Erdoğan’dan Netanyahu’ya Sert Yanıt: “Kudüs’e ait tek çakıl taşını dahi vermeyiz” — Teknofest’te hem teknoloji hem dış politika mesajı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi’ndeki 2025–2029 Türkiye Kooperatifçilik Stratejisi ve Eylem Planı tanıtımı ile Atatürk Havalimanı’nda düzenlenen Teknofest programında yaptığı konuşmalarda hem ülke içi hedefleri hem de dış politika duruşunu bir arada ortaya koydu. Erdoğan, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun Kudüs ve Türkiye’ye yönelik açıklamalarına sert tepki göstererek, “Değil Siloam Kitabesi’ni, Kudüs’e ait tek bir çakıl taşını dahi size vermeyiz” ifadelerini kullandı.
Teknofest’ten gurur veren rakamlar ve savunma sanayii vurgusu
Erdoğan, konuşmasında Teknofest’in bir teknoloji markası haline geldiğini vurgularken bu yılki katılım rakamlarını paylaştı: 64 farklı yarışma, 81 il, 96 ülke, 565 bin takım ve yaklaşık 1 milyon 200 bin yarışmacı. Finale kalan 13 bin takımın yanı sıra jüri ve organizasyon çalışanlarına teşekkür etti. Savunma sanayii başarılarına da dikkat çeken Erdoğan; İHA/SİHA’lar, insansız deniz araçları, fırkateynler, mayın gemileri, otonom zırhlı araçlar ve yeni nesil platformlarla gücün artırıldığını söyledi. Ayrıca 27 Ağustos’ta envantere giren 47 araçlık “Çelik Kubbe”den bahsederek savunma alanındaki atılımlarının devam edeceğinin sinyalini verdi.
Dijital milli hamle: Elektronik Sosyal
Erdoğan, dezenformasyonla mücadele ve dijital egemenlik hedefiyle tanıtılan “Elektronik Sosyal” platformunun 1 milyon 300 bini aşan kullanıcıya ulaştığını belirtti. Bu adımı, dijital tekelleşmeye karşı bir alternatif olarak sundu; gençlere ve hakikati arayanlara yönelik bir çıkış yolu olarak nitelendirdi.
Kudüs vurgusu: Tarihî sorumluluk ve siyasi taahhüt
Konuşmanın dış politika kısmında Erdoğan, Kudüs’ün sadece Müslümanların değil tüm insanlığın onuru olduğunu söyledi. Netanyahu’nun sözlerine atıfta bulunarak, “Elinde 65 bin Gazzeli mazlumun kanı olan canilere” diye başlayan sert bir üslupla tepkisini dile getirdi. Özellikle Sultan II. Abdülhamid dönemine yapılan gönderme ve “Sultan Abdülhamid verdi mi? Biz Sultan Abdülhamidlerin torunlarıyız” çıkışı, tarihî referanslarla Türkiye’nin Kudüs ve Filistin meselesine duygusal ve hukuki-manevi bir sahiplik vurgusu ekledi. Erdoğan, 1967 sınırları dahilinde başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin devletinin kuruluncaya kadar mücadelelerinin devam edeceğini yineledi.
Mesajın iç ve dış politika boyutları
Erdoğan’ın sözleri hem seçmen tabanına hem bölgesel aktörlere yönelik net bir uyarı ve tavizsiz bir duruşu temsil ediyor. İç politikada milli hassasiyetler üzerinden bir birlik çağrısı yaparken dış politikada ise Türkiye’nin Filistin konusunda aktif, dayanışmacı ve zaman zaman sert bir söylemle sahada olacağını gösteriyor. Teknofest’te savunma sanayii başarısına vurgu yapması, mesajın “güçlenen Türkiye” anlatısıyla örtüşmesini sağlıyor: teknoloji ve savunma kapasitesiyle sözünü küresel ve bölgesel aktörlere daha güçlü duyurabilen bir ülke imajı.
Olası yankılar ve takip edilmesi gerekenler
Erdoğan’ın ifadeleri diplomatik kanallarda yankı bulabilir; İsrail–Türkiye hattında yeni açıklamalar veya karşılıklı diplomatik girişimler gelebilir. Türkiye iç siyasetinde ise muhafazakar-millî taban bu tür vurguları desteklerken, muhalefet partilerinin tepkileri farklı argümanlar üzerinden şekillenebilir. Bölgedeki çatışma dinamikleri, diplomatik temaslar ve uluslararası aktörlerin (Birleşmiş Milletler, Arap Ligi vb.) tepkileri ilerleyen günlerde tartışmanın seyri açısından belirleyici olacaktır.
Sonuç: Teknolojiyle yükselen, ilkelerle konuşan Türkiye
Erdoğan’ın Teknofest konuşması hem içe dönük ekonomik ve teknolojik atılım mesajları hem de dış politika kırmızı çizgilerini bir arada sundu. Kudüs meselesinde sergilenen sert duruş, Türkiye’nin tarihî ve manevi vurgularla desteklenen dış politika tavrının devam edeceğini işaret ediyor. Savunma sanayiindeki ilerlemelerle birlikte bu söylem, Ankara’nın hem sahada hem masada daha güçlü bir aktör olma hedefini güçlendiriyor.