DİYARBAKIR HABER - DEM Parti İstanbul Milletvekili Cengiz Çiçek, sahte belge ve diploma şebekesinin faaliyetleri ile ilgili kamu kurumlarının ihmal ve sorumluluklarının, dijital sistemlerdeki yapısal açıkların ve siyasi sorumluluk zincirinin araştırılması amacıyla önerge verdi. BTK’nın kamuoyuna açıklama yapmamasını eleştiren Çiçek, “BTK’nın üst düzey yöneticilerinin e-imzalarının kopyalandığı iddianamelerde yer alırken, kurumun kamuoyuna yeterli açıklama yapmaması güven krizini derinleştirmiştir” dedi.
DEM Parti İstanbul Milletvekili Cengiz Çiçek, sahte belge ve diploma şebekesinin faaliyetleri ile ilgili kamu kurumlarının ihmal ve sorumluluklarının, dijital sistemlerdeki yapısal açıkların ve siyasi sorumluluk zincirinin araştırılması amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne araştırma önergesi sundu. Çiçek, Türkiye'nin teknik altyapılarında ve toplumsal yapısında ciddi bir güven ve meşruiyet kriziyle karşı karşıya olduğunu söyleyerek devletin dijital sistemlerine sızıldığı ve yüzlerce sahte belge düzenleyen organize bir suç şebekesinin varlığının, “yalnızca bireysel suçlar değil, aynı zamanda devletin denetim, hesap verebilirlik ve kamusal hizmet mekanizmalarının da çökme noktasına geldiğini göstermekte olduğunu” ifade etti.
"e-Devlet, YÖKSİS ve MEB sistemlerine yetkisiz erişim sağlamıştır"
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan ve iki iddianameyle genişletilen soruşturmaya değinen Çiçek, “Sahte diploma, transkript, sürücü belgesi ve sınav belgelerinin üretildiği geniş çaplı bir sahtecilik ağı ortaya konmuştur” dedi. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın 4 Ağustos 2025 tarihli sosyal medya açıklamasını hatırlatan Çiçek, “7 Ocak’ta 23 ilde, 23 Mayıs’ta ise 16 ilde gerçekleştirilen operasyonlarda toplam 197 şüpheli yakalanmıştır. Bunlardan 37’si tutuklanmış, 150’si hakkında adli kontrol kararı verilmiştir. Soruşturma kapsamında 57 üniversite diploması, dört lise diploması ve 108 sürücü belgesinin sahte olduğu tespit edilmiştir” bilgisini verdi. Çiçek, kamu kurumlarının sistemlerine izinsiz erişim sağlandığını belirterek, “Bu suç ağı, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK), Yükseköğretim Kurulu (YÖK) ve Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) gibi kamu kurumlarının üst düzey yöneticilerine ait elektronik imzaları kopyalayarak; e-Devlet, YÖKSİS ve MEB sistemlerine yetkisiz erişim sağlamıştır” dedi.
"Sahte mezuniyet kayıtları oluşturulmuş ve sınav sonuçları manipüle edilmiştir"
Sahteciliğin nasıl organize edildiğine dair iddianamede yer alan bilgileri aktaran Çiçek, “TÜRKTRUST ve E-İMZATR adlı elektronik sertifika sağlayıcılarının Adana, Mersin, Hatay, Ankara ve İstanbul’daki bayileri üzerinden sahte T.C. kimlik kartları ve sürücü belgeleriyle e-imzalar üretilmiştir. Bu e-imzalarla Gazi, Atatürk, Ege, Mersin, İnönü, Yıldız Teknik ve İbrahim Çeçen Üniversitelerinin sistemlerine girilmiş; sahte mezuniyet kayıtları oluşturulmuş ve sınav sonuçları manipüle edilmiştir” ifadelerini kullandı.
Çiçek, şebekenin sosyal medya aracılığıyla müşteri bulduğuna değinerek, “Basında yer alan bilgilere göre, şebeke sosyal medya üzerinden ‘e-Devlet garantili diploma’ ilanları vermiş; sahte belgeler için 50 bin TL’den başlayıp 2,5 milyon TL’ye kadar değişen ücretler talep etmiştir. Bu ödemelerin bir kısmının kripto para ile yapıldığı da tespit edilmiştir” dedi.
"Yaklaşık 400 akademisyen ve 40 milletvekilinin sahte belgelerle göreve başladığı ileri sürülmüştür"
Çiçek, suç şebekesinin lideri olduğu öne sürülen kişinin geçmişine dikkat çekerek, “Ziya Kadiroğlu’nun 2010–2016 yılları arasında ‘KPSS çetesi’ ve ‘sahte diploma çetesi’ davalarında beş yıl hapis cezası aldığı belirtilmiştir. Ancak buna rağmen, Düzce Üniversitesi’nde doktora programına kabul edildiği iddia edilmektedir. Bu durum, denetim mekanizmalarındaki zafiyetleri açık biçimde ortaya koymaktadır. Yaklaşık 400 akademisyen ve 40 milletvekilinin sahte belgelerle göreve başladığı ileri sürülmüştür. Bu iddialar resmi makamlarca doğrulanmamış olmakla birlikte; soruşturmanın genişliği ve siyasete uzanan boyutları, kamuoyunda ciddi şüphelerin oluşmasına neden olmuştur” ifadelerini kullandı.
"Türkiye artık bu tarz suç yapılarının üreticisi ve taşıyıcısı haline gelmiştir"
BTK’nın kamuoyuna açıklama yapmamasını eleştiren Çiçek, “BTK’nın üst düzey yöneticilerinin e-imzalarının kopyalandığı iddianamelerde yer alırken, kurumun kamuoyuna yeterli açıklama yapmaması güven krizini derinleştirmiştir” ifadelerini kullandı. Çiçek, kamu yönetiminin çöktüğünü belirterek, “Bu vakalar; liyakat, hesap verebilirlik ve kamusal adalet ilkelerinin nasıl tasfiye edildiğini, yerine sadakat ve kayırmacılığın nasıl yerleştiğini göstermektedir” dedi. Çiçek, Türkiye’de benzer örneklerin yaygınlaştığını hatırlatarak, “Yakın geçmişte gündeme gelen ‘yeni doğan bebek çetesi’ vakasında olduğu gibi, Türkiye artık bu tarz suç yapılarının üreticisi ve taşıyıcısı haline gelmiştir” dedi.
Meclis’in devreye girmesi gerektiğini belirten Çiçek, “Sahte belge ve diploma şebekesinin faaliyetlerini, ilgili kamu kurumlarının ihmal ve sorumluluklarını, dijital güvenlik sistemlerindeki yapısal açıkları ve siyasi sorumluluk zincirini ortaya çıkarmak; buna karşı etkili, kalıcı ve şeffaf önlemlerin alınmasını sağlamak amacıyla bir Araştırma Komisyonu kurulması zorunludur” ifadelerini kullandı.