Koronavirüs Bilim Kurulu Toplantısı sonrasında basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, "Bizim bu dönemde Sinovac dediğimiz inaktif aşıyla diyaloglarımız devam ediyor. Bununla ilgili bir sözleşme yapıldı. Toplam Aralık, Ocak ve Şubat ayında bir sorun olmazsa yapılan sözleşme ile 50 milyon doz aşı için imza atıldı” dedi. 

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca Bilim Kurulu toplantısının ardından açıklamalarda bulundu. Bakan Koca, 2019 yılı Aralık ayından itibaren dünyayı etkisi altına alan bir pandemiyle mücadele ettikleri ve dünyada ilk defa pandemi ile karşılamadığını bildirdi.

Koca, “Bu pandeminin önceki pandemilerden bir farkı var. Grip ve veba gibi pandemiler bilinen hastalıklardı, etkenleri de biliniyordu. COVID pandemisine yol açan virüs insanlığın ilk defa karşılaştığı bir virüs. Her gün yeni bir durumla karşılaşıyor ve yaptığı hastalık tablosunu süreci, sonuçlarını mücadele ederken öğreniyoruz. Tanıdıkça mücadele stratejimiz ve tedavi algoritmalarımız da değişebiliyor. Yeni test yöntemleri, yeni tedavi önerileri ortaya çıkabiliyor. Teşhis kriterlerimiz değişiyor, tedavi yöntemlerimiz değişiyor, olgunlaşıyor. Bu sadece ülkemiz için böyle değil, dünyada da bu şekilde seyrediyor. Bu çok hızlı seyir içinde geçmiş süreçler unutulabiliyor. Bir ülkenin çok yarar gördüğünü ileri sürdüğü tedaviyi bir başka ülke etkisiz ilan edebiliyor. Devlet başkanının överek kendisinin kullandığını söylediği bir ilacı uluslararası otoriteler etkisiz ilan edebiliyor. Bilinmezliklerin yanında, firmaların, tanıtımların, piyasa dinamiklerinin de bu durumda rol aldığını görmezden gelemeyiz. Ülkeler sosyoekonomik düzeyleri, geçmiş tecrübeleri ve mevcut imkanları ölçüsünde virüsle mücadele ediyor. Bu yüzden tanı için uyguladıkları politikalar, bulaşmaya karşı aldıkları tedbirler, hastaların takibi, temaslı bulunması toplum içinde risk yönetimi gibi hususlarda farklı uygulamalara şahit oluyoruz. Birçok ülkenin aksine Türkiye sağlık sistemi pandemiyi sürpriz olarak karşılamadı. Daha önce uygulamaya koyduğumuz 'Pandemik İnfluenza Ulusal Hazırlık Planı" çerçevesinde proaktif davranmaya gayret ettik” diye konuştu.
