DİYARBAKIR HABER - Diyarbakır’da 40 yıldır emlakçılık yapan ve aynı zamanda Diyarbakır Emlak Komisyoncuları ve Müşavirleri Derneği, hem mesleğinin geçmişini hem de son günlerde yürürlüğe giren torba yasasının emlak sektörüne getireceği yükleri değerlendirdi. Koç, yeni yasada yer alan yıllık sabit harç uygulamasına sert tepki göstererek, “Bu harç değil, resmen haraçtır. Zaten gideri zor karşılayan emlakçıyı bitirecek bir uygulamadır” dedi.
“1985’te başladım, 40. yılımı dolduruyorum”
Sayın Koç, sizi tanıyarak başlayalım. Mustafa Koç kimdir, emlakçılık serüveni ne zaman başladı?
“1985 yılında bu mesleğe adım attım. Aslında 80’li yılların başında, bazı büyüklerimizin yanında çalışarak başladım. 1985’te kendi büromu açtım. 1995 yılına kadar vergi kaydım olmadan çalıştım ama o tarihten itibaren şirketleşerek “Koç Emlak İnşaat” adıyla faaliyet göstermeye devam ettim. Şimdi 40. yılımı dolduruyorum”
“Emlakçılık o zaman tapu takipçiliğiydi”
O yıllarda Diyarbakır’da emlakçılık nasıldı?
“O zamanlar Diyarbakır’da toplam 20 civarında emlakçı vardı. Bugünkü anlamda emlakçılık yapılmıyordu; daha çok “tapu takipçiliği” diyebileceğimiz bir sistem vardı. Yani insanlar arsasını, tarlasını satmak istediğinde emlakçılar tapu işlemlerini yürütüyordu. Şimdiki gibi ev kiralama, daire satışı yoktu çünkü şehirde imar yoktu. Genelde tarla, bağ, bahçe satışlarıyla uğraşırdık”
“Bir tapu işlemi 10 gün sürerdi”
Bugün teknolojinin sağladığı kolaylıklar malum. O dönem işlemler nasıldı?
“O zamanlar bir tapu işlemi en az 10 gün sürerdi. Tapudan ilişik kesme yazısı alınır, maliyeye gidilirdi. Yedi serviste yedi imzadan geçerdi. Yoklama memuru gelir, yeri tespit ederdi. Şimdi bir tapu bir günde bitiyor ama o zaman en az 10 gün uğraşırdık.
“Emlak paranın hammaddesidir”
Emlakçılığın tanımını sizden duyalım o halde…
Emlak dediğimiz; arsa, ev, bağ, bahçe gibi taşınmaz malların tamamıdır. Emlakçılık ise bu gayrimenkullerin alış, satış ve danışmanlık işlemlerinde aracılık eden, uzman kişilerce yapılan iştir. Ben hep şunu söylerim: “Paranın anası gayrimenkuldür.” Emlak, paranın ham maddesidir.
“Altın güvenli liman değil, asıl güvenli liman gayrimenkuldür”
Peki yatırım açısından sizce güvenli liman nedir?
Televizyonda “altın güvenli limandır” diyorlar ama ben katılmıyorum. Altın sadece fazla parası olup evi olmayanlar için güvenli limandır. Ama bir insan altına yatırım yapıp ev almazsa, o kazancını zaten kiraya verirken kaybediyor. Bugün Diclekent’te bir daire 30 bin liradan aşağı değil. İki yılda 700-800 bin lira kira ödeyen biri, altından kazandığını zaten kiraya veriyor. O yüzden altın değil, gayrimenkul güvenli limandır.
“Torba yasasındaki harç, resmen haraçtır”
Son torba yasada emlakçılarla ilgili düzenleme çok konuşuldu. Siz ne düşünüyorsunuz?
Açık söylüyorum: Bu yasa, emlakçılara yapılmış büyük bir haksızlıktır. Yeni yasayla birlikte, emlakçılara yıllık 40 bin lira sabit harç getirildi. İster kazansın ister kazanmasın, her emlakçı bunu ödemek zorunda. Buna ben “harç” değil, “haraç” diyorum. Çünkü birçok meslektaşımız 3 ayda bir daire satıyor, hatta bazen hiç satış yapamıyor. Bu insanlar nasıl bu parayı ödesin?
