GÜNDEM

İmamoğlu’nun diploma davasında gerginlik: Mahkeme kararını değiştirdi

Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının sahte olduğu iddiasıyla görülen davada duruşma öncesi arbede çıktı.

Abone Ol

DİYARBAKIR HABER - İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne (İBB) yönelik soruşturma kapsamında Silivri'de tutuklu bulunan Ekrem İmamoğlu, lisans diplomasının sahte olduğu iddiasıyla açılan davada bugün ikinci kez hakim karşısına çıkıyor. Dava öncesinde duruşma salonu önünde gerginlik yaşandı.

Duruşma öncesi izleyici olarak salona girmek isteyen kalabalıkla jandarma arasında arbede yaşandı.

Mahkeme heyeti duruşma salonunun küçük olması nedeniyle gazetecilerin ve dinleyicilerin duruşmaya alınmayacağını duyurdu. Bunun üzerine itiraz edildi. Avukatlar duruşmanın büyük salona alınmasını talep etti ve aksi durumda duruşmaya girmeyeceklerini beyan etti. Bu sırada Jandarma güçleri ile duruşma için gelen kişiler arasında gerginlik yaşandı. Mahkeme heyeti daha sonra duruşmanın büyük salonda yapılmasına karar verdi.

Duruşma İstanbul Adliyesi'ndeki 59. Asliye Ceza Mahkemesi salonunun yetersiz kalması nedeniyle Silivri'deki Marmara Kapalı Ceza İnfaz Kurumu yerleşkesinde bulunan 1 No'lu duruşma salonunda görülecek.

İddianamede neler var?

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, 18 Eylül 2024'te Ekrem İmamoğlu'nun diplomasının sahte olduğu iddiasıyla CİMER'e başvuruda bulunulduğu aktarılıyor.

Aynı iddiaya ilişkin 1 Ekim 2024'te savcılığa şikayet dilekçesi sunulduğu belirtilen iddianamede, söz konusu şikayetin ardından soruşturma başlatıldığı kaydediliyor.

İddianamede İmamoğlu'nun Kıbrıs'ta öğrenim gördüğü ve İstanbul Üniversitesine geçiş yaptığı University College of Northern Cyprus'ın (UCNC) 1990'da Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı (YÖK) tarafından tanınan üniversitelerden biri olmadığı belirtiliyor.

YÖK'ün 1988 ve 1992'deki yazılarında, KKTC'de faaliyet gösteren YÖK kurumlarından sadece Doğu Akdeniz Üniversitesi'nin tanındığının anlaşıldığı ifade edilen iddianamede, yatay geçiş kontenjanlarının usulsüz olarak artırıldığı anlatılıyor.

İddianamede, yatay geçiş başvurularında bazı öğrencilerin listeden usulsüz olarak silinerek yine listeye yeni öğrencilerin eklendiği, 3 kişilik kontenjanı bulunan bölüme usulsüz olarak 54 kişinin alındığı kaydediliyor.

“YÖK kararları görmezden gelindi”

Gerek başvuru kabul edilecek yükseköğretim kurumlarıyla ilgili gerekse başvurusu değerlendirilecek öğrencilerle ilgili çok sayıda hileli işlem yapıldığı ifade edilen iddianamede, yükseköğretim kurumları arasında "Önlisans ve Lisans Düzeyinde Yatay Geçiş Esaslarına İlişkin Yönetmeliği"nin 2. maddesinde yer alan "Eşdeğer eğitim programları uygulayan yükseköğretim kurumları" maddesinin uygulanmadığı aktarılıyor.

İddianamede, bağlayıcı görüş bildiren YÖK'ün 1988, 1991 ve 1992'deki yazılarında KKTC'de faaliyet gösteren yükseköğretim kurumlarından sadece Doğu Akdeniz Üniversitesi'nin Yükseköğretim Kurulu tarafından tanındığına ilişkin kararın görmezden gelindiği, yine yönetmeliğe aykırı şekilde bulunduğu üniversitede transkriptlerinde başarısız ve alınan kredilerde eksiklerin olduğu, İngilizce İşletme Programı'na yurt dışı yatay geçiş başvuruları kabul edilen öğrencilerin herhangi bir dil seviye tespit sınavı ya da yeterlilik sınavı yapılmadığı ifade ediliyor.

