum çalışkanlığını, dürüstlüğünü, örnek alınacak yaşam biçimini. Onun bedeni her fani gibi toprak oldu, ancak şiirleri, köşe yazıları, kitapları, kısacası bıraktığı eserleriyle hâlâ gönlümüzde yaşıyor. Ve sevenleri tarafından asla unutulmadı. Dolayısiyle, bu günkü yazımızı bu değerli insana ayırdık…
MEVLÜT MERGEN KİMDİR ?
Mevlüt Mergen, 1942 yılında Diyarbakır’ın Sur ilçesinde dünyaya geldi. Babasının adı Şahabettin Annesinin adı Saadet hanımdır. Baba tarafından Malazgirt’li olan Mergen, anne tarafından Erzurum’ludur. Çarlık Rusyasının Doğu Anadolu’yu ele geçirmek üzere harekete geçtiği yıllarda yaşanan toplu göçler sırasında babası Şahabettin Efendi çocuk yaşta olmasına rağmen Malazgirt’ten Diyarbekir’e göç etmiştir.
Savaş yılları olması, ülke ekonomisinin dar boğazda olmasının doğurduğu ekonomik sıkıntılar sebebiyle okul çağına gelmesine rağmen okula gönderilmemiştir. Hayatında hiç okula gitmemesine rağmen, kendi kendine okuma yazma öğrenmiştir.
Hiçbir zaman okuma arzusunu frenlememiş; yılmamış, ilkokul, ortaokul ve lise diplomasını hariçten alarak büyük bir başarıya imza atmıştır.
Kasım 1953 tarihinde yayın hayatına henüz başlamış olan merhum babam Yaşar Evirgen’in sahibi olduğu ‘Yeni Yurt’ gazetesinde çırak olarak çalışmaya başlamıştır.
1964 yılında evlenmiş ve 1965 yılında gittiği askerlik dönüşü Yeni Şark Postası gazetesinde çalışmaya devam etmiştir.
1970 yılında Dicle Üniversitesi Matbaasına mürettip kadrosuyla girmiş, aralıksız olarak 24 yıl burada mesleğini başarıyla sürdürmüş ve emekli olmuştur.
Emekli olduktan sonra sanat ve kültür çalışmalarına ağırlık vermiş, bu arada birbirinden değerli kitaplar ve şiirler kaleme almıştır.
1953 yılında çırak olarak çalıştığı Yeni Yurt Gazetesi’nde bu kez 2005 yılı mayıs ayında köşe yazarı olarak görev almıştır.
Mergen’in yazıları ve şiirleri geniş bir okuyucu kitlesi tarafından takdirle karşılanmış, gazetedeki söyleşileri daha geniş halk kitlelerine erişmesini sağlayacak olan TRT GAP Radyosu’nda kendi sesinden yayınlanmıştır.
On yıla yakın bir zaman zarfında, radyo sohbetlerinin sürdüğü Mergen’in şiirleri daha sonra kitaplaştırılmıştır.
Mevlüt Mergen, siyasetten uzak durmaya çalışmış, ancak bir şeyler yazması gerektiğini düşünerek doğup büyüdüğü şehrin giderek kaybolmaya yüz tutan kültürünü konu alan yazılar, şiirler kaleme almıştır. Bu yazılarında ve şiirlerinde feryat edercesine hep yakınmıştır. Bu kültürün gelecek kuşaklar tarafından bilinmesi için ‘yazmalıyım’ diye düşünmüş ve yazdıklarının toplamından ‘Bibinin Diyarbekir Feryadı’ adlı kitap ortaya çıkmıştır.
Bu kitap kısa zamanda tükenmiş ve ikinci baskısı yapılmıştır. Yazmak hep yazmak alışkanlığı sayesinde, yazın dünyasına ‘Manzum Şiirsel Diyarbekir Hikayeleri’ kitabını kazandırmıştır.
Mevlüt Mergen giderek bozulan sağlığını ve ilerleyen yaşını göz önüne alarak ‘şimdiye kadar yazdıklarımı ayrı bir kitapta toplayayım’ diye düşünmüş, ‘Peygamberler ve Sahabeler Şehri Sevdam Diyarbekir’ adlı kitabına imza atmıştır. Daha sonra ‘Ben Küçemi Özledim’ kitabını kaleme alan Mergen son nefesine kadar yazmayı bırakmamış, kadim kentimizin kültürüne ve sanatına iz bırakan isimlerden biri olmuştur.
2017 Kasım ayında 53 yıllık hayat arkadaşının vefatı ve % 85 oranında engelli raporu olmasına rağmen, yazmaktan vazgeçmemiş son olarak kaleme aldığı ‘On Gözlüdür Gamzedeler Köprüsü’ adlı romanını okurlarıyla buluşturmuştur.
ÖLDÜĞÜ GÜN BİLE, KÖŞE YAZISI YAYINLANDI
Ağaçlar ayakta ölür diye bir söz vardır. Mevlüt Mergen de tabiri caizse ayakta ölmüştü. Çünkü son nefesine kadar çok sevdiği okumaktan yazmaktan vazgeçmemişti. Değerli büyüğümüz Mevlüt Mergen yalnız Yeni Yurt Gazetesinde değil, Diyarbakır Haber, Özgür Haber ve son olarak Öz Diyarbakır gazetelerinde çeşitli dönemlerde köşe yazıları ve şiirleri yayınlanmıştır.
Hatta vefat ettiği 29 Eylül 2022 Perşembe günü bile son yazısını kaleme almış, gazeteye göndermiştir. O gece, bu son yazısı matbaada baskıya girerken, maalesef kendisi hakka yürümüştür. Ne hazindir ki, Öz Diyarbakır Gazetesi’nde en son yayınlanan bu köşe yazısının son cümlesi ise, bir tevafuk sonucu ‘Ömrünüze bereket’ şeklinde olmuştur.
Evet değerli okurlar, bu dünyadan bir Mevlüt Mergen geçti.
Hayatı boyunca Diyarbekir’ın fahri bir kültür elçisi gibi çalıştı, çabaladı. Yazılarında hiç kimseyi rencide etmedi. Daima yazılarında doğruluktan, dürüstlükten bahsetti. Güzel ve olumlu mesajlar verdi. Baba dostu değerli insan Mevlüt ağabey ile yarım asır boyunca, bir arada olduk. Onunla yol arkadaşlığı yaptık. Nasihatlerini dinledik. Çoğunlukla onu örnek alarak, edebi sohbetler yaptık. Tasavvuf ehli, dürüst, onurlu, gerçek bir Diyarbekir Beyefendisiydi. Kısacası; son dönemlerde özlemini çektiğimiz nesli tükenmeye yüz tutmuş, değerli insanlardan biriydi.
Vefatının 2. Yıldönümünde değerli büyüğümüz Mevlüt Mergen’i rahmet, minnet ve saygıyla anıyoruz. Ruhu şad, mekânı cennet olsun…
*
NOT: 28 Eylül 2024 Cumartesi günü saat 14.30’te Ahmed Arif Müzesi’nde (Ulu Cami yanı) Mevlüt Mergen adına bir anma etkinliği düzenlenecektir. Tüm halkımız davetlidir…
Ayrıca 30 Eylül 2024 saat 11.40’ta TRT Gap Diyarbakır radyosu canlı yayında Mevlüt Mergen’in hayatı ve edebi kişiliğini anlatmaya çalışacağım. Yolu Diyarbekir sevgisinden geçen herkese duyurulur…