AHMET BEŞENK
Kamu Hastaneleri Genel Sekreterliğinin Sağlık Müdürlüklerine bağlanması ile birlikte Diyarbakır’ın sağlık alanında umutları yeniden yeşermiş, sağlıktaki hantal yapının yerini kaliteli hizmete bırakacağı beklentileri de gündeme gelmişti. Bu çerçevede sürekli aleyhinde haberler çıkan ve oldukça da şöhret kazanan Selahaddini Eyyubi Devlet Hastanesinin de yönetimi değişmiş, Şenol Gedik’ten Boşalan Başhekimlik koltuğuna Sedat Özkul, Ahmet Eliaçık’ın ayrıldığı Mali İşler Müdürlüğü koltuğuna da Eşref Ensarioğlu geçti. Yaklaşık 2,5 ay önce yaşanan görev değişiminin ardından Başhekim Özkul, yeni ekibi ile kameralar karşısına geçerek yapacağı çalışmaları özetlemiş ve bunun içinde söz vermişti. Aradan geçen süre içersinde özellikle sosyal medya üzerinden paylaşılan bazı fotoğraflar dikkat çekmiş, hastanede oluşan fiş ve hasta kuyrukları kamuoyu tarafından deşifre edilerek ‘NEDEN’ diye sorulmuştu. Dün Başhekim Özkul hem verdiği sözlerin ne aşamada olduğunu hem de uzun kuyrukların nedenini söyledi. Vatandaşlar ise Merkezi Hastane Randevu Sistemi olarak bilinen 182 MHRS hattını aradıklarında uzun randevu sürelerinin verilmesini kalabalıklara gerekçe göstererek ‘Bu süre aralığında ölelim mi’ diyerek tepki gösterdiler.
Selahaddini Eyyubi Devlet Hastanesi Başhekimi Sedat Özkul’a verdiği sözleri hatırlattık ve sosyal medyada yayınlanan fotoğrafların gerçeklik payı ile nedenlerini sorduk.
‘SÖZÜMÜZ SÖZDÜR, ASLA GERİ DÖNÜŞÜ OLMAZ’
Başhekim Sedat Özkul, Selahaddini Eyyubi Devlet Hastanesine gelen hiçbir hastanın muayene olmadan, tetkikini yapmadan ayrılmadığına dikkat çekerek şunları kaydediyor: “Mevcutta şu anda yeni ekibimiz ile beraber yaklaşık 2,5 aydır başhekimliğini yaptığım Selahaddini Eyyubi Devlet Hastanesinde daha önce de birkaç yıllık idarecilik dönemim oldu. Doğal olarak hastaneyi çok iyi tanıyor ve biliyorum. Düzenlemiş olduğumuz toplantıda bazı sözler vermiştim ki söz benim için çok kıymetlidir. O gün itibari ile ne söylemiş isem ALLAH’IN izniyle herhangi bir engel ile karşılaşmazsak ki bu işler bazen çok farklı olabiliyor. Bazen bürokratik engeller olabiliyor, bazen işin mali boyutu olabiliyor gibi vs şeyler çıkabiliyor. Elimden geldikçe verdiğim sözleri yerine getireceğim ve bunun altına da imza atmış durumdayım, bundan kimsenin şüphesi olmasın.” dedi.
‘TİTİZLİKLE TAKİP EDİYORUM’
Hastanede çok elzem ihtiyaçların olduğuna da vurgu yapan Özkul: “Sabah saatlerinde bir toplantımız oldu ve ele aldığımız ilk konu şu oldu; Hastanemizde hasta yataklarımız, bekleme masaları, sandalyeleri var değişmesi gereken. Her gün buraları geziyorum, özellikle söylüyorum bunların hemen fizibilite raporlarını çıkartın, bunları değişelim, hastalarımız temiz, düzgün ve sağlam materyalleri kullansın. Artı ortopedik olsun, oturdukları koltuklar yırtık veya pis olmasın, hem vücuda hem de göze hitap etsin diye takiplerini yapıyoruz.” dedi.
