DİYARBAKIR HABER - Türkiye son aylarda tarihi bir süreçten geçiyor. Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli tarafından kamuoyuna duyurulan ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da desteklediği “Teröristsiz Türkiye” süreci, geniş çevrelerde tartışılmaya devam ediyor.
Biz de Öz Diyarbakır Gazetesi olarak bu süreci değerlendirmek üzere Diyarbakır Yazarlar ve Şairler Derneği (DİYŞAD) Başkanı, hukukçu ve eğitimci Aydın Ak ile konuştuk. Ak’la yalnızca siyasal süreci değil, aynı zamanda Diyarbakır’ın kültürel ve sanatsal yönünü, gençliğin geleceğini, eğitim yatırımlarını ve çözüm önerilerini masaya yatırdık.
“Süreç, sadece Ankara’da değil, Diyarbakır’da da yankı bulmalı”
Sayın Ak, Devlet Bahçeli’nin başlattığı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da destek verdiği ‘Teröristsiz Türkiye’ sürecini nasıl değerlendiriyorsunuz?
“Öncelikle teşekkür ediyorum. Bu süreci ben bir milat olarak görüyorum. 41 yıldır bu coğrafyada kan var, gözyaşı var, gerilim var. Ne Türk kazandı, ne Kürt kazandı, ne Arap… Kazanan sadece terör oldu, silah baronları oldu. Ama artık bu süreçte insanlar barışa susamış durumda. Bu süreç, Türkiye’nin geleceğini kurtarabilecek bir fırsattır. Devlet aklı yeni bir paradigma inşa ediyor. Bu paradigma, kardeşlik hukukuna dayalı bir ortak yaşam modelidir.
“Terörün panzehiri eğitimdir, diyalogdur, kültürdür”
Sizce terörü gerçekten bitirecek olan şey ne? Silah mı, politika mı, başka bir şey mi?
“Terör silahla başlamaz, eğitimle başlar; silahla bitmez, eğitimle biter. Terörün panzehiri eğitimdir, diyalogdur, kültürdür. Eğer siz bir çocuğa ilkokuldan itibaren birlikte yaşamanın hukukunu, insanı insan yapan değerleri anlatmazsanız; o çocuk büyüdüğünde kutuplaşmanın bir parçası olur. İsrail çocuklarına anaokulunda kimliklerini anlatıyor. Japonya, Hiroşima’yı unutturmuyor. Biz de çocuklarımıza bu coğrafyanın kaderini anlatmalıyız”
“Sadece Diyarbakır değil, Tokat da bu sürecin parçasıdır”
Süreç hep Güneydoğu merkezli konuşuluyor. Sizce çözüm sadece Diyarbakır’la mı sınırlı?
“Hayır. Süreç yalnızca Diyarbakır değil; Tokat’tır, İzmir’dir, Edirne’dir. Yani Türkiye’nin tamamıdır. Çünkü biz ancak birlikte güçlüyüz. Sadece Kürt sorunu değil, bir ortak yaşam sorunuyla karşı karşıyayız. Bu süreçte tüm iller, tüm halklar kardeşlik hukukunda birleşmeli”
“Gençlik bu sürecin temel taşıdır, eğitim yatırımları şart”
Gençliği bu sürecin neresine koyuyorsunuz?
“En merkezine. Çünkü geleceği ancak gençler inşa edebilir. Bugün eğer İsrail, ABD, Japonya gibi ülkeler teknolojik olarak ilerideyse, bu onların genç kuşaklarına yaptıkları yatırımlardır. Türkiye’nin de ortaokuldan itibaren öğrencileri yeteneklerine göre yönlendirmesi gerekiyor. Robotik mi, yazılım mı, tarım mı, savunma mı? Hangi alandaysa oraya yönlendirilmeli. 10 yıl sonra Türkiye savunmada, ekonomide, bilimde dünyanın en büyük ülkelerinden biri olabilir”
“Yeni anayasa, kardeşlik hukukunun teminatı olmalı”
Yeni anayasa tartışmaları da gündemde. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
“Mevcut anayasa bir darbe anayasasıdır. Serttir, tekçidir, merkeziyetçidir. Türkiye’nin yeni bir anayasaya ihtiyacı var ama bu anayasa mutlaka kardeşlik hukukunu içermeli. Her bölgeden, her inançtan, her etnik yapıdan yurttaş kendini içinde görmeli. Bürokrasiye, siyasete, üst kademelere tüm kimlikler liyakat temelinde adilce yerleştirilmeli. Bu da ancak yeni bir anayasa ile sağlanabilir”
“STK’lar sürece mutlaka dahil edilmeli”
Sivil toplum bu sürecin neresinde? Dahil edilmeli mi?
“Mutlaka. STK'lar, halkın sesidir. Meclis komisyonlarının sahayı iyi dinlemesi, STK’ları sürece dahil etmesi gerekiyor. Diyalog halktan başlarsa, meclise doğru akar. Eğer süreç sadece siyasal elitin arasında konuşulursa, geçmişte olduğu gibi başarısızlığa uğrar.”
“Silahlar sustu, biz Diyarbakır’da kültür konuştuk”
Kültür ve sanat bu süreçte nasıl etkileniyor?
“Silahlar sustuğunda, enerjimiz birbirimizle uğraşmak yerine üretmeye kayıyor. Biz Diyarbakır Yazarlar ve Şairler Derneği olarak son birkaç aydır her hafta Sur içinde etkinlikler düzenliyoruz. Cahit Sıtkı Tarancı, Süleyman Nazif, El Cezeri gibi değerleri gençlere tanıtıyoruz. Bu kadim coğrafyada o kadar zenginlik var ki… Silahlar sustukça bu güzellikler gün yüzüne çıkıyor. Kültür canlanıyor, turizm gelişiyor, ekonomi hareketleniyor”
“Hevsel Dergisi 13. sayıya hazırlanıyor, genç kalemleri bekliyoruz”
Dernek olarak başka çalışmalarınız var mı?
“Evet, Hevsel Dergisi’ni yayımlıyoruz. Şu anda 13. sayımız için eser alımına başladık. Tüm Türkiye’den yazarlara, şairlere açığız. Kültürel, sanatsal içerikler alıyoruz. Gençlerin sesi olmak istiyoruz. “Benim de diyecek bir sözüm var” diyen herkes bizimle iletişime geçebilir: [email protected]”
“Yatırımlar kültüre, öğretime, gençliğe yapılmalı”
Son olarak ne söylemek istersiniz?
“Türkiye güçlü bir devlettir. Bu süreci sekteye uğratmak isteyenler çıkacaktır. Ama biz iyi insanlar olarak sessiz kalmamalıyız. Birlikte ses çıkarmalıyız. Bu coğrafyanın gençlerine, kadınlarına, çocuklarına güzel bir gelecek borcumuz var. O yüzden kültüre, sanata, eğitime ve öğretime yatırım yapmamız gerekiyor. Kardeşlik hukuku, ekmek kadar, su kadar önemlidir.”