İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) yönetimine yönelik yapılan yolsuzluk ve terör soruşturmalarının ardından düzenlenen izinsiz gösterilere katıldıkları iddiasıyla

139 kişi hakkında hapis cezası talep edildi. 104'ü tutuklu olan şüpheliler, 19 Mart ile sonraki günlerde İstanbul’daki çeşitli noktalarda toplanarak, yürüyüş ve protestolar gerçekleştirdikleri gerekçesiyle yargı önüne çıkacak. İddianameye göre, gösterilerin düzenlendiği tarihlerde İstanbul'da yürüyüş ve protesto gibi toplumsal eylemler İstanbul Valiliği tarafından yasaklanmıştı.

Toplanma Çağrıları ve İzinli Protestoların İhlali

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) tarafından yapılan toplanma çağrılarıyla ilgili önemli bir vurgu yer alıyor. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkındaki yolsuzluk soruşturması çerçevesinde, 19 Mart'tan itibaren CHP'nin çağrılarıyla İstanbul’un Saraçhane Parkı’nda ve İBB binası önünde toplanmalar gerçekleşti. Bu dönemde, İstanbul Valiliği, 19-23 Mart tarihleri arasında yapılacak her türlü protesto ve yürüyüşün yasaklandığını duyurdu. Ancak, buna rağmen kalabalık dağılmayı reddetti ve polisle gerginlik yaşandı.

Polisle Çatışma ve Taşkınlık İddiaları

İddianamede, yasaklama kararına rağmen toplanan eylemcilerin polis hattına saldırarak taşkınlık gösterdiği ifade ediliyor. Kolluk kuvvetleri, alanda güvenlik önlemlerini artırmak için sesli yayın araçlarıyla eylemcilere defalarca dağılmaları yönünde uyarılarda bulundu. Ancak, uyarılara rağmen kalabalık dağılmadı ve polisle karşı karşıya geldi. Ayrıca, görüntü tespit ve inceleme tutanaklarında, eylemcilerin lazer ışıklarıyla polislerin görüşünü engellemeye çalıştıkları ve daha sonra taş, sopa, şişe, yanıcı maddeler ve sert cisimlerle karşılık verdikleri belirtiliyor.

Şüpheliler Hakkında Hapis Talebi ve Diğer Suçlamalar

İddianamede, şüphelilerin emniyet ve hakimlikteki ifadelerinde, herhangi bir baskı veya teşvik ile toplanmadıklarını ve suçlamayı kabul etmediklerini ifade ettikleri aktarıldı. Ancak, eylemcilerin topluca hareket etmeleri ve olayların benzer şekilde gelişmesi, bunların fikir birliği içinde hareket ettiklerini gösteriyor. "Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet" suçundan yargılanacak olan şüpheliler hakkında, 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezası talep ediliyor.

Bunun yanı sıra, şüpheliler hakkında "görevi yaptırmamak için direnme" ve "Cumhurbaşkanına hakaret" suçlarından da soruşturma yürütülüyor. Bu durum, hukuki sürecin karmaşıklığını ve olayların iç yüzünü ortaya koyuyor. Protestoların sonuçları ve dava süreci, İstanbul'daki siyasi atmosferi etkileyebilecek bir gelişme olarak dikkat çekiyor.

Siyasi Gerilim ve Protestoların Etkisi

Bu dava süreci, İstanbul’daki siyasi gerilimin daha da tırmanmasına neden olabilir. İBB ve CHP yönetimi tarafından yapılan protestolar, kamuoyunda büyük tartışmalara yol açtı. İBB'nin yönetimindeki belediye hizmetlerine yönelik eleştiriler ve yolsuzluk iddiaları, halkın tepkisini çekerken, buna karşı yapılan gösteriler de toplumsal huzursuzluğu artıran bir faktör olarak öne çıkıyor.

Sonuç: Hukuki ve Toplumsal Yansıma

İstanbul’da yaşanan bu olaylar, sadece yasal bir süreç değil, aynı zamanda toplumsal hareketlerin ve siyasi çatışmaların boyutlarını da gözler önüne seriyor. Şüpheliler hakkında açılan dava, hem İBB yönetiminin hem de genel olarak siyasi çevrelerin gelecekteki stratejilerini şekillendirebilir. Toplumda kutuplaşmanın arttığı bir dönemde, bu gibi dava süreçleri, protestoların ne kadar etkili olduğu ve toplumsal reaksiyonların nasıl şekilleneceği konusunda önemli göstergeler oluşturuyor.