“Kendi aşımızı üretmek için bilim adamlarımıza her türlü desteği sağladık”
Bakan Koca, hastalık görülmesinden itibaren Türkiye"nin yoğun bir mücadele dönemine girdiğini ifade ederek, “Hastanelerde elektif vakaların ertelenmesi, pandemi hastanelerinin ilanı, acil durum hastaneleri yapıp devreye alınması, pozitif vakaların izolasyonu, temaslı takibi, karantina ve sınırlandırma önlemleri, yaşlı ve genç nüfusun sokağa çıkışının sınırlandırılması, seyahat yasakları ve kısıtlamaları, okulların ve üniversitelerin uzaktan eğitime geçmesi, halka açık mekanların ve etkinliklerin iptali başta olmak üzere hayatın hemen her yönüne yönelik çok çeşitli tedbirler hayata geçirdik. Tüm hastaları ve şüpheli vakaları Halk Sağlığı Yönetim Sistemiyle merkezi olarak takip ve kontrol ettik. Hayat Eve Sığar Mobil Uygulamasını geliştirilerek riskli bölge ve riskli kişilerin takibini yapmaya başladık. Bu veri tabanımızı HES kodu uygulamasıyla kurumlarımızın entegrayonuna açarak kendi tedbirlerini almalarını sağladık. Tanı kiti, koruyucu malzeme, ilaç ve solunum cihazı temini ve üretim kapasitesinin artırılması için bütün ülke kaynaklarını seferber ettik. İhtiyaç duyan ülkelere hibe yardımda bulunduk, teknolojik ürün ihraç ettik. Bir yandan dünyadaki aşı çalışmalarını yakından takip ederken, klinik çalışmalara ev sahipliği yaptık. Kendi aşımızı üretmek için bilim adamlarımıza her türlü desteği sağladık. Eksik görülen alt yapıları hızla tamamladık. Tespit edilen vakaların temaslılarının da bulunarak izolasyona alınmasını sağlamak üzere yaygın bir temaslı taraması (filyasyon) ağı oluşturduk. Sağlık personelimizin yanında öğretmenlerimiz, din görevlilerimiz ve diğer kamu görevlilerimizle ekiplerimizi güçlendirdik. Bu konuda valilerimizin ve belediyelerimizin desteğiyle oluşturulan motorize ekipler salgın kontrolünde önemli rol üstlendi. Aile hekimleri ve çağrı merkezlerimiz vasıtasıyla izolasyondaki kişilerin düzenli takibi yapıldı yapılmaya devam ediyor. Türkiye, yaygın filyasyon yapılması, vakaların hızlı tespiti, Ülke genelinde standart tedavi protokollerinin uygulanması, erkenden tedaviye başlanması, evde izole edilen hastalara ilaç teslimi ve tüm bu hizmetlerin ücretsiz gerçekleştirilmesi yönünden dünyada fark yaratan bir ülke oldu” diye konuştu.
“Mahalli sıkıntılara verilen ulusal desteklerle sorunların üstesinden birlikte geldik”
Tatil nedeniyle memleketine dönüşlerin olduğunu ve ulaşımın arttığı Kurban Bayramı sonrası Anadolu"da hızlı bir artış yaşandığının altını çizen Bakan Koca, “Konya, Gaziantep, Şanlıurfa, Van, Diyarbakır başta olmak üzere birçok ilimizde hızlı artışlar gözledik. Konya, Kayseri, Gaziantep, Diyarbakır, Batman, Van, Muş, Hakkari ve Ankara"da yüzde 100"e varan artışlarımız oldu. Bölgelere bizzat giderek, yerel yöneticilerimizle illeri ayrı ayrı değerlendirmeye tabi tuttuk. Eksiklerimizi, hatalarımızı, ihmal ettiklerimizi en detayına kadar tespit etmeye çalıştık. Bunları giderici tedbirler için hem merkezi yönetim, hem de yerel idarecilerimiz üzerine düşeni yaptı. Yerinde yaptığımız değerlendirmelerle yaz döneminin bitmesine bağlı artan seyahatlerin getirdiği ve öngördüğümüz artışların, alınan tedbirler sayesinde kısa zamanda kontrol altına alındığını gördük. Semptomlulardan hızla numune alınması, test sonuçlarının hızlandırılması, tedaviye erken başlama, filyasyon ekiplerinin artırılıp filyasyon süresinin kısaltılması, etkili temaslı takibi ve izolasyon gibi bilinen tedbirlerimizin yanında, hastanelerimizde yoğun bakım kapasitelerini artırdık, ilave yataklar açtık. Çağrı sistemi kurarak haneleri arayıp sorguladık, mobil doktor ekipleriyle evlere giderek hasta takibi yaptık. Mahallinde yaptığımız müdahalelerle hasta sayılarında dramatik düşüler sağlandığını, hastanelerimizin yükünün hafiflediğini gördük. Mahalli sıkıntılara verilen ulusal desteklerle sorunların üstesinden birlikte geldik. Bu tedbirlerle hayatı kısıtlamadan, sokağa çıkma kısıtlılığı gibi yasaklayıcı önlemler almadan olumlu neticeler alabildik” ifadelerine yer verdi.