“Doğu Akdeniz Üniversitesi öğrencisi olarak kaydedildi”

İstanbul Üniversitesinin, KKTC'deki eğitim kurumlarından sadece Doğu Akdeniz Üniversitesi'nin YÖK tarafından tanınmakta olduğunu bilmesine rağmen İmamoğlu'na ait öğrenci dosyasının incelenmesinde, gerçekte University College of Northern Cyprus adlı eğitim kurumuna kayıtlı olduğunun anlaşıldığı belirtilen iddianamede, İmamoğlu'nun İstanbul Üniversitesi'ne yatay geçişi sırasında gerçeğe aykırı şekilde, öğrenci kütük defterine Doğu Akdeniz Üniversitesi öğrencisi olarak kaydedildiğinin tespit edildiği aktarılıyor.

İddianamede, yapılan bu işlemle hem İstanbul Üniversitesi yetkililerinin hem de şüpheli Ekrem İmamoğlu'nun, University College of Northern Cyprus adlı kurumun Yükseköğretim Kurulu nezdinde tanınırlığının bulunmadığını bildikleri halde İmamoğlu'nun denkliği olan bir kurumdan yatay geçiş yapmış gibi gösterildiği ifade ediliyor.

"Belgenin sahte biçimde doğduğu açık ve nettir"

İmamoğlu tarafından yatay geçiş sürecinde üniversiteye ibraz edilen belgelerin University College of Northern Cyprus'a ait bir tanıtım broşürü ve bir adet transkriptten ibaret olduğu, belgelerin içeriği dikkate alındığında, bu belgelerin Doğu Akdeniz Üniversitesi'ne ait olmadığının anlaşıldığı anlatılan iddianamede, "İstanbul Üniversitesi tarafından İmamoğlu'nun kaydının Doğu Akdeniz Üniversitesi öğrencisi olarak yapıldığı, gerçeğe aykırı resmi belgenin açık bir hile ile düzenlendiği, bu suretle hukuki öneme sahip beyanları gerçeğe aykırı bir biçimde yansıtarak şeklen doğru ancak içerik bakımından sahte bir belge meydana getirildiği, yani sahteciliğe uğramış belge hiç olmamış kabul edilmekle birlikte belgenin sahte biçimde doğduğu açık ve nettir" ifadeleri yer alıyor.

“Soruları cevapsız bırakarak açıklama yapmaktan kaçındı”

İmamoğlu'nun gerek yatay geçiş işlemleri sırasında gerekse daha sonraki süreçlerde University College of Northern Cyprus kurumu ile ilgili durumu açıkça bildiği, buna rağmen kamuoyunda farklı bir algı oluşturacak şekilde hareket ettiği, tüm bu hususların ifade sırasında kendisine sorulduğu ancak şüphelinin söz konusu soruları cevapsız bırakarak açıklama yapmaktan kaçındığının anlaşıldığı kaydediliyor.

‘"Resmi belgede sahtecilik’ suçu zincirleme şekilde işlendi”

İddianamede, İmamoğlu'nun "resmi belgede sahtecilik" suçuna iştirak ettiği, hileli bir şekilde aldığı evrakı yüksek lisans amacıyla İstanbul Üniversitesi'ne, askerlik hizmeti amacıyla Milli Savunma Bakanlığı'na ve Yüksek Seçim Kurulu'na sunarak kullandığı ve "resmi belgede sahtecilik" suçunu zincirleme şekilde işlediği aktarılıyor.

İmamoğlu'nun "zincirleme şekilde resmi belgede sahtecilik" suçundan 2 yıl 6 aydan 8 yıl 9 aya kadar hapisle cezalandırılması talep edilen iddianamede, ayrıca işlemiş olduğu kasıtlı suç nedeniyle hapis cezasına mahkum edilmesi halinde Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 53. maddesinde yer alan belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına karar verilmesi de isteniyor.

Ayrıca iddianamede, İmamoğlu'nun sahte olarak elde ettiği iddia edilen evrakın TCK'nın 54. maddesi uyarınca müsadere edilmesine karar verilmesi talep ediliyor.