DİYARBAKIR HABER - Diyarbakır’da konut kiralarındaki artış vatandaşı canından bezdirdi. Merkez Bağlar ilçesi Bağcılar Mahallesi’nde hem emlakçılar hem kiracılar Öz Diyarbakır Gazetesi’ne konuştu, her biri aynı gerçeği dile getirdi: “Ne kiracı dayanıyor ne ev sahibi, ama en büyük yük halkın sırtında.”
Karadaş; “Bir evde dört kişi çalışmasa geçinmek imkânsız”
Emlakçı Emin Karadaş, hem kiracıların hem ev sahiplerinin ekonomik baskı altında olduğunu belirterek, “Ev sahipleri haklıdır. 4 milyon lira veriyor bir daireye, 20-25 bin liraya kiraya veriyor. Bankaya yatırsalar daha çok kazanırlar. Ama vatandaş da zulüm altında. Asgari ücret 23 bin, kira 25 bin! Bir evde dört kişi çalışmasa geçinmek imkânsız. Burada suç ne ev sahibinde ne kiracıda. Asıl sorun devlettedir, çünkü vatandaşa destek yok” dedi.
Karadaş, Avrupa ülkelerinde devletin kiraların yarısını karşıladığını hatırlatarak, Türkiye’de barınma desteği olmadığını vurguladı. Karadaş, “Avrupa’da kiralar 1000 Euroysa 500’ünü devlet veriyor. Bizde işsiz olsan da kimse el uzatmıyor. Millet perişan durumda” diye konuştu.
Topdemir; “Belediye de devlet de vatandaşa sahip çıkmıyor”
Bir diğer vatandaş Koçero Tokdemir, yüksek kira fiyatlarına tepki göstererek, “Ev sahipleri haklı olduklarını söylüyor ama bu halkın halini gören yok. Kadınlar çöpten ekmek topluyor, yazıktır günahtır! Ne belediye sahip çıkıyor ne devlet. Diyarbakır’da 25 bin liraya ev mi olur? Asgari ücretle çalışan ne Sur’da ne Yenişehir’de ne de Bağcılar’da oturabilir. Herkes başka şehre kaçıyor” diye konuştu.
Tokdemir, kentte en yüksek kira fiyatlarının 10-15 bin lira bandında olması gerektiğini savundu.
Ertem; “25 bin lira kira ödüyorum, ödeyemiyorum”
Kiracı Rıfat Ertem ise artan kiralar karşısında çaresizliğini dile getirerek, “Devlet bu işe el atsın, artık ödeyemiyoruz. 25 bin lira kira veriyorum, ama maaş yetişmiyor. Belediyeler kira desteği versin. Vatandaş nefes alamıyor” ifadelerini kullandı.
“Barınma artık temel hak değil, lüks oldu”
Diyarbakır’da kiralar asgari ücreti geçmiş durumda. Emlakçılara göre arz yetersizliği, ekonomik kriz ve kontrolsüz yapılaşma bu krizi derinleştiriyor. Vatandaş ise tek bir ağızdan sesleniyor: “Bu şehirde yaşamak artık zengin işi oldu. Devlet sesimizi duysun!”