“Artık açık test politikasına geçtiğimiz kabul edilebilir”
Açık test politikasına geçtiklerini duyuran Koca şu ifadeleri kullandı:
“Temmuzdan sonra, test yaptığımız grubun özelliği nedeniyle sadece semptomlu hastaları bildirdiğimizi ifade etmek için veri tablomuzda verdiğimiz sayının gerçek mahiyetinin anlaşılması adına “hasta” kavramını kullanmayı tercih ettik. Bu konuda birçok eleştiri ve ithamlara maruz kaldık. İleri sürülen iddiaların aksine, verdiğimiz verinin doğru anlaşılmasını sağlamayı amaçladık. Bu arada dünyadaki hasta karşılaştırmalarında uyum sağlamak ve sistemi riske eden durumu yansıtmak amacıyla hayati risk taşıyan ağır vakalarımızın sayısını da paylaşmayı tercih ettik. Bildiğiniz gibi, hastanelerimizde yük oluşturan, sağlık personelimizin insanüstü gayretle çalışmasına yol açan, yer yer hastanelerimizdeki yoğunlukla bizi zor duruma düşüren hastaneye yatma durumunda kalan hastalardır. En kritik olan ise ağır hastaların önemli bir kısmının takip edildiği yoğun bakım servisleridir. Bu yüzden hasta sayılarımızı ve ağır hasta sayılarımızı her gün eksiksiz kamuoyuyla paylaştık. Sağlık sistemimize esas yükü bunlar oluşturuyor, bütün ülkelerde sağlık sistemlerini tehdit eden bu tür vakalardır. Ancak görüyorum ki, vatandaşımız pozitif çıkan, evinde takip edilen, izolasyonda tutulan vakaların hepsinden haberdar olmak istiyor. Bu vakalarla ilgili her türlü bilgi, sistemimizde kayıtlı. Sadece bunlar değil, filyasyon ekiplerimizin tespit ettiği temaslılar da, bunların takibi de anlık olarak sistemimize işlenmektedir. HES kodu sorgulaması bu veri tabanından yapılarak riskli kişiler tespit edilebilmektedir. Güvenlik güçlerimiz, kamu kurumlarımız, okullarımız, belediyelerimiz dahil, toplu nüfusla muhatap olan bütün kurumlarımız bu siteme erişip sorgulama yapabilmektedir. Açık söylüyorum, hasta olsun olmasın, bütün testi pozitif olanlar ve bunların temaslılarını HES kodu üzerinden sorgulamak mümkündür. Test kapasitemizi çok hızlı artırmıştık. Bu konuda Dünya Sağlık Örgütü defalarca takdirlerini iletti. Halen kapasite artırmaya devam ediyoruz. Laboratuvar alt yapısı yeterli olan bütün sağlık kuruluşlarımızı yetkilendirdik. Taramalar, toplu iş yerleri, belli etkinlikler ve yurt dışına çıkanlardan sonra artık kendi isteğiyle vatandaşlarımız test yaptırabilmektedir. Bunu test sayılarının artışından da fark ediyorsunuz. Önümüzdeki günlerde kapasitemizi 200.000"li rakamların üzerine çıkaracağız. Test kapasitemizin geldiği nokta ve test politikamızın revizyonu konusu Bilim Kurulunda gündem oldu. Artık açık test politikasına geçtiğimiz kabul edilebilir. Daha önce de söylemiştim. Bu politikanın tamamlayıcısı olarak, vatandaşlarımızın talepleri doğrultusunda semptom göstermeyen pozitif vakaları da günlük tabloda vermeyi planlıyoruz. Bu arada hastanelerimizi dolduran, sağlık personelimizin gece gündüz büyük çabalarla mücadele etmesine neden olan yatan hasta sayılarımızdır. Pandemi seyrini daha iyi anlayabilmek, sağlık sisteminin verdiği yanıtı daha iyi kavrayabilmek, rehavete düşmemek için dikkatinizi günlük hasta sayılarına ve ağır hastalarımıza odaklamanızı tavsiye ederim. “
