Gazeteci Fatih Altaylı, Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek’in şüpheli ölümüyle ilgili çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Zeyrek'in elektrik çarpması sonucu yaşamını yitirmesinin ardından kamuoyunda ortaya atılan suikast iddialarını “gerçek dışı” diye nitelendirmemenin önemine dikkat çeken Altaylı, bu ihtimalin tüm yönleriyle araştırılması gerektiğini vurguladı.

Altaylı, kişisel YouTube kanalında yaptığı açıklamada, Zeyrek’in ölümünü suikasta bağlayan ilk yorumların merhumun kızı tarafından gündeme getirildiğini belirtti. Başlangıçta bu iddiayı “aşırı komplocu” bulduğunu ifade eden deneyimli gazeteci, gelişen olaylar, yapılan açıklamalar ve kamuoyuna yansıyan teknik bulgular sonrasında fikrini gözden geçirdiğini dile getirdi.

“Başta bu iddiaları gerçek dışı bulmuştum,” diyen Altaylı, sözlerine şöyle devam etti:
“Bir insanın havuzun makine dairesine gireceğini önceden tahmin edip orada kasıtlı bir elektrik kaçağı yaratmak bana fazla komplike gelmişti. Ancak ardından CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in açıklamaları, ailenin ısrarla vurguladığı şüpheler ve Elektrik Mühendisleri Odası'nın dikkat çeken tespitleri, bu ihtimali tamamen dışlamamı imkânsız kıldı.”

Altaylı, gündelik yaşamdan bir örnek vererek durumun olağan dışılığına dikkat çekti:

“Kendi oturduğum sitenin havuzunun makine dairesine ömrüm boyunca girmedim, nerede olduğunu bile bilmem. Bu yüzden bir belediye başkanının oraya neden ve nasıl girdiğini de sorgulamak gerekiyor. Ancak eğer birileri onun günlük rutinini biliyor, alışkanlıklarını takip ediyorsa, böyle bir tuzak kurgulamak imkânsız da sayılmaz. Tüm bu olasılıklar ciddi şekilde soruşturulmalıdır.”

"Türkiye Artık Korkutucu Bir Ülke Haline Geldi"
Altaylı’nın dikkat çektiği bir diğer husus da Türkiye’de ihmalkârlığın ve kötü işçiliğin yaygın olması. Bu noktada, olayın basit bir ihmalkârlık sonucu meydana gelmiş olma ihtimalinin daha güçlü olduğunu belirten gazeteci, yine de bu şüphelerin göz ardı edilemeyecek kadar ciddi olduğunu ifade etti.

“Evet, Türkiye’de kötü iş yapma geleneği, denetimsizlik ve rastgelelik birçok kazaya yol açıyor. Bu gerçek. Ancak bu olayda farklı dinamikler de devrede olabilir. Çünkü Zeyrek, belediyedeki yolsuzlukları önleyen ve çeşitli çıkar gruplarını rahatsız eden bir profildi. Daha önce güvenlik tedbirleri aldığı, hatta çevresine olası tehditlerden söz ettiği de biliniyor. Bütün bu parçalar bir araya geldiğinde, ‘acaba?’ demeden edemiyorsunuz.”

Altaylı, konunun üstünün örtülmemesi gerektiğini şu ifadelerle netleştirdi:

“Bu durum Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başına gelseydi, devlet tüm kurumlarıyla harekete geçer, en ufak ihtimal bile titizlikle araştırılırdı. Aynı ciddiyetin şimdi de gösterilmesi gerekiyor. Çünkü eğer bu bir suikast ise, sadece bir belediye başkanının değil, Türkiye’deki tüm yerel yönetim temsilcilerinin güvenliği tehdit altında demektir.”

Kamuoyu Derinlemesine Bilgilendirilmeli
Altaylı’nın çağrısı yalnızca soruşturmanın derinleştirilmesiyle sınırlı kalmadı. Medya ve kamuoyunun da süreci yakından takip ederek baskı oluşturması gerektiğini belirtti.

“Türkiye, giderek daha karanlık ve korkutucu bir iklime sürükleniyor. Bu yüzden, bu tür olaylara kayıtsız kalmak ya da geçiştirmek büyük bir hata olur. Ailenin sesine kulak verilmeli, kamuoyuna tatmin edici açıklamalar yapılmalı. Eğer ortada organize bir plan varsa, bu sadece bir kişiyi değil, demokrasinin bütününü hedef alır.”