Kastamonu’nun Bozkurt ilçesinde 2 Kasım tarihinde evlerinden ayrılan ve günlerce haber alınamayan anne Huriye Helvacı (43) ile 5 yaşındaki oğlu
Kastamonu’nun Bozkurt ilçesinde 2 Kasım tarihinde evlerinden ayrılan ve günlerce haber alınamayan anne Huriye Helvacı (43) ile 5 yaşındaki oğlu Osman Yaşar Helvacı’nın cansız bedenlerine ulaşıldı. Olay, bölgede bir mağarada ya da doğal bir uçurum yarığında değil, ormanlık alandaki şelale tabanı ve yakın çevresinde tespit edildi.
İlk belirlemelere göre; çocuğun yaklaşık 30 metrelik bir şelaleden düşerek hayatını kaybettiği, anne Helvacı’nın ise oğlundan yaklaşık 50 metre yukarıda – kıyafetlerinin ve çantasının bulunduğu yerden 25 metre mesafede – çıplak olarak bulunduğu aktarılıyor. Bu tablo dramatik bir donma (hipotermi) senaryosunu gündeme getirirken, bir yandan da ailenin “cinayet” yönündeki iddiaları adeta gölgeliyor.
Bölgedeki arama faaliyetleri sırasında görev alan AFAD, UMKE, JÖAK ve komando birlikleri; savcılık ve olay yeri inceleme ekipleriyle birlikte çalışarak cesetleri uçurumdan çıkardı. Otopsi işlemleri ise Ankara Adli Tıp Kurum’unda tamamlandı.
Ailenin iddiasına göre; Helvacı’nın bir süredir eski eniştesi olduğu belirtilen Mustafa U.’yla telefon görüşmesi yaptığı ve kaybolduğu gün evinden çıkarak yaklaşık 16 km uzaklıktaki Köseali köyü’ne doğru yola çıktığı belirlendi. Köy halkından yol tarifi isteyen Helvacı’nın, o noktadan sonra izine rastlanamadı. Kayınbiraderi Ramazan Kalafat, “Başımıza böyle bir olay geldi… Yüzde 90 cinayet gibi düşünüyoruz” diyerek iddialarını dile getirdi.
Öte yandan emekli cinayet dedektifi Savaş Kurtbaba, olayın seyriyle ilgili çarpıcı ifadeler kullandı: Ana aracın içinde otostop çeken kadını ve çocuğu alırken çocuk “Mustafa’nın evini geçtik” dedi; bölgeyi özellikle tanıdıkları ya da daha önce geldikleri bir yer olarak değerlendiriyor. Dedektife göre anne “final yaptı” ve olayın görünenden çok öte olduğu fikrinde.
Sonuç olarak; Bölgede bulunan şelale, kıyafetlerin 25 metre ötede bulunması, annenin çıplaklığı ve çocuğun yüksekten düşmesinin kombinasyonu, donma-kaza teorisini güçlü kılıyor. Ancak ailenin ve dedektifin işaret ettiği “yönlendirme”, “eski enişte bağlantısı” ve “iz kaybı” gibi unsurlar da soruşturmanın bir cinayet boyutu taşıdığına işaret ediyor. Yetkililer gözaltı ve kesin adli sonuçlar hakkında henüz kamuoyuna net bilgi vermedi.
Yerel makamlar ve halk, bu iki canın kaybı karşısında hem büyük bir üzüntü içindeler hem de sorulara yanıt bekliyorlar: Gerçekten bir kaza mı oldu? Yoksa köşede bekleyen bir plan mı vardı? Bu son perde, netliğe kavuşana dek sayısız spekülasyon ve belirsizlikle dolu…