‘SOSYAL MEDYADA Kİ İZDİHAM GÖRÜNTÜLERİ’
Hemen, hemen her gün sosyal medya aracılığı ile Selahaddini Eyyubi Devlet Hastanesinin fiş kesme bankoları ve polikliniklerinde oluşan mahşeri kalabalığın nedenlerini ise Başhekim Özkul şu cümlelerle özetledi: “Sosyal medyada birkaç tane resim çıktı ama bu esasen normal bir görüntü. Normal şartlarda sabah gelin, fiş almak için sıraya girmiş hastalardır bu insanlar. Bu kadar yoğun insan kalabalığının aynı anda fiş alması mümkün değil. Aslında sıkıntı şu olmalı, Fiş bulamayan hasta var mı? Gelip de muayene olamadık diyen var mı? Oysaki o görüntüde şu var, sabah oradan fiş almak için bekleyen hastalarımız ve yakınları var. Hastanemizde kesinlikle fiş bulamayan veya mağdur olan hasta yok. Bir başka konu ise şu; Bakanlığımızın uzun zamandan beridir yaptığı MHRS randevu sistemi var. Hastaneye girişte MHRS masası kurmuşuz ve oraya da iki arkadaşımızı bırakmışız. Demişiz ki, gelen hastalara siz MHRS randevusu alın. Amaç şu, hastamız bir dahaki sefere geldiğinde fiş için sıraya girmesin, böyle bir kaygısı olmasın. Hastanın muayene saati bellidir, saat kaçta ise randevusu o polikliniğe gidecek, beklemeden muayenesini olacak, o zaman bu hastamız beklemek gibi bir sıkıntıya düşmeyecek. Bu sistem burada, özellikle bu bölgemizde bir türlü kurulamıyor, vatandaşlarımız sisteme uymuyor. Bide halk olarak şöyle bir alışkanlığımız var; Aile hekimlerine daha çok ilaç yazdırmak veya ufak, tefek şeyler için gidiyorlar. Aslında bize gelen hastaların birçoğu Aile hekimlerinde sorunlarına çare bulabiliyorlar. Hastanemize günde 5 Bin 5 Yüz civarı hasta geliyor, bunların 4 Bine yakını poliklinik girişidir, Bin 500 kadarı da acil servis girişidir. Poliklinik girişi yapan 4 Bin kişiye baktığınızda bu oranın beklide yüzde 30’u çok rahatlıkla aile hekimlerimiz tarafından tedavi olabilir, aslında bize gelmelerine hiç gerek yok. Basit bir bademcik enfeksiyonu, soğuk algınlığı veya ayak burkulması gibi vakalar direk aile hekimlerine gitmiş olsa bu kalabalığı beklide görmemiş olacaksınız, işte bu ve benzer sebeplerle ilgili olarak hastalarımız ile bir türlü kontak, temas kuramadık ama biz yönetim olarak elimizden gelen tüm çalışmaları yapmaya sonuna kadar gayret sarf edeceğiz.” dedi.
‘MHRS 10 GÜN SONRAYA TARİH VERİYOR.
ÖLELİM Mİ BU ARAD?’
Merkezi Hastane Randevu Sistemi olarak bilinen 182 MHRS’yi arayarak randevu almak isteyen çok sayıda vatandaş ise sistemden oldukça muzdarip ve şikayetçi. Alo 182 hattını aradıklarını ve randevu talep ettiklerini belirten hastaların birçoğu kendilerine 1 hafta ile 15 gün arasında randevu verildiğine dikkat çekerek hastaneye gelmek zorunda kaldıklarına vurgu yapıyorlar ve serzenişlerini şu cümlelerle dillendiriyorlar: “Söz konusu Hasta Randevu Sistemi için verilen 182 hattını aramayı bizde çok iyi biliyoruz, birilerinin bize bunu söylemesine gerek yok. Gelin görün ki bu hattı aradığınız zaman size randevu 1 hafta ile 15 gün arasında bir süre içersinde gün veriliyor. Hasta olmazsanız zaten öyle bir arama yapmazsınız, madem siz kurallara uyarak arama yapıyorsunuz o zaman verilen gülerin uzunluğunun anlamı nedir? Biz mecbur kalmaz isek bu hastanenin koridorlarını sabahın köründen akşamın karanlığına kadar aşındırmayı çok mu seviyoruz. İsterseniz birlikte doktorların kapısına gidelim ve sizi yönlendirdikleri yerlerde nasıl bir mücadele verdiğimizi de haberinize taşıyın. Kardeşim bu koskoca hastanede tek olan o kadar cihaz var ki, siz bu kadar hastaya tek cihazla hizmeti nasıl vereceksiniz? Kalp hastaları buraya geldiği zaman yatırılacakları bir servis yok, akşamları acillerde yaşanan eziyetler ayrı sorunlar zaten. Bu sözlerimizi lütfen olduğu gibi verin, en azından bahane üretenler, bizim hiçbir şey bilmediğimizi düşünmesinler. Aradığımız hattın diğer ucundaki kişiler bizlere uzun süre veriyor randevu için, ne yapalım bu verilen süre aralığında ölelim mi?” Diyerek tepkilerini ortaya koydular.
Hasta yoğunluğu bakımından bulunduğu konum itibari ile şehrin merkezine hitap eden Selahaddini Eyyubi Devlet Hastanesinin en kısa zamanda daha geniş bir kompleks haline gelmesi ve ihtiyaçlarını karşılaması ise ivedilik gerektiriyor.
