ÖZEL HABER

Diyarbakır’ın taşlarına ruh veren usta!

Fransızca öğretmenliğinden taş ustalığına uzanan bir hayat hikayesi... Diyarbakır’da 20 yılı aşkın süredir yalnızca çekiç ve murçla taş işleyen Mahmut Nurettin Medyalıoğulları, bugüne kadar 500’ün üzerinde esere imza attı. Ancak o, eserlerini satmıyor; bir taş müzesi kurup Diyarbakır’ın kültürel mirasına kalıcı bir değer bırakmak istiyor.

Abone Ol

DİYARBAKIR HABER- Diyarbakır’da 20 yıldır taşlara hayat veren bir usta…

Emekli Fransızca öğretmeni Mahmut Nurettin Medyalıoğulları, eline aldığı çekiç ve murçla her gün sabırla taş yontuyor.

Hiçbir makine kullanmadan, tamamen el emeğiyle yaptığı eserlerle kentte adeta yaşayan bir “taş hafızası” oluşturan Medyalıoğulları, “Diyarbakır gibi bazalt taşıyla anılan bir şehirde neden bir taş müzesi olmasın?” diye soruyor.

“Taşla Konuşan Adam”

Hocam, taş işlemeciliğine nasıl başladınız?

Emekli olduktan sonra babamın eski tamir atölyesine girdim. Dükkanı boşaltmak niyetindeydim ama orada bir taşla uğraşmaya başladım. O günden beridir taşla yaşıyorum. 20 yılı geçti.

Yani bu meslek bir miras değil, tamamen sizin ilginizle başladı diyebiliriz?

Evet, babam Arçelik yetkili servisiydi. Ben de onun yanında çalışırdım. El becerim oradan kaldı. Ama taşla ilgim hiç yoktu. Ne eğitim aldım ne de usta yanında çalıştım. Her şeyi zamanla öğrendim.

Şimdiye kadar kaç eser ortaya çıkardınız?

Saymadım ama 500’ün üzerindedir.

Hepsini el işçiliğiyle, sadece çekiç ve murç kullanarak yaptım. Makine kullanmam.

Her bir taşın kendine özgü bir hikayesi var.

Eserlerinizi satmıyorsunuz, neden?

Satmıyorum çünkü dağılmasını istemiyorum. Bir daha kimse bu kadar el emeği ürünü bir araya getiremez. Makine çağında bu işler unutuluyor, ben de bu mirasın kaybolmasını istemem.

Peki bu kadar emeği sergilemek için bir adım attınız mı?

Evet, yıllardır Taş Müzesi kurma hayalim var. Defalarca girişimde bulundum. Yetkililer “güzel fikir” dedi ama kimse somut adım atmadı. Oysa Antep’te “fıstık müzesi” bile var. Diyarbakır’da taş müzesi neden olmasın?

Eğitim atölyesi kurmak istediğinizi de söylediniz.

Evet, çünkü gençler öğrenmek istiyor. Ama mekanım çok dar. Aynı anda iki kişi çalışamıyoruz. Gençlere bu sanatı öğretmek isterim. Yeter ki bu şehir bu değerlere sahip çıksın.

Bugün taş ustalığı sizce nasıl bir konumda?

Çok zor durumda. Sabır isteyen bir iş. Gençlerde o sabır kalmadı. Artık makineler yapıyor her şeyi. Ama makinenin yaptığı taş, insanın elinin sıcaklığını taşımaz.

Son olarak, Diyarbakır’daki yetkililere ya da sanatseverlere bir mesajınız var mı?

Diyarbakır taşla yoğrulmuş bir şehir. Ben bu işi sadece kendim için değil, kentimizin kültürü için yapıyorum. İstiyorum ki bu emekler kaybolmasın. Bir gün bu şehirde “Taş Müzesi” kurulursa, işte o zaman bu 20 yıllık emek karşılığını bulur”

Bir zamanlar öğrencilerine Fransızca öğreten Mahmut Nurettin Medyalıoğulları, bugün taşlara sabrı, emeği ve sanatı öğretiyor. Her bir eserinde Diyarbakır’ın ruhunu işleyen usta, artık tek bir dilekle yaşıyor: “Bu taşlar sessiz kalmasın, bir müzede konuşsun.”