Hayatta en çok kaybettiğimiz şey ne biliyor musunuz?
Para değil, fırsat değil… Zaman.
Birçoğumuz “vaktim yok” diyoruz ama aslında zaman hep var; biz onu nereye koyacağımızı bilmiyoruz.
Elimizde telefon, aklımız geçmişte, kalbimiz yarında…
Bugünü yaşamak diye bir şey kalmadı sanki.
Oysa zaman, bir insanın sahip olabileceği en büyük servettir.
Ne kadar zengin olursak olalım, ne kadar güçlü hissedersek hissedelim, zamanı geri alamıyoruz.
Bir gün, bir saat, bir dakika bile... Gitti mi, dönmüyor.
Zaman Neden Bu Kadar Değerli?
Çünkü zaman, hayatın ölçüsü.
Yapmak istediklerimizi, sevdiklerimizi, hayallerimizi hep “bir gün” diyerek erteliyoruz.
Ama o “bir gün” hiçbir zaman gelmiyor.
Oysa bugünün küçük adımı, yarının en büyük değişimini başlatabilir.
Zamanı verimli kullanmak sadece plan yapmak değil; aynı zamanda neyin önemli olduğunu fark etmektir.
Bazen bir kahve içimi sohbet, bir saatlik yürüyüş, bir dostla geçirilen akşam, yıllarca beklediğimiz huzurdan daha kıymetlidir.
Erteleme yerine başla. Mükemmel zamanı bekleme, çünkü o asla gelmez.
Kıyaslama yerine odaklan. Herkesin temposu farklı, sen kendi yoluna bak.
Dolu anlar biriktir. Telefon ekranına değil, gerçek hayata dokun.
Kendine vakit ayır. Çünkü sen tükenirsen, hiçbir şeyin anlamı kalmaz.