DİYARBAKIR HABER – Bildirgede Suriye’ye vurgu yapılarak, barış sürecindeki gelişmeleri değerlendirdi ve tüm toplumsal kesimlere barış çağrıda bulundu.

Bildiride, 10 yıl önce Suruç'ta IŞİD karşıtı mücadele verirken katledilen 33 kişi de törenle anıldı. Bildirge, Rojava modelinin bölge halklarının geleceği için "tek gerçek çözüm alternatifi" olduğunu vurguladı.

Ortadoğu'daki son gelişmeler ve Suriye'de artan şiddet

Parti Meclisi, Suriye'de yaşanan son gelişmelere dikkat çekerek, geçtiğimiz aylarda Alevileri ve Hıristiyanları hedefleyen saldırıların ardından, Süveyda'da IŞİD zihniyetindeki çetelerin Dürzilere karşı gerçekleştirdiği saldırılarda yüzlerce kişinin katledildiğini belirtti. "Suriye'yi yeniden bir iç savaşın eşiğine getiren" bu gelişmeler karşısında, çözümün Suriye halklarının "tüm renkleriyle ve çözüm perspektifleriyle" sürecin öznesi olmasında yattığı vurgulandı.

Gazze'deki insanlık dramı

İsrail'in Gazze'de sivillere yönelik saldırıları ve insani yardım ambargosu nedeniyle yaşanan dramın "insanlığın geldiği son nokta" olarak nitelendirildiği bildirge, yiyecek ve su kuyruklarında bekleyen sivillere yönelik saldırıların kabul edilemez olduğunu ifade etti.

Kürt meselesinde tarihi dönüm noktası

Parti Meclisi’nin en önemli gündem maddesi, 27 Şubat'ta Abdullah Öcalan tarafından ilan edilen “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı” sonrası sürecin geldiği yeni aşama oldu. "Yüz yılı aşkın bir sürede çözülememiş Kürt meselesinde" son bir yıl içinde yaşanan gelişmelerin - 1 Ekim 2024'ten 9 Temmuz 2025'te Öcalan'ın tarihi video mesajına kadar - yeni bir demokratik barışçı çözüm imkanını güncellediği belirtildi.

"Silahların yakılması" kararı

11 Temmuz'da Süleymaniye'de gerçekleştirilen silahların yakılması töreni, "yarım yüzyıllık çatışma tarihinin cesur ve kararlı bir kapanışının ilanı" olarak değerlendirildi. Bildirge, Kürt Hareketinin "tüm dünyanın gözleri önünde geri dönüşsüz ve kararlı, kalıcı bir irade beyan ettiğini" vurgularken, devlet ve iktidara da çağrı yöneltildiğini ifade etti.

Meclis'te kurulacak komisyonun önemi

Öcalan'ın 9 Temmuz'daki mesajında işaret ettiği, Meclis'te kurulacak komisyonun "tarihsel bir işleve" sahip olacağı belirtilen bildirge, partinin bu komisyonun çalışmalarının anlamlı sonuca ulaşması için "her türlü çabayı göstereceğini" açıkladı. "Demokratik/pozitif entegrasyon yasaları ve özgürlük yasaları" ekseninde tüm halkların eşitlik temelinde yeni bir toplumsal sözleşme inşa edilmesinin hedeflendiği vurgulandı.

DEM Parti'nin demokratik toplum ve barış perspektifiyle planladığı yaklaşık 2 bin halk toplantısının büyük bölümünün başarıyla gerçekleştirildiği açıklandı. Bu toplantılarda kadınların, gençlerin, emekçilerin, emeklilerin, inanç topluluklarının ve ekoloji hareketlerinin katılımıyla, meselenin "yalnızca siyasal değil çok katmanlı bir toplumsal dönüşümü gerektirdiği" ortaya kondu.

Barışın toplumsallaşması

"Barışın toplumsallaşması ile ekonomi, ekoloji ve toplumsal cinsiyet eşitliği gibi acil toplumsal meselelerin çözümü arasında doğrudan bağ kurulması" gerektiği vurgusu yapıldı. Bildirge, demokratik güçlere, emek ve meslek örgütlerine, kadın ve gençlik hareketlerine, inanç topluluklarına, ekoloji ve hak örgütlerine seslenme bölümüyle sona erdi:

"Barışı ancak birlikte büyütebiliriz, birlikte mücadele ederek toplumsallaştırabiliriz. Barışı demokrasiyle taçlandırabiliriz."

Somut öneriler

Yeni Yüzyıl Partisi’nden güçlü hamle
Yeni Yüzyıl Partisi’nden güçlü hamle
İçeriği Görüntüle

Parti, halk toplantılarının daha geniş katılımlı yerel forumlara dönüştürülmesi, her il ve ilçede barış ve demokrasi platformları oluşturulması çağrısında bulundu. Hak ihlalleri, çevre talanı, kadın cinayetleri, çocuk istismarı ve emek sömürüsünün her vakasının sürecin bir parçası olarak takip edilmesi gerektiği ifade edildi. "Halklarımıza barış ve demokrasi sözü verdik. Şimdi bu sözü demokratik hukukla, demokratik kurumlarla ve toplumsal katılımla gerçek kılma zamanıdır" sözleriyle son bulan bildirge, sürecin zamana yayılmayı değil, güven inşa eden demokratik adımlara ihtiyaç duyduğunu vurguladı.

Muhabir: MAHİR YÜKSEL