AHMET BEŞENK
Eğitim çıtasını yükseltmek adına çeşitli çalışmalar yapan Milli Eğitim Bakanlığı yakı bir zamanda pilot bölgelerde öğretmen performans değerlendirmesi çalışması yapmıştı. Performans değerlendirmelerinin okul yöneticileri, öğrenci velileri ve öğrenciler tarafından yapılması öğretmenler tarafından tedirginlikle karşılanıyor. Özel problemlerin ve kişisel sıkıntıların performans değerlendirmesini olumsuz etkileyeceğini belirten bazı eğitimciler adil bir sistemin gelmesi halinde çok verimli olacağını fakat sistemin buna ayak uydurmaya müsait olmadığına dikkat çekiyorlar. Şu sıralar öğretmenlerin en büyük korkusu Performans değerlendirmesi konusu.
Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) hazırladığı "Öğretmen Performans Değerlendirme" taslak yönetmeliği, kamuoyu ve ilgili kurumların değerlendirmesine sunuldu.
Performans değerlendirme sistemine göre Türkiye geneli yaklaşık 900 bin 500 öğretmen; Okul yöneticilerinden, öğrencilerden, velilerinden ve meslektaşlarının değerlendirmesiyle puan alacak. Ayrıca Öğretmenler 4 yılda bir mesleki açıdan yeterli olup olmadıklarının belirleneceği merkezi bir sınava da tabi tutulacaklar.
Öğretmenlere verilen performans puanının yüzde 25'ini okul müdürü, yüzde 15'ini veliler, yüzde 15'ini öğrenciler, yüzde 20'sini zümre öğretmenleri, yüzde 15'ini okuldaki diğer öğretmenler ve yüzde 10'unu kendilerine verecekleri puanlar oluşturacak.
Performans değerlendirmesinden memnun olmadıklarını dile getiren bazı öğretmenler çeşitli korkular yaşadıklarını belirterek eğitimcilik yapmak yerine herkesimi memnun etme çabası içine girileceğine işaret ederek şunları dile getiriyorlar: “Uygulama biz öğretmenleri, okul yöneticileri, ilçe milli eğitim müdürlüğü, il milli eğitim müdürlüğü gibi yerlerle ilişkilerde yaranma, tabi olma, hoş görünme olaylarını daha yaygın hale getiriyor. Öğretmenlerin merkezi sınava alınacak olmasını da doğru bulmamaktayız.
Eğitim Sen yaptığı açıklamada: “Bu kadar genel bir uygulamanın Devlet Memurları Kanununda bir karşılığı yok, hukuki çerçevesi belli değil. MEB yetkilileri eğitimde daha iyi ne yapabiliriz diye zihinlerini yoruyor ancak yöntemi bu değil. Eğer böyle bir uygulamayla öğretmen motivasyonunu ve başarısını artırmayı hedeflerse, bir felakete imza atmış olurlar ve Eğitim Bir-Sen olarak sonuna kadar bununla mücadele ederiz."
Derken Eğitim Bir Sen’de: “Hayata geçirilmek istenen performans değerlendirmesinin hukuki ve kanuni bir dayanağı bulunmamaktadır. Aday öğretmenlerin asli öğretmenliğe geçiş süreci hariç tutulursa, 657 sayılı Kanun ve 652 sayılı KHK başta olmak üzere, eğitim çalışanlarının statülerini düzenleyen temel düzenlemelerin hiçbiri taslakta yer alan türden bir performans değerlendirmesine imkân tanımamaktadır. Öğretmenin performansının ölçülmesine neden gerek duyulduğu, kamuoyuyla ve sosyal taraflarla paylaşılmadığı gibi performans ölçümünün neye hizmet edeceği de ortaya konulmamıştır. Eğitim-Bir-Sen olarak, performans değerlendirmesi başta olmak üzere, öğretmenlik mesleğini değersizleştiren ve eğitimin sorunlarını derinleştiren uygulamalara karşı sonuna kadar mücadele edeceğiz.” Açıklamasını yapıyor.
Emekli öğretmen ve Milat Gazetesi Yazarı Ahmet Ay ise, Öğretmen performans değerlendirmesi hakkında çok kapsamlı bilgi sahibi olmamakla birlikte amacına uygun yapılması halinde oldukça kaliteli bir geri dönüşümün olacağına inandığını belirterek şunları kaydetti: “Anladığım kadarı ile performans değerlendirme sistemi prensip olarak doğru bir çalışma. Tabi detaylarını da çok iyi bilmekte yarar var. Ama sendikanın söylemlerine bakılır ise hükümete başarıyı siz belirlemeyin, biz belirleyelim diyor. Öğrenci eğer iyi bir eğitim alamıyor ise yansıtmalı, eğer iyi bir eğitim alıyor ise bunu da yansıtmalı. Her halükarda öğretmenin lehinedir. Velev ki aleyhine bile gözükse ki öğretmen kendisini değiştirme, geliştirme, dönüştürme imkanını kazanır, eksiğini bulur. Gördüğüm kadarı ile doğru ve yararlı bir çalışma olarak buluyorum.” Dedi.
Bayram M. Adındaki öğretmen ise Performans değerlendirme sisteminin sakıncalarının olduğuna işaret ederek şunları kaydetti: “Bu sistem öğretmenlerin moralini bozacak, onu strese sokacak bir uygulama. Öğretmenlerin verimliliğini artırmak istiyorsak önce motivasyonunu artırmalıyız. Eğitimin başlıca aktörü öğretmenlerdir aslında, siz onların motivasyonunu bozarsanız bu her şeyine yansır ki şu anda o oluyor.” Dedi.