“Bu yıl henüz bitmeden aşıya kavuşmanın ümidi içindeyim”
Çin ve Almanya kaynaklı aşıların Türkiye"de faz çalışmalarının devam ettiğini ifade eden Bakan Koca, “Görünen o ki, hayatımızı bir süre daha sıkı bir disiplin altına almak zorundayız. Hastalıktan bizi koruyacağını umduğumuz aşı çalışmalarını takip ediyorsunuz. Dünyaya paralel olarak ülkemizde de 16 ayrı aşı çalışması yapılmaktadır. Dünyada tüm aşı platformlarında aşı adayları geliştirmeye çalışan ender ülkelerden biriyiz. Aşı adaylarımızdan bir tanesi klinik öncesi dönemi başarıyla tamamlamış ve gönüllüler üzerinde uygulanmaya başlamıştır. TÜSEB desteğiyle Erciyes Üniversitesi"nde geliştirilen aşının Faz-I çalışmasında 44 gönüllüye uygulama yapıldı. Şu ana kadar ciddi bir yan etki görülmedi. İkinci doz aşılama 26 Kasım-14 Aralık tarihleri arasında yapılacak. Nisan ayında ilk aşımıza kavuşmayı ümit ediyorum. Bakanlığımıza başvurarak Aşı Çalışmaları Değerlendirme Komisyonunda değerlendirilen 15 aşı daha desteklenmeye devam edilmektedir. Aşı konusunda çalışma yapan ve Aşı Değerlendirme Komisyonunun onayını alan bütün bilim adamlarımızı ayırım yapmaksızın destekliyoruz. Bu arada da Çin ve Almanya kaynaklı aşıların ülkemizde de faz çalışmaları yapıldığını, bununla ilgili gelişmeleri kamuoyu ile paylaşıyoruz. Bu yıl henüz bitmeden aşıya kavuşmanın ümidi içindeyim. Bir engel çıkmazsa, sağlık personelimizden başlayarak Bilim Kurulumuzun belirleyeceği algoritma ile risk gruplarını kademeli olarak aşılamayı planlıyoruz” dedi.
“Virüs bulaştırıcılığından hiçbir şey kaybetmeden adeta kitlesel bulaşma dönemine geçti”
Virüsün bulaştırıcılığından hiç bir şey kaybetmeden adeta kitlesel bulaşma dönemine geçtiği uyarısında bulunan Koca şu ifadeleri kullandı:
“Ekimin ikinci haftasından itibaren, salgın karşısında, öncekilerden daha ciddi bir sınavdayız. Kış aylarının gelmesiyle birlikte insanların kapalı ortamlarda birlikte bulunmasının da getirdiği riskle tüm dünyada adeta patlama şeklinde hızlı bir artış başladı. Virüs bulaştırıcılığından hiç bir şey kaybetmeden adeta kitlesel bulaşma dönemine geçti. Bugün itibarıyla dünyada pozitif vaka sayısı 60 milyon oldu. Ölüm sayısı ise 1 milyon 400 bini geçti. Bu hızlı artışla, dünyada COVID ölümleri, bulaşıcı hastalıklara bağlı ölümlerin yüzde 12"sini buldu. Halihazırda 100 bini aşkın ağır vaka, hastanelerde yaşam mücadelesi veriyor. Son birkaç haftada tehdidin boyutu hızla artmıştır. Dünyada ilk zirvenin yaşandığı Nisan ayında günlük yeni vaka 80 bin civarında iken, Kasım ayında günlük vaka sayısı 8 kat aratarak 660 bini aştı. Yine Nisan ayında günde 8 bin 500 kişi bu hastalıktan hayatını kaybederken, içinde bulunduğumuz Kasım ayında günlük ortalama vefat sayısı 12 bine ulaştı. Bugün birçok ülke kapanma tedbirlerine ve hareket kısıtlamalarına yeniden başvurmak zorunda