İsrail ile İran arasındaki çatışmalar, 11. gününde daha da sertleşerek devam ediyor. Son gelişmelere göre, İran İsrail’e yönelik yeni bir füze saldırısı başlattı.
İsrail ile İran arasındaki çatışmalar, 11. gününde daha da sertleşerek devam ediyor. Son gelişmelere göre, İran İsrail’e yönelik yeni bir füze saldırısı başlattı. İsrail’in kuzeyinde yer alan Nahariya, Gesher Haziv, Hila, Me'ona ve Mi'ilya şehirlerinde siren sesleri yükseldi. Söz konusu bölgelerde halk sığınaklara yönlendirilirken, İsrail hava savunma sistemlerinin aktif hale geldiği bildirildi.
İsrail ordusu, İran'dan fırlatılan füzelerin tespit edildiğini ve halkın uyarı sistemi aracılığıyla bilgilendirildiğini açıkladı. Ordudan yapılan açıklamada, vatandaşların en kısa sürede sığınaklara inmeleri gerektiği vurgulandı.
Uluslararası haber ajansı Reuters, Kudüs semalarında uçan bir füzenin görüldüğünü ve ardından çok sayıda patlama sesinin duyulduğunu bildirdi. İsrail güvenlik kaynakları, saldırının İran kaynaklı olduğunu doğrularken, savunma sistemlerinin birçok saldırıyı başarıyla püskürttüğünü öne sürdü.
İsrail’den Misilleme: İran’a Hava Saldırısı Düzenlendi
İran’ın saldırısına yanıt olarak İsrail, İran topraklarına yönelik yeni bir hava operasyonu gerçekleştirdi. İsrail askeri yetkilileri, özellikle Kermanşah eyaletinde bulunan füze fırlatma ve depolama tesislerinin hedef alındığını duyurdu. Açıklamaya göre, 15 savaş uçağının katıldığı operasyonda çok sayıda askeri tesis imha edildi.
İsrail ordusu, bu saldırının İran’ın askeri kapasitesini zayıflatma amacı taşıdığını ve operasyonların İran hava sahasında “hava üstünlüğü” sağlanana kadar süreceğini bildirdi. Ayrıca daha önce İran’ın 6 havalimanı da İsrail tarafından hedef alınmıştı.
Bölgesel Güvenlik Endişesi Derinleşiyor
İran ve İsrail arasındaki bu karşılıklı saldırılar, yalnızca iki ülkeyi değil, tüm bölgeyi tehdit eden bir savaş senaryosuna doğru evrilme riski taşıyor. ABD ve Avrupa ülkeleri başta olmak üzere uluslararası toplum, taraflara itidal çağrısı yaparken, olası bir geniş çaplı çatışmanın küresel dengeleri etkilemesinden endişe ediliyor.
Birleşmiş Milletler ve NATO’nun gelişmeleri yakından izlediği belirtilirken, diplomatik girişimlerin yoğunlaştırılması gerektiği yönünde çağrılar artıyor. Ancak sahadaki tansiyon, diplomasiye pek alan bırakmıyor.
İki ülke arasındaki bu sertleşen çatışma süreci, hem bölgesel istikrarı hem de küresel enerji güvenliğini tehdit eder boyutlara ulaşmış durumda. Önümüzdeki günlerde yaşanacak gelişmeler, sadece Ortadoğu’nun değil, dünyanın da gündeminde olmaya devam edecek.