DİYARBAKIR HABER- “Mesleklerin Bir Günü” adlı programımızda bu hafta, Diyarbakır’da tam 50 yıldır anahtarcılık yapan usta Erdal Tanış ile bir aradayız.
Babadan oğula geçen bu meslek, yıllar içinde hem teknolojinin etkisiyle hem de toplumun ihtiyaçlarıyla şekil değiştirdi.
Eskiden demircilerin dökümle yaptığı basit kilitlerden bugün parmak izi, yüz tanıma ve dijital kart sistemlerine uzanan bir dönüşüme tanıklık eden Erdal Usta, mesleğini hem sevgiyle hem de sabırla sürdürdüğünü anlatıyor.
Yarım asırlık emeğini “bu iş el mahareti ister, sabır ister” sözleriyle özetleyen Tanış, günümüzde çırak yetişmemesinden, mesleğe olan ilginin azalmasından da yakınıyor. Ancak ne olursa olsun, “teknoloji gelişse de anahtarcılık tamamen bitmez” diyor.
Biz de Erdal Usta ile geçmişten bugüne anahtarcılığın hikâyesini, unutamadığı anılarını ve geleceğe dair düşüncelerini konuştuk.

Ustam, öncelikle sizi tanıyalım. Anahtarcılığa ne zaman ve nasıl başladınız?
Yaklaşık 50 yıl önce başladım bu işe. Aslında baba mesleği. Babam da anahtarcıydı. Onun yanında öğrendim, sonra işi ben geliştirdim. Eskiden bu kadar çeşit anahtar yoktu. Zamanla teknoloji ilerledikçe biz de mesleğimizi ilerlettik.
O zamanlar anahtar çeşitleri bugünkü kadar fazla değil miydi?
Yok, o dönemde anahtar çeşitleri çok sınırlıydı. Genellikle sokak kapısı kilitleri için büyük, kalın demir anahtarlar yapılırdı. Şimdiki gibi otomobil, kasa, elektronik sistem anahtarları yoktu.
O dönem anahtarlar nasıl üretilirdi? Makine yok muydu?
Hayır, o zamanlar makine yoktu. Anahtarlar tamamen el emeğiyle yapılırdı. Genellikle demirciler döver, dişlerini açar, biz de el işçiliğiyle şekillendirirdik. Şimdi bunların hepsi makineyle, milimetrik hassasiyetle yapılabiliyor.

Peki bu mesleğin tarihiyle ilgili bir araştırmanız oldu mu?
Doğrusu akademik bir araştırma yapmadım ama anahtarcılık çok eski bir meslek. Kilit sistemi kadar eski yani. İnsanlar güvenlik ihtiyacı duyduğu andan itibaren bu meslek de var olmuş.
Günümüzde teknolojinin etkisiyle anahtarcılık nasıl bir dönüşüm geçirdi?
Teknoloji bu işi tamamen değiştirdi. Artık parmak izi, yüz tanıma, kartlı sistemler devreye girdi. Bunlar anahtar ihtiyacını azaltıyor ama tamamen ortadan kaldırmaz. Yine de varoş kesimlerde klasik anahtar sistemleri uzun süre kullanılmaya devam edecek.
Sizce anahtarcılık tamamen ortadan kalkar mı?
Hayır, kolay kolay kalkmaz. Belki 40–50 yıl sonra bazı yerlerde azalabilir ama tamamen bitmez. Çünkü her teknolojik sistemin bile bir yedeği, manuel bir anahtarı olur. Ayrıca ülkenin her kesiminde bu kadar yüksek teknolojiye geçiş aynı anda mümkün değil.
Geçmişle bugünü kıyasladığınızda meslek açısından en büyük fark nedir?
En büyük fark teknoloji ve makineleşme. Eskiden her şey el emeğiyle yapılırdı, zaman alırdı. Şimdi makineler sayesinde işler kolaylaştı. Ama ustalık hâlâ önemli. Makine olsa da el mahareti ve dikkat gerekiyor.
Siz bu teknolojiye ayak uydurmakta zorlandınız mı?
Uydurmak zorunda kaldık tabii. Yeni makineler, sistemler, çipli anahtarlar çıktı. Uyum sağlayamayan birçok meslektaşım maalesef işi bıraktı. Biz ayakta kalmak için sürekli yenilendik.
Bu meslek size göre “ustalık isteyen” bir iş mi, yoksa herkes yapabilir mi?
Erdal Tanış: Bu iş ustalık ve sabır isteyen bir meslek. Herkes yapamaz. El mahareti, dikkat, sabır ve biraz da zekâ ister. Özellikle kasa açma işleri çok hassas ve stresli olur. Orada hata affetmez.
Kasa açmak en zor işlerden biri mi?
Evet, kesinlikle. Çünkü bozmadan açmak zorundasın. Kasa kilitliyken zarar vermeden açmak büyük bir ustalık ister. Dükkânda yaptığımız işler makinelerle kolay ama kasa işi ciddi tecrübe gerektirir.

Peki mesleğinizin en unutulmaz anısı var mı?
Çok anı var ama insan hepsini birden hatırlayamıyor. Özellikle gece acil çağrılarda kasalarla uğraştığımız anlar unutulmaz. Bazen sabahlara kadar çalıştığımız olurdu.
Günümüzde meslek olarak ne tür zorluklar yaşıyorsunuz?
Eskisi kadar kazanç yok artık. Malzeme pahalı, iş yoğunluğu azaldı. Ama işin en büyük sorunu çırak yetişmemesi. Yeni nesil bu tür mesleklere ilgi duymuyor.
Çırak yetiştirme konusunda durum nasıl?
Eskiden çok çırak yetiştirdik, hâlâ bu işi yapanlar var. Ama son yıllarda çırak bulmak neredeyse imkânsız. Gençler sabırlı değil, ayrıca kazanç da onları cezbetmiyor. Bizim sabrımız da kalmadı açıkçası.
Bugünün gençlerine veya bu mesleğe ilgi duyanlara ne tavsiye edersiniz?
Tavsiye ederim, güzel ve geçerli bir meslek. El becerisi olan, sabırlı gençler için ideal. Her zaman lazım olacak bir iş bu. Ama öğrenmek isteyenin hevesli olması şart.
Son olarak, 50 yılın sonunda bu meslek size ne kazandırdı?
Bana sabır, el becerisi, saygınlık ve tecrübe kazandırdı. Babamdan aldığım bir mirası sürdürmek benim için büyük gurur. Teknoloji değişse de anahtarcılık bence bir zanaat olarak yaşamaya devam edecek.
            
            
                            
                            
                            



