DİYARBAKIR HABER - Diyarbakır Kent Koruma ve Dayanışma Platformu, 1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısıyla yaptığı basın açıklamasında, barış ve demokrasi mücadelesine olan inançlarını bir kez daha vurguladı. Platform Dönem Sözcüsü Yıldız Orak, açıklamasında, savaş politikalarının yıkıcı etkilerine dikkat çekerek, toplumun barış ihtiyacını dile getirdi.
Barışın önemi ve geçmiş süreçlerin dersleri
Açıklamada, savaş, çatışma ve şiddetin toplum üzerindeki etkilerinin uzun yıllardır hissedildiği belirtilerek, “Barışın önemini çok iyi biliyoruz. Silah, operasyon ve güvenlikçi politikalar Kürt Meselesi’ni çözmek yerine derinleştirmiştir” denildi.
Orak, 2024 ve 2025’te yaşanan süreçleri hatırlatarak, şunları kaydetti:
22 Ekim 2024’te Devlet Bahçeli’nin Meclis konuşması,
27 Şubat 2025’te Abdullah Öcalan’ın barış ve demokratik toplum çağrısı,
11 Temmuz’da PKK’nin silahlarını yakması,
barış iradesinin ciddiyetini gösteren somut adımlar olarak ifade edildi.
Platform, geçmiş çözüm süreçlerinin başarısızlıklarının şiddeti artırdığını, demokratik hakları daralttığını ve toplumsal güveni sarstığını belirtti. Bu nedenle, atılacak adımların şeffaf, kapsayıcı ve kararlı olması gerektiği vurgulandı.
Medya, siyaset ve hukuksal talepler
Basın açıklamasında mevcut medya düzeninin, barış sürecinin sağlıklı ilerlemesi açısından engel teşkil ettiği ifade edildi. Medyanın çözüm odaklı, çoğulcu ve sağduyulu bir dil geliştirmesi gerektiği belirtildi. Ayrıca, Mecliste kurulan Milli Dayanışma ve Demokrasi Komisyonu’nda barış annelerinin Kürtçe konuşmasına uygulanan ambargo eleştirildi.
Platform, barış sürecinde şu talepleri yineledi:
Kürt Meselesinin diyalog yolu ile çözümü için sürecin destekçisi olunması,
Sürecin siyasi kaygılardan uzak, insan haklarını esas alan bir perspektifle yürütülmesi,
Olası tıkanıklıklara soğukkanlılıkla yaklaşılması,
Kayyım atama yetkisini içeren yasa metninin iptali,
Anadilin eğitim ve kamusal alanda kullanımının önündeki engellerin kaldırılması,
Sivil ve demokratik anayasa yapım sürecinin başlatılması,
Suriye’de Kürtlerin haklarını kabul eden yaklaşım ve söylemlerin geliştirilmesi,
Anayasa Mahkemesi ve AİHM kararlarının yerel mahkemelerce uygulanması önündeki engellerin kaldırılması.
Orak, 1 Eylül Dünya Barış Günü’nün anlamının, halk için onurlu bir barış mücadelesini sahiplenmek olduğunu vurguladı.