İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) yönelik başlatılan ikinci dalga operasyon sonrası İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi’nde (İSKİ) yaşanan gelişmeler, kamuoyunda büyük yankı uyandırdı.
Gözaltına alınan İSKİ Genel Müdürü Şafak Başa ve Genel Müdür Yardımcısı Begüm Çelikdelen hakkında henüz resmi bir suçlama açıklanmazken, ünlü gazeteci Mehmet Tezkan’dan çarpıcı bir kayyum iddiası geldi.
İmamoğlu Tutuklandı, Operasyon Derinleşti
Geçtiğimiz günlerde İBB Başkanı ve aynı zamanda CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı olan Ekrem İmamoğlu’nun, "suç örgütü kurmak", "ihaleye fesat karıştırmak", "rüşvet almak" ve "nitelikli dolandırıcılık" gibi ağır suçlamalarla tutuklanması, kamuoyunda adeta şok etkisi yarattı. Bu gelişmenin ardından İBB’ye bağlı kurumlara yönelik soruşturmaların derinleştiği görüldü. Soruşturmanın ikinci ayağında, İSKİ’nin en üst düzey yöneticileri dahil olmak üzere toplam 51 kişi gözaltına alındı.
İSKİ Yöneticileri Gözaltında, Gözler DDK’da
İSKİ Genel Müdürü Şafak Başa ve Genel Müdür Yardımcısı Begüm Çelikdelen’in gözaltına alınmasıyla kurumun yönetiminde büyük bir boşluk oluştu. Üstelik İSKİ Yönetim Kurulu Başkanı sıfatıyla Ekrem İmamoğlu da tutuklu durumda. Bu gelişmeleri değerlendiren gazeteci Mehmet Tezkan, köşe yazısında Devlet Denetleme Kurulu'nun (DDK) sahip olduğu yeni yetkilere dikkat çekerek, kurumun başına kayyum atanabileceği uyarısında bulundu.
Tezkan, DDK’nın görevden alınmasını sakıncalı bulduğu kamu görevlilerini yetkisi dahilinde uzaklaştırabileceğini hatırlatarak, “TMSF’nin bazı şirketlere el koyduğu gibi DDK da bu yetkiyi kullanarak İSKİ’nin yönetimine kayyum atayabilir” dedi.
Gözaltılar Kanal İstanbul'la Mı Bağlantılı?
İddialar yalnızca operasyonla sınırlı değil. Tezkan’ın dikkat çektiği kritik bir detay daha var: Gözaltıların, İSKİ’nin Kanal İstanbul projesi güzergahında TOKİ tarafından inşa edilmekte olan 24 bin konut hakkında “kaçak yapı” kararı alıp yıkım sürecini başlatmasının hemen ardından gerçekleşmesi.
Söz konusu konutlar, Sazlıdere Barajı çevresindeki su toplama havzasına çok yakın bir alanda yer alıyor. İSKİ’nin verdiği kararın ardından 24 saat geçmeden kurumun üst düzey yöneticilerinin gözaltına alınması, bu gelişmenin tesadüf olmadığını düşünenlerin sayısını artırdı.
Siyasi ve Hukuki Yansımalar
Bu gelişmeler, sadece hukuki bir süreç olarak değil, aynı zamanda siyasi bir restleşmenin yansıması olarak da değerlendiriliyor. Kanal İstanbul’a karşı çıkan ve bu projeyi “felaket” olarak nitelendiren İBB yönetimi ile merkezi hükümet arasındaki gerilimin, yargı üzerinden bir hesaplaşmaya dönüşüp dönüşmediği sorusu kamuoyunda sıkça dile getiriliyor.
İSKİ’ye kayyum atanıp atanmayacağı önümüzdeki günlerde netlik kazanacak. Ancak yaşanan gelişmeler, sadece İstanbul’un değil, Türkiye’nin siyasal geleceğini de doğrudan etkileyecek bir sürecin habercisi olabilir.