Yaptıkları analiz ve çalışmalarla Türkiye gündemine damgasını vuran MAK danışmanlığın aralarında Diyarbakır’ın da olduğu 30 ilde gerçekleştirdiği detaylı bir çalışma dün siz gazetemiz okurları için özel olarak yazı dizisi olarak yayınlanmaya başladı. MAK Danışmanlık Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Kulat’ın önderliğinde gerçekleştirilen araştırma sonucunun devamı ise bugünkü yazı dizimizde. Bu günkü yazı dizisinin en ilgi çeken yön ise ABD ile ilgili yapılan anket çalışması. Vatandaşlara, ‘Son gelişmeleri de dikkate aldığımızda ABD’nin halen Türkiye'nin müttefiki / dostu olduğunu söyleyebilir miyiz?’ sorusuna ezici bir çoğunluk, yüzde 88 ‘Hayır’ yanıtını verdi. Özelde Diyarbakır’da yaşayan vatandaşlar ABD’nin bu güne kadar yaptığı bir iyiliğin örnek olarak gösterilmeyeceğine dikkatleri çekiyorlar.
Seçimler erkene alınsın mı? ABD dost ve müttefikimiz mi? Rusya ile ilişkilerin ilerlemesini istiyor musunuz? Döviz kurlarındaki artışın nedenleri nelerdir? Gibi bir çok soruların da yer aldığı bir araştırma MAK Danışmanlık tarafından aralarında Diyarbakır’ın da olduğu 30 ilde yapıldı.
Yapılan araştırmanın sonucunda çarpıcı karşılıklar yer alırken vatandaşların ABD’yi hiçbir zaman dost olarak görmedikleri de ortaya çıktı. Başta Diyarbakırlılar olmak üzere yaklaşık yüzde 88 diliminde ezici bir çoğunluk ABD’yi dost ve müttefik olarak görmüyor.
İşte yazı dizisinin çarpıcı sonuçları:
NORMAL ŞARTLARDA 31 MART 2019 DA YAPILACAK OLAN YEREL SEÇİMLER (BELEDİYE) ERKEN TARİHE ALINMALI MIDIR?
Sorusuna araştırmamıza katılan katılımcıların % 32 si EVET, % 44 ü HAYIR derken katılımcıların % 24 ü ya cevap vermemekte ya da kararsız olduklarını beyan etmektedirler.
Önce Referandum sonra Genel Seçim ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri Türk toplumu peş peşe seçimlerle seçim yorgunu durumundadır. Kamuoyu araştırmalarına katılma konusunda bile son yıllarda son derece isteksiz davranan toplumun yerel seçimler konusunda kararı önemli oranda zamanında yapılması yönündedir.
Zaten yerel seçimlerin öne alınması anayasa değişikliği gerektirdiği için toplum başta ekonomi olmak üzere Cumhurbaşkanlığına yönelik yapısal değişiklikler, 24 Haziran öncesi verilen vaatler vb. nedenlerle TBMM’nin ve hükümetin yoğunlaşması gereken konunun erken seçim değil bu düzenlemeler olması gerektiğini ifade etmektedir.
SON GELİŞMELERİ DE DİKKATE ALDIĞIMIZDA ABD NİN HALEN TÜRKİYE'NİN MÜTTEFİKİ / DOSTU OLDUĞUNU SÖYLEYEBİLİR MİYİZ?
Sorusuna katılımcıların % 88 gibi ezici bir çoğunluğu HAYIR demektedir. Toplum ABD’yi net olarak Türkiye Cumhuriyetine karşı hasmane tavırlar geliştiren bir düşman olarak algılamaktadır.
1960 ihtilalı, 1980 darbesi ve son olarak 15 Temmuz hain kalkışmasının arkasında “geride çirkin ayak izlerini bırakan” ABD’nin müttefik olarak algısı, uluslararası hukuk teamülleri bir yana milletin vicdanında net olarak bitmiştir.
Türk toplumunun her bölgeden, her siyasi partiden her mezhep ve meşrepten her etnisiteden nerdeyse ittifakla rahatsızlığını anlatan net bir sonuçla karşı karşıyayız. Türk milleti farklı politik tercihlerine farklı kanaatlerine rağmen konu ülke bütünlüğü olduğunda çok net ve ortak tavır sergileyebilen bir millettir. Bu tablo siyasi iradenin toplumsal desteğini göstermesi bakımından önemli olup milli iradenin tecellisidir. Zaten bu net tavır ABD’nin bu saldırgan tavrı sonrası misliyle verilen cevaplarla karşılık bulmuştur.
Birileri Türkiye’yi dünkü Türkiye, ABD yi de dünkü ABD zannetse de ne biz dünkü edilgen ülkeyiz ne de ABD dünyanın jandarması konumunda değildir.