“Bu yasa korsan emlakçılığı teşvik eder”
Peki bu yasanın sektöre etkisi nasıl olur sizce?
Diyarbakır’da şu anda yaklaşık 600 kayıtlı emlakçı var. Bu yasa böyle devam ederse 3-5 ay içinde bu sayı 250’ye düşer. Çünkü insanlar vergisini, muhasebe giderini, aidatını zaten zar zor ödüyor. Üstüne bir de 40 bin lira eklenirse, herkes kaydını sildirir. Bu da korsan, kayıt dışı emlakçılığı artırır. Yani devlet eliyle korsan emlakçılık teşvik ediliyor.

“Birçok emlakçı şimdiden kaydını sildirmeye başladı”
Bu söylediğiniz hemen mi etkisini gösterdi?
Evet, hatta sen de şahitsin. Röportajdan önce bir arkadaşım muhasebecisini arayıp “terkimi verin” dedi. Daha yasa yeni açıklandı ama insanlar hemen pes etti. Bir ay içinde yüzlerce emlakçı kapanırsa şaşırmam”
“Bir doktor kadar kazanmıyoruz”
Devletin gözü neden hep emlakçılarda sizce?
“Bizi hep çok kazanan bir meslek olarak görüyorlar ama bu doğru değil. Bir doktor, özel muayenehanede bir günde 200-300 bin lira kazanabiliyor. Bizim öyle bir kazancımız yok. Kimi emlakçı ayda bir satış yapıyor, kimi 3 ayda bir. Kazancı zaten giderlerini ancak karşılıyor”
“Gerekirse dava açacağız”
Dernek olarak bu karara karşı bir adım atacak mısınız?
“Evet. Bu uygulamayı haksız buluyoruz. Dernek olarak meslektaşlarımızın hakkını savunmak için gerekirse yargı yoluna başvuracağız. Diğer illerdeki dernek başkanlarıyla da sürekli iletişim halindeyiz. Birçok ilde aynı tepki var. Milletvekillerine mesajlar atılıyor, ama yasa geçti. Eğer geri dönüş olmazsa bu resmen zulümdür”
“Reel satış fiyatı üzerinden vergi almak da haksızlık”
Son olarak 2025’te yürürlüğe girecek reel satış fiyatı uygulaması hakkında ne düşünüyorsunuz?
“Bu da ayrı bir haksızlıktır. Şimdi devlet diyor ki: “İlanlardaki fiyat üzerinden tapuda işlem yapacaksın.” Ama belediyeler zaten emlak rayici belirliyor. Vatandaş da o rayiç üzerinden satış yapıyor. O zaman belediyelerin rayicini kapat, reel fiyatı belirleyecek uzman emlakçılara yetki ver. Bunu destekleriz ama mevcut haliyle yanlış. Bir daire 7 milyon lira. Harcı binde 4. Yani 280 bin lira sadece harç. Buna döner sermaye, dosya, tapu bedeli derken 300 bine yaklaşıyor. Bu alıcı için zulümdür”
“Harçları düşürün, kaçakçılığı önleyin”
Çözüm ne olmalı sizce?
“Çözüm çok basit: Harç oranını binde 4’ten binde 1’e düşürsünler. O zaman herkes tapuda gerçek fiyatı beyan eder. Devlet de daha çok kazanır, vatandaş da rahat eder. Ama bu haliyle hem alıcı hem satıcı hem de emlakçı mağdur”
“Bu yasa sektörü değil, korsanlığı büyütür”
Son olarak Diyarbakır’daki meslektaşlarınıza ne mesaj vermek istersiniz?
“Biz her zaman dürüst, kayıtlı ve etik çalışan bir emlakçılıktan yanayız. Ama devletin bu yükleri altında bu mümkün değil. Eğer bu yasa düzeltilmezse, sektörde kayıtlı çalışan kalmayacak. Bu da hem devletin vergi kaybı hem de vatandaşın mağduriyeti demektir. Tekrar söylüyorum: Bu yasa harç değil, haraçtır ve emlakçılığı değil, korsanlığı büyütür”