kaldı. Dünyadaki bu artışa paralel olarak ülkemizde önce İstanbul, İzmir, Bursa gibi batıdaki büyük illerimizde başlayan artış trendi neredeyse bütün ülkeye yayılmış durumdadır. Her ne kadar güçlü alt yapımız ve fedakar çalışan sağlık personelimiz sayesinde bu artışı göğüsleyebilmiş durumda isek de, gidişatı durdurmak için radikal tedbirlere başvurmamız kaçınılmaz olmuştur. Nitekim geçen hafta toplu mekanların çalışma saatlerinin kısıtlanması, hafta içinde belli yaş gruplarının, hafta sonunda genel sokağa çıkma kısıtlamaları dahil, bir dizi kısıtlayıcı kararlar uygulamaya kondu. Önümüzde milletçe teyakkuzda olmamız gereken günler var. İhmalkarlığa tahammül edebilme, rehavete kapılma lüksümüz yok. Tekrar dikkatinizi çekmek istiyorum. Önce Anadolu illerimizde ardından ağırlıklı olarak ülkemizin Batı yakasında hızlı artışlar oldu. İstanbul, Bursa, Kocaeli, İzmir üçüncü zirveyi yaşıyorlar. Bütün sağlık çalışanlarımız seferberlik halinde. Artırdığımız filyasyon ekipleri ev ev dolaşıyor, aile hekimlerimiz kendi listelerindeki kişileri takip ediyor. Valilerimiz, kaymakamlarımız, belediyelerimiz bu mücadeleyi desteklemek için ellerinden geleni yapıyor. Geçen hafta Sayın Cumhurbaşkanımızca açıklanan tedbirlerin etkisini yakından takip ediyoruz. İstanbul dahil bazı illerimizde artış hızlarında düşmeler görüldü ve kısmi bir plato çizmeye başladıysa da, erken dönem sonuçları konusunda henüz kesin bir yargıya varmak zor. Eğer tedbirlere tavizsiz bir şekilde uyarsak artışı durdurmamız mümkündür. Yeterince etkili olmazsa daha ağır kısıtlamaların yapılması kaçınılmaz olacaktır.”
Aşılardaki son gelişmelerin sorulması üzerine, Türkiye"de Pfizer ve Sinovac firmaları tarafından geliştirilen aşıların Faz-3 denemelerinin hala devam ettiğini hatırlatan Bakan Koca, “Erken dönemde vatandaşımızı aşıya eriştirmek noktasında bir çaba içindeyiz. Burada özellikle dikkat ettiğimiz husus da; vatandaşımıza uygun bulduğumuz, uygun olabilir diye düşündüğümüz aşının etkinlik ve güvenilirliğini önemsiyoruz. Dolayısıyla bu anlamda etkin ve de güvenilir olduğunu bildiğimiz aşıları erken dönemde tedarik ederek vatandaşımızla buluşturmak istiyoruz. Aşılar biliyorsunuz farklı yöntemlerle geliştiriliyor, inaktif aşılar var, mRNA aşısı, protein ve vektör aşıları şeklinde. Bizim bu dönemde Sinovac dediğimiz inaktif aşıyla diyaloglarımız devam ediyor. Bununla ilgili bir sözleşme yapıldı. Toplam Aralık, Ocak ve Şubat ayında bir sorun olmazsa yapılan sözleşme ile 50 milyon doz aşı için imza atıldı. Yani sözleşme imzalandı. Aralık ayında asgari 10 milyon doz olmak üzere ama 20 milyon hedefliyoruz. Ocak ayında 20 milyonda sorun yok, Şubat ayında da asgari 10 milyon olmak üzere toplam 50 milyon doz için sözleşme imzalandı. Diğer mRNA aşısı (Pfizer) için de Aralık ayında 1 milyon, ilerleyen süreçte takvim daha belirlenmedi ama 25 milyona kadar aşının verilebileceği konusunda görüşmelerimiz devam ediyor. Rusya ve diğer aşılarla da irtibat halindeyiz” şeklinde konuştu.