Kamu Hastaneleri Genel Sekreterliğinin Sağlık Müdürlüklerine bağlanması ile birlikte Diyarbakır’ın sağlık alanında umutları yeniden yeşermiş, sağlıktaki hantal yapının yerini kaliteli hizmete bırakacağı beklentileri de gündeme gelmişti. Bu çerçevede sürekli aleyhinde haberler çıkan ve oldukça da şöhret kazanan Selahaddini Eyyubi Devlet Hastanesinin de yönetimi değişmiş, Şenol Gedik’ten Boşalan Başhekimlik koltuğuna Sedat Özkul, Ahmet Eliaçık’ın ayrıldığı Mali İşler Müdürlüğü koltuğuna da Eşref Ensarioğlu geçti. Yaklaşık 2,5 ay önce yaşanan görev değişiminin ardından Başhekim Özkul, yeni ekibi ile kameralar karşısına geçerek yapacağı çalışmaları özetlemiş ve bunun içinde söz vermişti. Aradan geçen süre içersinde özellikle sosyal medya üzerinden paylaşılan bazı fotoğraflar dikkat çekmiş, hastanede oluşan fiş ve hasta kuyrukları kamuoyu tarafından deşifre edilerek ‘NEDEN’ diye sorulmuştu. Dün Başhekim Özkul hem verdiği sözlerin ne aşamada olduğunu hem de uzun kuyrukların nedenini söyledi. Vatandaşlar ise Merkezi Hastane Randevu Sistemi olarak bilinen 182 MHRS hattını aradıklarında uzun randevu sürelerinin verilmesini kalabalıklara gerekçe göstererek ‘Bu süre aralığında ölelim mi’ diyerek tepki gösterdiler.
Selahaddini Eyyubi Devlet Hastanesi Başhekimi Sedat Özkul’a verdiği sözleri hatırlattık ve sosyal medyada yayınlanan fotoğrafların gerçeklik payı ile nedenlerini sorduk.
‘SÖZÜMÜZ SÖZDÜR, ASLA GERİ DÖNÜŞÜ OLMAZ’
Başhekim Sedat Özkul, Selahaddini Eyyubi Devlet Hastanesine gelen hiçbir hastanın muayene olmadan, tetkikini yapmadan ayrılmadığına dikkat çekerek şunları kaydediyor: “Mevcutta şu anda yeni ekibimiz ile beraber yaklaşık 2,5 aydır başhekimliğini yaptığım Selahaddini Eyyubi Devlet Hastanesinde daha önce de birkaç yıllık idarecilik dönemim oldu. Doğal olarak hastaneyi çok iyi tanıyor ve biliyorum. Düzenlemiş olduğumuz toplantıda bazı sözler vermiştim ki söz benim için çok kıymetlidir. O gün itibari ile ne söylemiş isem ALLAH’IN izniyle herhangi bir engel ile karşılaşmazsak ki bu işler bazen çok farklı olabiliyor. Bazen bürokratik engeller olabiliyor, bazen işin mali boyutu olabiliyor gibi vs şeyler çıkabiliyor. Elimden geldikçe verdiğim sözleri yerine getireceğim ve bunun altına da imza atmış durumdayım, bundan kimsenin şüphesi olmasın.” dedi.
‘TİTİZLİKLE TAKİP EDİYORUM’
Hastanede çok elzem ihtiyaçların olduğuna da vurgu yapan Özkul: “Sabah saatlerinde bir toplantımız oldu ve ele aldığımız ilk konu şu oldu; Hastanemizde hasta yataklarımız, bekleme masaları, sandalyeleri var değişmesi gereken. Her gün buraları geziyorum, özellikle söylüyorum bunların hemen fizibilite raporlarını çıkartın, bunları değişelim, hastalarımız temiz, düzgün ve sağlam materyalleri kullansın. Artı ortopedik olsun, oturdukları koltuklar yırtık veya pis olmasın, hem vücuda hem de göze hitap etsin diye takiplerini yapıyoruz.” dedi.