TÜRKİYE'NİN ABD NİN AMBARGO VE MÜEYYİDE TEHDİTLERİ KARŞISINDA RUSYA İLE BAŞTA ASKERİ OLMAK ÜZERE İLİŞKİLERİNİ GELİŞTİRMESİNİ DESTEKLİYOR MUSUNUZ?
Sorusuna kararsızlar hariç toplumun % 62 lik ezici bir çoğunluğu EVET diyerek hükümetin ve Sayın Başkan Erdoğan’ın bu yöndeki adımlarına desteğini izhar etmektedir.
Türk toplumu tarih boyunca her türlü baskıya ve dış müdehaleye direnen bağımsızlığına en düşkün milletlerin başında gelir. Geçmişte uzun süre müttefiklik hukukuna samimi bir sadakatle bağlı olduğu Nato ve ABD nin artık alenen ve ayyuka çıkan çirkin tehditleri karşısında hem kendi özgürlüğüne helal getirmeme adına hemde ABD nin dünyada tek alternatif olmadığını gösterme adına farklı alanlarda farklı ortaklıklara girebileceğini göstermesi önemlidir. Şu anda başta Rusya olmak üzere farklı ülkelerle farklı alanlarda çözüm ortaklıkları yapması bağımsız ve hür iradesini göstermektedir.
SİZE GÖRE ÜLKEMİZDE DOLAR BAŞTA OLMAK ÜZERE DÖVİZ KURLARINDAKİ ARTIŞIN NEDENİ NEDİR?
Sorusuna katılımcıların % 55 i “ABD başta olmak üzere döviz kurları üzerinden ülkemize uygulanan baskı politikası” şeklinde cevap vermişlerdir. Katılımcıların %12 si sorumluluğu Ekonominin kötü yönetimi ile izah ederken, % 8 lik bir kesim peş peşe seçimlerin yapılmasını sorumlu olarak görmektedir. Bu soruya toplumun % 25 lik yani her dört katılımcıdan biri ya görüş belirtmemiş ya da kararsız olduğunu ifade etmektedir.
24 Haziran seçimleri sonrası ülkede ekonomik verilerin genel itibarıyla gayet iyi olduğu, siyasi istikrarın her zamandakinden daha iyi olduğu, turizm gelirlerinin zirve yaptığı vb. bir dönemde hem de ABD başkanının alenen tehdidiyle başlayan bir süreçte artan döviz fiyatları toplumun bu tezgahın arakasındaki gücün Türkiye’ye ekonomik anlamda diz çöktürme operasyonu olduğunu görme nedeni olmuştur. Türk toplumu tarihinde hiç olmadığı kadar ABD ye öfkelidir. Ancak bu öfke toplumsal anlamda bir kenetlenme ve bilinç inşasına da sebep olmuştur. AHMET BEŞENK
Seçimler erkene alınsın mı? ABD dost ve müttefikimiz mi? Rusya ile ilişkilerin ilerlemesini istiyor musunuz? Döviz kurlarındaki artışın nedenleri nelerdir? Gibi bir çok soruların da yer aldığı bir araştırma MAK Danışmanlık tarafından aralarında Diyarbakır’ın da olduğu 30 ilde yapıldı.
Yapılan araştırmanın sonucunda çarpıcı karşılıklar yer alırken vatandaşların ABD’yi hiçbir zaman dost olarak görmedikleri de ortaya çıktı. Başta Diyarbakırlılar olmak üzere yaklaşık yüzde 88 diliminde ezici bir çoğunluk ABD’yi dost ve müttefik olarak görmüyor.
İşte yazı dizisinin çarpıcı sonuçları:
NORMAL ŞARTLARDA 31 MART 2019 DA YAPILACAK OLAN YEREL SEÇİMLER (BELEDİYE) ERKEN TARİHE ALINMALI MIDIR?
Sorusuna araştırmamıza katılan katılımcıların % 32 si EVET, % 44 ü HAYIR derken katılımcıların % 24 ü ya cevap vermemekte ya da kararsız olduklarını beyan etmektedirler.
Önce Referandum sonra Genel Seçim ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri Türk toplumu peş peşe seçimlerle seçim yorgunu durumundadır. Kamuoyu araştırmalarına katılma konusunda bile son yıllarda son derece isteksiz davranan toplumun yerel seçimler konusunda kararı önemli oranda zamanında yapılması yönündedir.
Zaten yerel seçimlerin öne alınması anayasa değişikliği gerektirdiği için toplum başta ekonomi olmak üzere Cumhurbaşkanlığına yönelik yapısal değişiklikler, 24 Haziran öncesi verilen vaatler vb. nedenlerle TBMM’nin ve hükümetin yoğunlaşması gereken konunun erken seçim değil bu düzenlemeler olması gerektiğini ifade etmektedir.
