ÖZEL HABER

Diyarbakır’da 22 yıldır kesintisiz devam eden bir iyilik yolculuğu

Diyarbakır’da 2003’te bir öğrencinin evine yapılan ziyaretle başlayan iyilik hareketi, bugün “Paylaştığımız Bizimdir” adıyla 22 yıldır büyüyerek devam ediyor. Hareketin Koordinatörü ve Eğitimci Yahya Kamçı, bugüne kadar 15 bine yakın aileye gıda, kırtasiye, kıyafet ve barınma desteği sağladıklarını ifade etti. Bugün 400’ü aşkın öğretmenin gönüllü destek verdiği bu hareket, “İyiliği çoğaltmanın en güzel yolunun paylaşmak” olduğuna inanıyor

Abone Ol

DİYARBAKIR HABER- 2003 yılında bir öğrencinin evine yapılan mütevazı bir ziyaretle başlayan bu hareket, bugün 15 binden fazla aileye ulaşan dev bir gönüllülük seferberliğine dönüşmüş durumda. Eğitimci kimliğiyle yola çıkan ve yıllardır gönüllüleriyle birlikte binlerce ihtiyaç sahibine dokunan bu hareketin Koordinatörü ve Eğitimci Yahya Kamçı, hem yaşanan süreci hem de iyiliğin Diyarbakır’daki toplumsal etkilerini anlattı.

İşte, o çarpıcı röportajın detayı;

“Hocam, öncelikle hoş geldiniz. Sizi burada ağırlamaktan mutluluk duyuyoruz.”

Hoş bulduk, teşekkür ederim.

Bugün konuşacağımız konu, Diyarbakır’da 22 yıldır devam eden ve binlerce aileye dokunan bir iyilik hareketi. Siz bu yolculuğa nasıl başladınız?”

“2003 yılında Diyarbakır’ın Bağlar ilçesine, Yahya Kemal İlkokulu’na sosyal bilgiler öğretmeni olarak atandım. Bir gün sınıfta öğrencilerimizden biri bayıldı. Rehber öğretmenimizle birlikte sebebini araştırmaya karar verdik. Evine gittiğimizde gördük ki çocuk sabah kahvaltı yapmadan okula gelmiş, evde ise annesi babası yoktu. Bu olay bizi derinden etkiledi. Müdürümüzle ve öğretmen arkadaşlarla konuştuk, aileleri ziyaret etme kararı aldık. Böylece haftada 10 aile ile başlayan bir süreç başladı. Küçük bir adım, bugün binlerce aileye ulaşan büyük bir iyilik hareketine dönüştü”

“Yani aslında bir öğrencinin yaşadığı zor durum, bu hareketin kıvılcımı oldu diyebiliriz.”

Kesinlikle öyle. Önceleri sadece okul velilerimizle ilgileniyorduk. Sonra esnafların, muhtarların yönlendirmeleriyle daha geniş bir kitleye ulaştık. Yoksul, parçalanmış aileler, babası vefat eden veya cezaevinde olan çocuklar derken liste büyüdü.

“Bu harekete sonradan bir isim de verdiniz: Paylaştığımız Bizimdir. Neden bu isim?”

Peygamber Efendimizin Hz. Ayşe ile arasında geçen bir olaydan ilham aldık. Hz. Ayşe, kurban etlerinin çoğunu dağıtır, sadece bir kolu saklar. Peygamber Efendimiz “Geriye ne kaldı?” diye sorunca Hz. Ayşe, “Sadece bu kol kaldı” der. O da “Hayır, asıl dağıttığımız bizimdir” buyurur. Biz de bu anlayıştan hareketle “Paylaştığımız Bizimdir” dedik.

“Bugün gelinen noktada kaç aileye ulaşıyorsunuz?”

Şu an kayıtlı 15.000 ailemiz var. Pandemi döneminde 700 aileden bir anda 4.000’e çıktık. Deprem sonrası ise bu sayı 11.000’i geçti. Bugün ise 15.000 aileye düzenli olarak ulaşabiliyoruz. Ramazan aylarında bu sayı daha da artıyor.

“Böylesine büyük bir iyilik ağını nasıl yönetiyorsunuz? Destekçileriniz kimler?”

Devlet kurumlarından doğrudan bir finansal destek yok. Ama Milli Eğitim bünyesinde olduğumuz için araç ve lojistik konusunda destek alabiliyoruz. Onun dışında tamamen gönüllülük esaslı ilerliyoruz. 400 öğretmen gönüllümüz var. Ayrıca yıllardır bizimle çalışan mezun öğrencilerimiz, esnaflar, doktorlar, hayırsever iş insanları var. Yeri geldiğinde Nike mağazaları ayakkabı gönderdi, Malatyalı bir aile binlerce tişört yolladı. İstanbul’da İyilikhane Çocuk Hareketi, Umut Koşucuları Derneği, İHH, Kızılay, HÜDA-PAR gönüllüleri… Yani aslında büyük bir gönül seferberliği bu.

“Sadece Diyarbakır’da değil, deprem bölgesinde de çalıştınız değil mi?”

Evet. Kahramanmaraş, Hatay, Adıyaman, Malatya başta olmak üzere 13 tır yardım ulaştırdık. Battaniyeden sobaya, gıdadan kıyafete kadar her şeyi gönüllülerle birlikte bizzat biz dağıttık. Hiçbir kuruma bırakmadan doğrudan ihtiyaç sahiplerine ulaştırmaya özen gösteriyoruz.

“Biraz da hedeflerden bahsedelim. Bundan sonrası için planınız nedir?”

Şu an 15.000 aile sabit. Belki sayı 12-13 binlere düşebilir çünkü bazı aileler farklı gruplardan birden fazla kez yardım alabiliyor. Biz bu sistemi sadeleştirmek istiyoruz. Hedefimiz daha çok aileye ulaşmak değil, gerçekten ihtiyaç sahibi olanlara daha düzenli ve planlı destek sunmak.

“Diyarbakır’da birçok kurum ve STK yardım yapıyor. Burada bir koordinasyon eksikliğinden bahsettiniz. Bunu açar mısınız?”

Evet, maalesef aynı aileye farklı kurumlardan defalarca yardım gidiyor ama bazı ailelere hiç gidilmiyor. Biz Diyarbakır’ı 107 bölgeye ayırdık ve bu bölgelerde mesaj sistemiyle yardım ulaştırıyoruz. Eğer tüm kurumlar koordineli çalışsa, yardımlar çok daha adil dağıtılabilir.

“Hocam, yoksulluk bitmiyor. 22 yıldır sahadasınız. Sizce çözüm ne?”

Yardım önemli ama kalıcı çözüm istihdamdır. İnsanların kendi ayakları üzerinde durması lazım. “Balık verme, balık tutmayı öğret” denir ama eğer ortada deniz yoksa nasıl balık tutacak? Fabrika, iş alanı, üretim yoksa kalıcı çözüm olmaz. Biz elimizden geleni yapıyoruz ama asıl çözüm, iş ve istihdamdır.

“Son olarak hayırseverlere, kurumlara ve yetkililere iletmek istediğiniz mesajınız nedir?”

Keşke böyle bir harekete hiç gerek kalmasaydı. Ama maalesef yoksulluk dünyanın her yerinde var. Biz sadece bir köprü görevi görüyoruz. Bu iyilik hareketi bugüne kadar gönüllülerin, hayırseverlerin ve fedakâr öğretmenlerin desteğiyle geldi. Benim tek dileğim, bu çabaların artması ve bir gün hiç kimsenin yardıma ihtiyaç duymayacağı bir toplumun inşa edilmesi.