“Kısıtlamalar sonrası en erken 1 hafta 10 gün içerisinde sonucu görmek mümkün olur”

Vaka artışının sürdüğü ve şuan uygulanan hafta sonu sokağa çıkma kısıtlamalarının uzayıp uzamayacağı konusundaki sorulara cevap veren Bakan Koca, “Biliyorsunuz geçen hafta sonu başladı kısıtlamalar. Kısıtlamalar sonrası en erken 1 hafta 10 gün içerisinde, ortalama 2 hafta içerisinde sonucu görmek, değerlendirmek mümkün olur. Dolayısıyla şuan değerlendirmek açısından erken olur. Ama önümüzdeki hafta daha net, bu kısıtlamaların pandeminin seyrini nasıl değiştirdiğini, nasıl etkilediğini görmüş olacağız. Ona göre de ilave bir tedbir alınıp alınmaması gerektiğini de öneri olarak sunulmuş olacak. Bahsettiğiniz saat uygulaması, özellikle hafta sonu için söylenen; Bilim Kurulu"nun aslında hafta sonu uygulaması ile ilgili genel olarak kanaat olarak olmamıştı. Kabinede değerlendirildi. Biliyorsunuz yurt dışında, özellikle hafta içi uygulamalarda 21.00 - 07.00 uygulamaları Fransa dahil olmak üzere yaygın. Biz tersine şöyle demiş olsaydık; hafta sonu 20.00 ile sabah 10.00 arası sokağa çıkma yasağı olacak. Demiş olsaydık aynı algı olur muydu? Olmazdı. Ama aslında olan olay buydu. Bu gerektiğinde daha da genişletilebilir. Ama genişletilme veya daraltılma veya farklı bir öneriyi sunabilmemiz bizim 1 hafta - 10 günlük zaman dilimi sonrası bu kısıtlamalarla elde edilen sonuçla doğru orantılı olur” diye konuştu.

"Bu dönemde en ufak bir grip benzeri, nezle benzeri belirtinin de Covid olabileceğini mutlak düşünelim”

Covid-19 enfeksiyonunda erken başlanan ilaç tedavisinin hayati derecede öneme sahip olduğuna dikkat çeken Koca, “Vatandaşımızın yüzde 80"e yakınının hafif geçirdiğini biliyoruz. Hafif geçirenler ben ilaç almadan da bunu hafif atlattım diye düşünüyor olabilir. Ama bize özellikle müracaat eden, ağır gelen hastaların özellikle ilaç kullanmayan hastalar olduğunun altını çizmek istiyorum. Yani hastaneye yatan, yoğun bakıma geçişi olan ve erken dönemde kaybetme durumunda kaldığımız hastaların önemli kısmı, erken dönemde tedavisi başlanmayan ve erken dönemde ilacını almayan kişiler olduğunu bilelim. Bu hastalıkta ilk 3-5 günün hatta 6 günün hafif seyrettiğini devamında 7"nci, 8"inci gün giderek akciğerde, akciğer tutulumu ile kendisini gösterdiğini, eğer kötüleşirsen bu 2ilacı al diye bir yaklaşımın doğru olmadığını söylemek istiyorum. Çünkü zaten o dönemde 7"nci, 8"inci günde aldığınızda etkisi artık olmaktan çıkmış oluyor. O nedenle erken dönemde ilaçlarımızı hemen alalım. Bu dönemde en ufak bir grip benzeri, nezle benzeri belirtinin de Covid olabileceğini mutlak düşünelim” açıklamalarında bulundu.