‘SOSYAL MEDYADA Kİ İZDİHAM GÖRÜNTÜLERİ’
Hemen, hemen her gün sosyal medya aracılığı ile Selahaddini Eyyubi Devlet Hastanesinin fiş kesme bankoları ve polikliniklerinde oluşan mahşeri kalabalığın nedenlerini ise Başhekim Özkul şu cümlelerle özetledi: “Sosyal medyada birkaç tane resim çıktı ama bu esasen normal bir görüntü. Normal şartlarda sabah gelin, fiş almak için sıraya girmiş hastalardır bu insanlar. Bu kadar yoğun insan kalabalığının aynı anda fiş alması mümkün değil. Aslında sıkıntı şu olmalı, Fiş bulamayan hasta var mı? Gelip de muayene olamadık diyen var mı? Oysaki o görüntüde şu var, sabah oradan fiş almak için bekleyen hastalarımız ve yakınları var. Hastanemizde kesinlikle fiş bulamayan veya mağdur olan hasta yok. Bir başka konu ise şu; Bakanlığımızın uzun zamandan beridir yaptığı MHRS randevu sistemi var. Hastaneye girişte MHRS masası kurmuşuz ve oraya da iki arkadaşımızı bırakmışız. Demişiz ki, gelen hastalara siz MHRS randevusu alın. Amaç şu, hastamız bir dahaki sefere geldiğinde fiş için sıraya girmesin, böyle bir kaygısı olmasın. Hastanın muayene saati bellidir, saat kaçta ise randevusu o polikliniğe gidecek, beklemeden muayenesini olacak, o zaman bu hastamız beklemek gibi bir sıkıntıya düşmeyecek. Bu sistem burada, özellikle bu bölgemizde bir türlü kurulamıyor, vatandaşlarımız sisteme uymuyor. Bide halk olarak şöyle bir alışkanlığımız var; Aile hekimlerine daha çok ilaç yazdırmak veya ufak, tefek şeyler için gidiyorlar. Aslında bize gelen hastaların birçoğu Aile hekimlerinde sorunlarına çare bulabiliyorlar. Hastanemize günde 5 Bin 5 Yüz civarı hasta geliyor, bunların 4 Bine yakını poliklinik girişidir, Bin 500 kadarı da acil servis girişidir. Poliklinik girişi yapan 4 Bin kişiye baktığınızda bu oranın beklide yüzde 30’u çok rahatlıkla aile hekimlerimiz tarafından tedavi olabilir, aslında bize gelmelerine hiç gerek yok. Basit bir bademcik enfeksiyonu, soğuk algınlığı veya ayak burkulması gibi vakalar direk aile hekimlerine gitmiş olsa bu kalabalığı beklide görmemiş olacaksınız, işte bu ve benzer sebeplerle ilgili olarak hastalarımız ile bir türlü kontak, temas kuramadık ama biz yönetim olarak elimizden gelen tüm çalışmaları yapmaya sonuna kadar gayret sarf edeceğiz.” dedi.
‘MHRS 10 GÜN SONRAYA TARİH VERİYOR.
ÖLELİM Mİ BU ARAD?’
Merkezi Hastane Randevu Sistemi olarak bilinen 182 MHRS’yi arayarak randevu almak isteyen çok sayıda vatandaş ise sistemden oldukça muzdarip ve şikayetçi. Alo 182 hattını aradıklarını ve randevu talep ettiklerini belirten hastaların birçoğu kendilerine 1 hafta ile 15 gün arasında randevu verildiğine dikkat çekerek hastaneye gelmek zorunda kaldıklarına vurgu yapıyorlar ve serzenişlerini şu cümlelerle dillendiriyorlar: “Söz konusu Hasta Randevu Sistemi için verilen 182 hattını aramayı bizde çok iyi biliyoruz, birilerinin bize bunu söylemesine gerek yok. Gelin görün ki bu hattı aradığınız zaman size randevu 1 hafta ile 15 gün arasında bir süre içersinde gün veriliyor. Hasta olmazsanız zaten öyle bir arama yapmazsınız, madem siz kurallara uyarak arama yapıyorsunuz o zaman verilen gülerin uzunluğunun anlamı nedir? Biz mecbur kalmaz isek bu hastanenin koridorlarını sabahın köründen akşamın karanlığına kadar aşındırmayı çok mu seviyoruz. İsterseniz birlikte doktorların kapısına gidelim ve sizi yönlendirdikleri yerlerde nasıl bir mücadele verdiğimizi de haberinize taşıyın. Kardeşim bu koskoca hastanede tek olan o kadar cihaz var ki, siz bu kadar hastaya tek cihazla hizmeti nasıl vereceksiniz? Kalp hastaları buraya geldiği zaman yatırılacakları bir servis yok, akşamları acillerde yaşanan eziyetler ayrı sorunlar zaten. Bu sözlerimizi lütfen olduğu gibi verin, en azından bahane üretenler, bizim hiçbir şey bilmediğimizi düşünmesinler. Aradığımız hattın diğer ucundaki kişiler bizlere uzun süre veriyor randevu için, ne yapalım bu verilen süre aralığında ölelim mi?” Diyerek tepkilerini ortaya koydular.
Hasta yoğunluğu bakımından bulunduğu konum itibari ile şehrin merkezine hitap eden Selahaddini Eyyubi Devlet Hastanesinin en kısa zamanda daha geniş bir kompleks haline gelmesi ve ihtiyaçlarını karşılaması ise ivedilik gerektiriyor.