Yaşanan toplumsal erozyon, şaşan ahlak pusulaları, bananecilik, para nereden gelirse gelsin kabulümdür, bana dokunmayan yılan bin yaşasın ve daha birçok söz vücuda gelmiş, hayat ile giriftleşmiş durumda.  '17 Bin kayıtlı uyuşturucu müptelası varmış, Genel evlerin dışında yığınla fuhuş yapılan yerler var, aldığım duyumlara göre oğlanlar cafesi de açılmış, hem de geçen gün büyük kavga etmişler diye. Diyanet üzerine düşeni yapmıyor, çocuklarımız tehlikede. Bahis yüzünden intihar edenlerin sayısı arttı.” diyor Avukat Ercan Ezgin. Ezgin"in yaptığı açıklamanın her satırının, her harfinde haklılığı kelimelerden taşarken anne ve babalar ise her gün evlatlarını sokağa uğurlarken ellerinin yüreklerinde olduğunu yüksek sesle dillendiriyor.

'VATANDAŞLAR RAHATSIZ"

Bahis, kumar, uyuşturucu ve gayri ahlaki olaylar ayyuka çıkarken şehrin sakinleri duyulan rahatsızlıklarını her platformda dile getiriyor, özellikle sosyal medya üzerinden de sesini yükselten kitleler yeter artık diyerek tavır takınıyorlar.

Vatandaşlar seslerini yükselterek: “Sayısı her geçen gün artan saatlik kiralık evler, uyuşturucu, fuhuş yasal veya gayri yasal kumar ile bahis, canları acıtan, yuvaları yıkan, çocukları boynu bükük bırakırken bu ahlaksızlığa bir an önce dur demek lazım. Her şeyin bir tahammül sınırı var ve bu sınır çoktan aşıldı. Top yekun mücadele zamanıdır. Başımıza yağacaksa da artık taş yağsın, varsın artık son bulsun.” diyor.

Avukat Ercan Ezgin, Diyarbakır'ın yoğun anlamda sıkıntılı bir süreç yaşadığını belirterek, şu açıklamaları yaptı: 

'BU İLLETLER DİYARBAKIR"A YAKIŞMIYOR"

“Çok konuşuyoruz, çok anlatıyoruz ama dinleyen yok. Millet olarak kumar ve bahis konusunda uçuruma doğru gidiyoruz, tehlike çok büyüktür. Bir taraftan uyuşturucu belası sokaklarda, parklarda çocuklarımızın canını alıyor, diğer yandan da çağın bir sanal belası var karşımızda hayatları karartan, insanları boşanmalara, intiharlara kadar götüren. Legal ya da illegal bahis fark etmiyor, neticede milli ve manevi değerlerimizi, kültürel birliğimizi, tarihsel geçmişimizi ayaklar altına alıyor, yozlaştırıyor, erozyona uğratıyor bizi. Bu sorun sadece Diyarbakır"ın değil Türkiye"de birçok yerde can yakan büyük bir beladır. Ortaokul çağındaki çocuklar bile harçlıklarını bahis çetelerine kaptırıyor. Kaybettikçe kazanmak için daha fazla koyuluyor ve büyük trajediler, facialar böylece oluşuyor.” dedi.

'HEM BAHİSÇİLER, HEM DE TEFECİLER"

“Genelde bahis oynatanlar aynı zamanda tefecilikte yapıyorlar ki tefeciliğin bir şeklidir, umut tüccarlığıdır. Aileler yıkılıyor, boşanmalar artıyor, cinnet ve intiharlar artıyor, her şeyini satıp tefeciye düşenler oluyor. Bahiste para kaybedenlere yine bahisçiler yüksek miktarlarla kredi açarak yine bahis oynatıp yüksek oranda da faiz alıyorlar. Sokak aralarında, bodrum katlarında, internet kaffelerde mantar gibi yasadışı bahis oyunları var. Son bir yılda devlet çok ciddi bir mücadele başlattı bunlara yönelik fakat ne kadar yeterlidir? Top yekun bir mücadele başlatılmalıdır, ciddi bir eylem planının yapılması zaruridir artık. Öte yandan mahalle muhtarları mahallelerinde olup, biten bazı konularda haberdar olmalıdır, sorulduğu zaman bilgi verebilmelidir.”