“Bu dönemde benim vatandaşıma verdiğim bütün rakamların tamamının doğru olduğunun altını çizmek istiyorum”

Bugüne kadar Covid-19 ile ilgili açıklanan verilerin tamamının doğru veriler olduğunun altını çizen Bakan Koca, “Bugün benim söylediğim 28 bin 351 sayısı toplam vaka sayısı. Vaka PCR testi pozitif olan herkestir. Semptomu olsun, olmasın. Belirtisi olsun, olmasın herkes anlamına gelir. Yani hastaneye yatan bizim hasta diye tanımladığımız, ağır hasta diye tanımladığımız bütün hastalar dahil olmak üzere testi pozitif olan herkes. Bunun dışında ölümlerle ilgili olarak, bizim bu dönemde benim vatandaşıma verdiğim bütün rakamların tamamının doğru olduğunun altını çizmek istiyorum. Vaka sayısı adı altında vakaları vermedik. Hasta sayısı adı altında verdik. Bugün için toplam vakayı vermiş olduk” dedi.

“Enfeksiyon belirtisi olan her hasta Covid hastası mıdır”

Ekrem İmamoğlu"nun ölümler ile ilgili yapmış olduğu açıklamaların sorulması üzerine cevap veren Bakan Koca şu ifadeleri kullandı:

“Ölümlerle ilgili bildiğiniz gibi Mart ayında pandemi başladığında baştan definlerle ilgili özel defnedilmesi gerektiği, hatta özel mezarlık, ayrılmış mezarlık olması gerektiği, torbalar durumu, defnedileceği bilgisiyle ilgili kafa karışıklığı vardı. O dönemde genelge yayınlamıştık. Normal bulaşıcı olan diğer hastalıklar gibi HIV ve benzeri, menenjit gibi nasıl defin yapılıyorsa benzer şekilde defnin yapılmasını belirten yazı yazmıştık. Ama o alışkanlık o güden beri yer yer devam eder oldu. Yine o dönemde daha önce bulaşıcı hastalıklar olarak ölüm belgemiz var. Belgenin sol üst kısmında ölüm şekli yazar, altında ölüm nedeni yazar. Ölüm şekli doğal mı, adli bir ölüm mü? Bunu belirlemek için konulan kısım. İlk hekimin işaretlediği bir kısım. Ölüm nedeni ise ikinci bir hekimle doldurulan kısım. Bulaşıcı hastalıklar kısmı var ayrıca. Bu kısımda Mart'tan önce çok da doldurulan bir bölüm değildi. Esas ölüm nedeni çünkü önemli olandı. Fakat bizim genelge sonrası bulaşıcı hastalıklar gibi defnedilmesini belirttiğimiz için her geçen gün bu hane doldurulmaya başlandı. Bildiğimiz 192 bulaşıcı hastalıklar sadece buraya düşülerek işlenmedi. Enfeksiyon bulgusu olan her hasta buraya işlendi. Enfeksiyon bulgusu olan her hasta bulaşıcı hastalıklar kısmına işlendi. Yani akciğer kanseri, prostat, meme kanseri veya lenfoma veya lösemi gibi hastalığı olup enfeksiyonla kaybedilmeyen hasta mı var? Enfeksiyon bulgusu olmayan menenjit hastası mı var, enfeksiyon bulgusu akciğer kanseri hastası mı var kaybedildiğinde? Enfeksiyon bulgusu olan her hastanın işlendiği yer bulaşıcı hastalıklardır. Ama esas ikinci bölüm ise ölüm sebebidir. Ölüm sebebi Covid ise Covid, menenjit ise menenjit yazılıyor. Orası da ikinci bir hekimin denetimiyle yapılıyor. Bakanlık olarak biz yapmıyoruz, hekimlerin doldurduğu kısım bu. Enfeksiyon belirtisi olan her hasta Covid hastası mıdır?”  İHA



Editör: Haber Merkezi