Eğitim çıtasını yükseltmek adına çeşitli çalışmalar yapan Milli Eğitim Bakanlığı yakı bir zamanda pilot bölgelerde öğretmen performans değerlendirmesi çalışması yapmıştı. Performans değerlendirmelerinin okul yöneticileri, öğrenci velileri ve öğrenciler tarafından yapılması öğretmenler tarafından tedirginlikle karşılanıyor. Özel problemlerin ve kişisel sıkıntıların performans değerlendirmesini olumsuz etkileyeceğini belirten bazı eğitimciler adil bir sistemin gelmesi halinde çok verimli olacağını fakat sistemin buna ayak uydurmaya müsait olmadığına dikkat çekiyorlar. Şu sıralar öğretmenlerin en büyük korkusu Performans değerlendirmesi konusu.
Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) hazırladığı "Öğretmen Performans Değerlendirme" taslak yönetmeliği, kamuoyu ve ilgili kurumların değerlendirmesine sunuldu.
Performans değerlendirme sistemine göre Türkiye geneli yaklaşık 900 bin 500 öğretmen; Okul yöneticilerinden, öğrencilerden, velilerinden ve meslektaşlarının değerlendirmesiyle puan alacak. Ayrıca Öğretmenler 4 yılda bir mesleki açıdan yeterli olup olmadıklarının belirleneceği merkezi bir sınava da tabi tutulacaklar.
Öğretmenlere verilen performans puanının yüzde 25'ini okul müdürü, yüzde 15'ini veliler, yüzde 15'ini öğrenciler, yüzde 20'sini zümre öğretmenleri, yüzde 15'ini okuldaki diğer öğretmenler ve yüzde 10'unu kendilerine verecekleri puanlar oluşturacak.
Performans değerlendirmesinden memnun olmadıklarını dile getiren bazı öğretmenler çeşitli korkular yaşadıklarını belirterek eğitimcilik yapmak yerine herkesimi memnun etme çabası içine girileceğine işaret ederek şunları dile getiriyorlar: “Uygulama biz öğretmenleri, okul yöneticileri, ilçe milli eğitim müdürlüğü, il milli eğitim müdürlüğü gibi yerlerle ilişkilerde yaranma, tabi olma, hoş görünme olaylarını daha yaygın hale getiriyor. Öğretmenlerin merkezi sınava alınacak olmasını da doğru bulmamaktayız.
Eğitim Sen yaptığı açıklamada: “Bu kadar genel bir uygulamanın Devlet Memurları Kanununda bir karşılığı yok, hukuki çerçevesi belli değil. MEB yetkilileri eğitimde daha iyi ne yapabiliriz diye zihinlerini yoruyor ancak yöntemi bu değil. Eğer böyle bir uygulamayla öğretmen motivasyonunu ve başarısını artırmayı hedeflerse, bir felakete imza atmış olurlar ve Eğitim Bir-Sen olarak sonuna kadar bununla mücadele ederiz."
Derken Eğitim Bir Sen’de: “Hayata geçirilmek istenen performans değerlendirmesinin hukuki ve kanuni bir dayanağı bulunmamaktadır. Aday öğretmenlerin asli öğretmenliğe geçiş süreci hariç tutulursa, 657 sayılı Kanun ve 652 sayılı KHK başta olmak üzere, eğitim çalışanlarının statülerini düzenleyen temel düzenlemelerin hiçbiri taslakta yer alan türden bir performans değerlendirmesine imkân tanımamaktadır. Öğretmenin performansının ölçülmesine neden gerek duyulduğu, kamuoyuyla ve sosyal taraflarla paylaşılmadığı gibi performans ölçümünün neye hizmet edeceği de ortaya konulmamıştır. Eğitim-Bir-Sen olarak, performans değerlendirmesi başta olmak üzere, öğretmenlik mesleğini değersizleştiren ve eğitimin sorunlarını derinleştiren uygulamalara karşı sonuna kadar mücadele edeceğiz.” Açıklamasını yapıyor.
Emekli öğretmen ve Milat Gazetesi Yazarı Ahmet Ay ise, Öğretmen performans değerlendirmesi hakkında çok kapsamlı bilgi sahibi olmamakla birlikte amacına uygun yapılması halinde oldukça kaliteli bir geri dönüşümün olacağına inandığını belirterek şunları kaydetti: “Anladığım kadarı ile performans değerlendirme sistemi prensip olarak doğru bir çalışma. Tabi detaylarını da çok iyi bilmekte yarar var. Ama sendikanın söylemlerine bakılır ise hükümete başarıyı siz belirlemeyin, biz belirleyelim diyor. Öğrenci eğer iyi bir eğitim alamıyor ise yansıtmalı, eğer iyi bir eğitim alıyor ise bunu da yansıtmalı. Her halükarda öğretmenin lehinedir. Velev ki aleyhine bile gözükse ki öğretmen kendisini değiştirme, geliştirme, dönüştürme imkanını kazanır, eksiğini bulur. Gördüğüm kadarı ile doğru ve yararlı bir çalışma olarak buluyorum.” Dedi.
Bayram M. Adındaki öğretmen ise Performans değerlendirme sisteminin sakıncalarının olduğuna işaret ederek şunları kaydetti: “Bu sistem öğretmenlerin moralini bozacak, onu strese sokacak bir uygulama. Öğretmenlerin verimliliğini artırmak istiyorsak önce motivasyonunu artırmalıyız. Eğitimin başlıca aktörü öğretmenlerdir aslında, siz onların motivasyonunu bozarsanız bu her şeyine yansır ki şu anda o oluyor.” Dedi.