Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yakınlığıyla tanınan ilahiyatçı yazar Ali Rıza Demircan, kaleme aldığı son köşe yazısında, yalnızca muhalefet partilerini değil, iktidar partisine bağlı belediyeleri de kapsayan önemli yolsuzluk ve rüşvet iddialarına dikkat çekti. Demircan, bir süredir dile getirdiği eleştirilerini bu kez daha net ifadelerle ortaya koyarak, AK Parti içerisindeki yozlaşmaya karşı da açık uyarılarda bulundu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yakınlığıyla tanınan ilahiyatçı yazar Ali Rıza Demircan, kaleme aldığı son köşe yazısında,
Geçtiğimiz yıl yaptığı açıklamalarla artık oy vermeyeceğini belirterek kamuoyunda büyük yankı uyandıran Demircan, son yazısında “Çürüme yalnızca CHP’li belediyelerde değil” diyerek, AK Partili belediyelerle ilgili ciddi iddiaları gündeme taşıdı. Demircan’ın ifadeleri, sadece bir eleştiri değil; aynı zamanda parti içinden aldığı bilgilerle desteklenen ciddi bir iç muhasebe çağrısı niteliği taşıyor.
AK Parti Genel Merkezi Çıkarcılarla Dolu”
Demircan yazısında, ismini açıklamadığı, daha önce bakanlık yapmış önemli bir AK Partili siyasetçiden aldığı bilgiyi şu sözlerle aktardı:
“Bakanlık yapmış önemli bir Ak Partili siyasetçi bana, ‘Genel merkezimiz âhiret hayatı ve sorgulamasına inanmayan çıkarcılarla dolup boşalıyor’ demişti.”
Bu cümle, yalnızca bireysel bir serzenişten öte, partinin kurumsal yapısındaki manevî boşluklara ve değer aşınmasına işaret ediyor.
“Makam ve Para Olan Yerde Çürüme Başlıyor”
Yazının en çarpıcı bölümlerinden biri ise, yolsuzluğun yalnızca muhalefet belediyeleriyle sınırlı olmadığı, bilakis maddi imkanların bulunduğu her alanda benzer çürümelerin yaşandığına dair vurgular:
“Problem yalnızca CHP’li belediyelerdeki suistimaller ve rüşvet meselesi değil. Çok daha yaygın bir durum söz konusu. Paranın, makamların ve imkânların olduğu her yerde çürüme var. AK Partili belediyeleri de içine alıyor.”
Bu ifadeler, yalnızca siyasi değil; ahlaki bir sorgulamanın da kapısını aralıyor. Demircan, yozlaşmanın ve suistimallerin sadece karşı cephede değil, "bizden" sayılanlarda da yaygın hale geldiğini dile getiriyor.
“Hırsızlara Sahip Çıkmak Toplumsal Bela Haline Geldi”
Ali Rıza Demircan, siyasi aidiyetin, ahlaki değerlere baskın çıktığını ve bunun da toplumsal felakete yol açtığını ifade etti. Yazısında, “Siyasi amaçlarla hırsızlara ‘bizdendir’ deyip sahip çıkılması da ayrı bir toplumsal belamız” diyerek, özellikle muhafazakâr tabanda yaşanan değer kaybına işaret etti.
Yunus Emre Vakfı Vurgusu ve Ceza Talebi
Demircan, örnek olarak Yunus Emre Vakfı’nda ortaya çıkan yolsuzluk iddialarına da değinerek, bu tür vakıf ve kurumlarda görev alanların, “Müslüman kimlikli” olarak güveni suiistimal ettiklerini ve bu nedenle daha ağır şekilde cezalandırılmaları gerektiğini savundu:
“Yunus Emre Vakfı’ndaki yolsuzluklar sebebiyle bir yazı kaleme aldık. Müslüman kimlikli olanlara güveni çiğnedikleri için üst sınırdan ceza verilmesini istedik.”
Bir İlahiyatçıdan Vicdan Muhasebesi Çağrısı
Ali Rıza Demircan’ın bu yazısı, siyasi söylemin ötesine geçen, hem bireysel hem de toplumsal vicdan muhasebesine çağrıda bulunan bir metin niteliği taşıyor. Dini hassasiyetleri yüksek bir tabanda, yolsuzluk ve çıkarcılık gibi sorunların görmezden gelinmesinin, sadece partilere değil, toplumun genel ahlaki yapısına da zarar verdiğini açıkça ortaya koyuyor.