DİYARBAKIR HABER - Diyarbakır’ın Bismil ilçesine bağlı Tepe köyü sınırlarında yer alan Ziyarettepe Höyüğü kazılarında ortaya çıkarılan ve bugün Diyarbakır Müzesi’nde sergilenen pişmiş toprak Asur dönemi silindir mühür, Yaklaşık 3 bin yıllık geçmişiyle Mezopotamya tarihine ışık tutan nadide eserler arasında yer alıyor.
Diyarbakır’da 3 bin yıllık silindir mühür! Bakın nasıl yapılıyormuş? https://t.co/tzyuBphgyp pic.twitter.com/ey4qFOgcKE
— Öz Diyarbakır Gazetesi (@ozdiyarbakirgzt) December 28, 2025
Anahtar nitelikte
Uzmanlara göre bu silindir mühür, Asur İmparatorluğu’nun Diyarbakır bölgesindeki yayılımını, Yukarı Dicle kıyısında kurduğu idari ve ticari merkezleri anlamada anahtar nitelikte. Ziyarettepe kazılarında ortaya çıkarılan çok sayıdaki arkeolojik buluntu arasında öne çıkan bu mühür, taşıdığı ikonografi ile dönemin inanç sistemi, mitolojisi ve kozmolojisini küçük bir yüzeye sığdırıyor.
Üzerindeki figürlerin anlamı
Mühür üzerinde yer alan palmiye ağaçları, Mezopotamya dünyasında bereketi, yaşamın sürekliliğini ve tanrısal düzeni simgelerken; dağ keçisi figürü, doğa ile uyum, bolluk ve tanrılarla kurulan kutsal ilişkiye işaret ediyor. Mührün üst kısmında yer alan hilal, Ay Tanrısı Sin (Nanna)’yı; yıldız figürü ise göksel güçlerin ve savaş-tutku kavramlarının tanrıçası İştar’ı sembolize ediyor.

Asurluların evren algısını yansıtıyor
Bu semboller, yalnızca dini inanışları değil, aynı zamanda Asur devlet ideolojisini ve evren algısını da yansıtıyor. Silindir mühürlerin idari belgelerin onaylanmasında, ticari anlaşmalarda ve mülkiyet işaretlemede kullanıldığı düşünüldüğünde, söz konusu eserin yüksek statülü bir yönetici ya da resmi görevli tarafından kullanılmış olabileceği değerlendiriliyor.
Arkeologlar, bu yaklaşık 2 santimetrelik pişmiş toprak eserin, Mezopotamya’nın çok katmanlı tarihini özetler nitelikte olduğunu vurguluyor. Dinler tarihi, mitoloji, folklor ve erken devlet yapıları; bu küçük mühür üzerinde bir araya geliyor. Bu yönüyle eser, yalnızca Diyarbakır’ın değil, insanlık tarihinin 5 bin yıllık hafızasını simgesel olarak taşıyan önemli bir arkeolojik belge olarak değerlendiriliyor.





