Tartışmalı Paylaşım Sosyal Medyada Gündem Oldu
25 Mart 2025 tarihinde Can Ataklı'nın kişisel YouTube kanalında yaptığı açıklamalar, kısa sürede sosyal medya platformlarında geniş yankı uyandırdı. Ataklı, yayınında MHP lideri Devlet Bahçeli’nin sağlık durumuna ilişkin “entübe edildi” yönünde bir iddiada bulundu. Bu açıklama, kamuoyunda büyük merak uyandırdı. Ancak olay sonrası herhangi bir resmi açıklama yapılmadan Bahçeli’nin kamuoyunun karşısına çıkarak siyasi görevini sürdürmesi, söz konusu bilginin doğruluğuna dair soru işaretlerini artırdı.

Savcılık Resen Soruşturma Başlattı
Paylaşımın yarattığı kamuoyu etkisi üzerine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı resen soruşturma başlattı. 27 Mart 2025 tarihinde İstanbul Adliyesi’ne çağrılan Can Ataklı, savcılık ifadesinin ardından nöbetçi sulh ceza hakimliğine sevk edildi. Mahkeme, Ataklı’nın yurt dışına çıkışını yasakladı ve belirli aralıklarla karakola giderek imza atması şartıyla adli kontrolle serbest bırakılmasına hükmetti.

İddianamede “Halkı Yanıltıcı Bilgi” Vurgusu
Savcılık tarafından tamamlanan soruşturma kapsamında hazırlanan iddianamede, Ataklı’nın kamuoyuna sunduğu bilginin doğruluğunun teyit edilmeden yayınlandığına dikkat çekildi. İddianamede, bu tür açıklamaların kamu düzenini bozabileceği, toplumda infial yaratabileceği ve vatandaşlar arasında korku, panik ya da tedirginliğe neden olabileceği ifade edildi. Ayrıca suçun basın ve yayın yoluyla işlenmiş olması, cezanın alt sınırının yükseltilmesi için gerekçe olarak gösterildi.

Mahkeme Yargılamayı Kabul Etti
İstanbul Asliye Ceza Mahkemesi, savcılık tarafından sunulan iddianameyi kabul ederek yargı sürecini başlattı. Önümüzdeki günlerde yapılacak ilk duruşmada, Can Ataklı hakim karşısına çıkacak. Mahkeme sürecinde, Ataklı’nın söz konusu ifadeyi bir gazeteci olarak mı, yoksa kişisel görüş şeklinde mi paylaştığı, bu bilginin kamuoyunu bilgilendirme amacı taşıyıp taşımadığı, ve haber alma özgürlüğü kapsamına girip girmediği değerlendirilecek.

Basın Özgürlüğü ve Dezenformasyon Yasası Gündemde
Olay, Türkiye'de basın ve ifade özgürlüğü konusundaki tartışmaları yeniden alevlendirdi. Basın meslek örgütleri, gazetecilerin haber kaynaklarını açıklamaya zorlanması, doğrulanmamış bilgi nedeniyle yargılanması gibi uygulamaların ifade özgürlüğünü tehdit ettiğini vurguluyor. Öte yandan bazı hukukçular, dezenformasyonun özellikle kriz dönemlerinde toplumsal güveni zedeleyebileceği ve bu nedenle ciddi yaptırımlar gerektirebileceğini savunuyor.

2022 yılında yürürlüğe giren ve kamuoyunda “dezenformasyon yasası” olarak bilinen düzenleme kapsamında ilk yargılamalardan biri olan bu dava, benzer içeriklerin nasıl değerlendirileceği konusunda da emsal teşkil edebilir. Uzmanlar, dijital medya çağında bilgiye hızlı erişimin önemli olduğu kadar, bu bilgilerin doğruluğunun da dikkatle sorgulanması gerektiğini hatırlatıyor.