SON GELİŞMELERİ DE DİKKATE ALDIĞIMIZDA ABD NİN HALEN TÜRKİYE'NİN MÜTTEFİKİ / DOSTU OLDUĞUNU SÖYLEYEBİLİR MİYİZ?
Sorusuna katılımcıların % 88 gibi ezici bir çoğunluğu HAYIR demektedir. Toplum ABD’yi net olarak Türkiye Cumhuriyetine karşı hasmane tavırlar geliştiren bir düşman olarak algılamaktadır.
1960 ihtilalı, 1980 darbesi ve son olarak 15 Temmuz hain kalkışmasının arkasında “geride çirkin ayak izlerini bırakan” ABD’nin müttefik olarak algısı, uluslararası hukuk teamülleri bir yana milletin vicdanında net olarak bitmiştir.
Türk toplumunun her bölgeden, her siyasi partiden her mezhep ve meşrepten her etnisiteden nerdeyse ittifakla rahatsızlığını anlatan net bir sonuçla karşı karşıyayız. Türk milleti farklı politik tercihlerine farklı kanaatlerine rağmen konu ülke bütünlüğü olduğunda çok net ve ortak tavır sergileyebilen bir millettir. Bu tablo siyasi iradenin toplumsal desteğini göstermesi bakımından önemli olup milli iradenin tecellisidir. Zaten bu net tavır ABD’nin bu saldırgan tavrı sonrası misliyle verilen cevaplarla karşılık bulmuştur.
Birileri Türkiye’yi dünkü Türkiye, ABD yi de dünkü ABD zannetse de ne biz dünkü edilgen ülkeyiz ne de ABD dünyanın jandarması konumunda değildir.
TÜRKİYE'NİN ABD NİN AMBARGO VE MÜEYYİDE TEHDİTLERİ KARŞISINDA RUSYA İLE BAŞTA ASKERİ OLMAK ÜZERE İLİŞKİLERİNİ GELİŞTİRMESİNİ DESTEKLİYOR MUSUNUZ?
Sorusuna kararsızlar hariç toplumun % 62 lik ezici bir çoğunluğu EVET diyerek hükümetin ve Sayın Başkan Erdoğan’ın bu yöndeki adımlarına desteğini izhar etmektedir.
Türk toplumu tarih boyunca her türlü baskıya ve dış müdehaleye direnen bağımsızlığına en düşkün milletlerin başında gelir. Geçmişte uzun süre müttefiklik hukukuna samimi bir sadakatle bağlı olduğu Nato ve ABD nin artık alenen ve ayyuka çıkan çirkin tehditleri karşısında hem kendi özgürlüğüne helal getirmeme adına hemde ABD nin dünyada tek alternatif olmadığını gösterme adına farklı alanlarda farklı ortaklıklara girebileceğini göstermesi önemlidir. Şu anda başta Rusya olmak üzere farklı ülkelerle farklı alanlarda çözüm ortaklıkları yapması bağımsız ve hür iradesini göstermektedir.
SİZE GÖRE ÜLKEMİZDE DOLAR BAŞTA OLMAK ÜZERE DÖVİZ KURLARINDAKİ ARTIŞIN NEDENİ NEDİR?
Sorusuna katılımcıların % 55 i “ABD başta olmak üzere döviz kurları üzerinden ülkemize uygulanan baskı politikası” şeklinde cevap vermişlerdir. Katılımcıların %12 si sorumluluğu Ekonominin kötü yönetimi ile izah ederken, % 8 lik bir kesim peş peşe seçimlerin yapılmasını sorumlu olarak görmektedir. Bu soruya toplumun % 25 lik yani her dört katılımcıdan biri ya görüş belirtmemiş ya da kararsız olduğunu ifade etmektedir.
24 Haziran seçimleri sonrası ülkede ekonomik verilerin genel itibarıyla gayet iyi olduğu, siyasi istikrarın her zamandakinden daha iyi olduğu, turizm gelirlerinin zirve yaptığı vb. bir dönemde hem de ABD başkanının alenen tehdidiyle başlayan bir süreçte artan döviz fiyatları toplumun bu tezgahın arakasındaki gücün Türkiye’ye ekonomik anlamda diz çöktürme operasyonu olduğunu görme nedeni olmuştur. Türk toplumu tarihinde hiç olmadığı kadar ABD ye öfkelidir. Ancak bu öfke toplumsal anlamda bir kenetlenme ve bilinç inşasına da sebep olmuştur. AHMET BEŞENK