'DİYANET ETKİN ROL ÜSTLENMELİ"

“Yasadışı olan her şeyle mücadelede imamlar, Diyanet çok etkin rol üstlenebilir. Cumadan Cumaya camiye yardım, camiye yardımdan öteye giden bir politika izlenmesi lazım. Din adamı sıfatı iki ezan okuyayım olmamalı, bu gün bir cami imamı  kendi mahallesinden de sorumludur. Bulunduğu mahallede düşkünler olabilir, uyuşturucu, kumar, bahis belasına düşen insanlar olabilir, beni ilgilendirmiyor dememeli camiye çekmeli onları. Bakın Avrupa"da ne yapıyor din adamları, kiliseye sizi zorla çekiyor. Kiliseye adam çekmek için kahvaltı ısmarlıyor, iş bulmaya çalışıyor. Bizzat ben Avrupa"da gördüm, gezdim ve bu konuyu araştırdım. Açsanız karnınızı doyuruyorlar, yatacak yer temin ediyorlar. Burada ise eğer fakirseniz, mağdursanız camide kalmayasınız diye sizi kovalıyorlar, dışlanıyorlar. Sadece işin maddi boyutuna, ekonomisine gidiyorlar. Bu konuda din adamlarına büyük iş düşüyor.”

 'KİMSE DEMESİN BENİM EVLADIM DÜŞMEZ, VALLAHİ DÜŞÜYOR"

“Bu illetlerle mücadele kamu bürokrasisinin yalnız yapacağı iş değil, toplumun, herkesin bu illetlerle mücadele etmesi lazım. Önce aile bireylerimiz ile başlayarak onlara yanlışları anlatmamız lazım. Kimse demesin benim evladım, oğlum, yakınım düşmez, vallahi düşüyor. İhbarsa ihbar, mücadele ise mücadele, yahu dövüş ise dövüş yapalım, daha ötesi var mı? Bu memleket kötü ve kötülükleri hak etmiyor. Ya onlar gidecek ya da biz gideceğiz, biz bu memleketin asıl sahipleri olarak gitmeyeceğimiz, bu memleket Muhammedi topraktır, kötülük burada yeşermemiştir hiçbir zaman yeşermeyecektir. Zaten 40 yıldır biz bu topraklarda acıdan, kandan, gözyaşından, zulümden, terörden, kavgadan başka bir şey görmedik. Bu gün Diyarbakır"da çıkıp, bakın bir kimsenin yüzü gülüyor mu? Gülen yüze biz hasret kaldık. 7"den 70"e herkesin kafasındaki soru işareti sonumuz nereye varacak diyor. Bu psikolojik ortamın getirdiği kötü sonuçları yaşıyoruz.”



'DAĞLAR BAŞIMIZA YIKILIRSA YIKILSIN ARTIK"

“Ofis semtinde bir yerde ki bunu bazı kaynaklarda söylüyor geyler ve homoseksüellerin toplandığı söyleniyor. Hatta geçenlerde büyük bir kavgada yaşanmış bu mekânda, ne kadar üzücü, ne kadar ayıp. Bu mekânlar batıda çok fazla olabilir ama bizim kültürümüze, bizim yapımıza, adetlerimize uymaz, yanlıştır, kabullenmesi zor bir durum gibi geliyor. 15 – 16 yaşındaki genç bir erkek çocuğumuz fuhşa sürükleniyorsa, kadınların piyasada ahlaksızca bedeni satılıyorsa daha artık ne diyelim, dağlar başımıza yıkılırsa yıkılsın, başımıza taş yağacaksa da yağsın. Diyarbakır bunları kabullenemez, kaldıramaz. Diyarbakırlıların Diyarbakır"a sahip çıkması lazım. Siyasiler, Milletvekilleri, Belediye başkanları, geçmişten, geleceğe kadar, bu şehrin ekmeğini yiyip insanlarıyla siyasette bir yerlere gelmiş olanların bu memlekete vefa borçlarını artık ödemeleri lazım.”

'UYUŞTURUCU, BAHİS, FUHUŞ VE DAHASI"

“Fuhuş, uyuşturucu ve bahis ülkemizin baş belası olmuş! Duyduklarım tüylerimi diken, diken etti. Tehlike çok büyük, top yekun bir mücadele verilmesi lazım. Yoksa iyilikler bir, bir tükenecek. Gey ve oğlanlar kahvesi bile açılmış diyorlar. Yeter yahu, uyanın artık! 15-17 yaşlarında erkek çocuklarımıza bile fuhuş yaptırılıyor, şerefsizce onurları satılıyor. Vallahi bu vebal idareciler ve güvenlik bürokrasisi başta olmak üzere imamından tutun muhtarına kadar, hepimizin boynunda. Yüzde 99'u Müslüman bir ülke diyoruz ama koşa, koşa küfre gidiyoruz. Türkiye laiktir, laik kalacak ama uyuşturucu, fuhuş ve kumar almış başını gidiyor. Bu ülkenin Müslümanlığına bir diyeceğim yok ama dindarlığına büyük şerhim var!”  AHMET BEŞENK
Editör: Haber Merkezi